Hürmüs Kayakan Sarp
Kıbrıs bir küçük ada, farklılıkları ile renklenmiş bölgelerinde her köşesi farklılıklar yaşatıyor...
Her bir köyün insanı farklı, alışkanlıkları, yemekleri, içecekleri...
Her köyde sanki kültürümüzden bir parçaya yeniden kavuşuyoruz.
Bir zamanlar Kıbrıs düğünlerinin vazgeçilmez ikramı olan Herse'yi tatmayanımız çoktu mesela, Kıbrıs'ı fotoğraflarken İncirli köyünde tattık ve daha nice lezzetleri; Yeşilırmak’ta Bergamutlu lokum, Büyükkonuk’ta Enginar köftesi, Yiğitler’de Gafgarıt yemeği, Bağlıköy’de Badem ezmesi, saymakla bitmez.
Sevgi, hoşgörü ve geleneksel Kıbrıslı misafirperverliği ile karşılanıyoruz her uğrak noktamızda.
Eskiden erkeklere ait olan köy kahvelerinin kapıları hoşgörü ile açılıyor hepimize, sabah kahvelerimiz bölge halkı ile sohbetle geçiyor... Rotamızı çiziyorlar.
Bizim buralara gelmişken şuradaki mağarayı, falan yerdeki tarihi kalıntıları, köşedeki manastırı görmeden ayrılmayınız tavsiyeleri bir kez daha tarihi zenginliklerimizin çokluğunu seriyor gözler önüne.
Insanı çok güleç yüzlü ve sıcak memleketimin, öyle güzel ki iletişim etkileşim böyle olunca her bir anı keyifli geçiyor gezilerimizin.
Mesela sabahın ilk saatlerinde Kormacit’teydik bu sabah... Kıbrıs’ta yaşayan Türk ve Rumlar’dan sonra üçüncü toplum Maronitler...
Köyü gezerken bilgi sahibi olan arkadaşlar anlatıyor, Maronitler Lübnan’dan gelmişler ana dilleri Arapçaymıs... Ayıp bana ki hiç bilmezdim...
Çok yıllar önce camiye gitmiştim ve bir de Ortodoks ayinine katılmıştım, bugüne St. George Kilisesi’nde kısmetmiş Katolik Pazar ayinine katılmak... Farklıymış derler, bir gün de Ermeni kilisesinde bir ayine katılmak gerek.
Fotoğraf makinelerimizle girdik kiliseye, ibadet ederlerken rahatsız etme endişesi ile.
Girişte yanan mumlar vardı,
Kimbilir ne dilekler dilenmişti yanarken mumlar…
Belki de yaş ortalaması 60 üzeri olan köyde yeniden genç Maronitler görmek için dilek dilemişlerdir…
Çiçeklerle süslü kilisede bizler de sıralara oturduk kısa sürdü meraklı bakışları, minik gülümsemeler belirdi dudak kenarlarında, güzeldi kabul görmek.
Ayinden sonra bizlere de köy çöreği ikram edildi, sonrasında köyü gezdik çiçeği böcegi fotoğrafladık
Her gülen yüzle selamlaştık, Yorgo'nun yerinde Maria'nın sohbetinde yemeklerimizi yedikten sonra günü hafızaya kaydedilmiş birçok güzel anla noktaladık...
Her köşesi, her bir insanı bir başka güzel Kıbrısımın...
Dini kimliklerden, siyasi görüşlerden ötedir bir memleketi sevmek ve ne güzel birşeydir Kıbrıslıyım diyebilmek....
(Yazı Hürmüs Kayakan SARP – Fotoğraflar: Raşit Özay - 26.5.2013))