1997 yılında Dikelya, 2001 yılında Lârnaka, 2011 yılında Episkopi, 2012 yılında Vasiliko (ΑΗΚ) ve 2021 yılında da Baf’ta olmak üzere bugün yıllık 80 milyon metreküp kapasite ile çalışan tuz arıtma birimleri kuruldu
Dünyadaki en önemli kaynak: Su
Doğal bir nimet olarak su tüm yaşam formları ama özellikle insan için olmazsa olmazdır.
Tüm dünyadaki yaşam formlarının çeşitliliği (biyoçeşitlilik) suya (Η2Ο) ve elementleri olan hidrojen ile oksijene bağlıdır. Doğadaki suyun döngüsü yaşam için en önemli unsurlardan biridir. Yaşam için en temel bileşendir. Örneğin insan vücudunun %70’ i sudan oluşur.
Yeryüzünün yaklaşık olarak üçte ikisi suyla kaplıdır ve bunun da yüzde 97 oranıyla büyük bir kısmını deniz ve okyanuslar oluşturur. Yüzde 2,6 oranındaki su, kar ve buz olarak buzul ve buz dağlarında bulunur. Dolayısıyla, bizim için kullanılabilir durumda olan tatlı su miktarı yalnızca yüzde 0,3 gibi çok sınırlı bir miktardır.
Deniz ve çevresi ile ilgili Avrupa yönergeleri
Kıbrıs’ın sahil şeridi uzunluğu toplam olarak 737 metredir. Bu rakamın 317 kilometrelik kısmı Kıbrıs Cumhuriyeti, 420 kilometrelik kısmı ise kuzeyde bulunmaktadır.
Avrupa Birliğinin 2008/56/ΕΚ numaralı “Deniz ve çevresi ilgili Strateji” yönergesi, AB üyesi ülkelerin su kaynaklarının iyi durumda tutulmasının başarılması için stratejik olarak inceleyip izlemeleri gereken bir dizi kalite tanımını ve özelliklerini içermektedir.
Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Biyoçeşitliliğin korunması
Sürdürülebilir balıkçılık faaliyetlerine katılım
Deniz diplerinin korunması
Denize bırakılan atıkların kontrol altında tutulması
Ülkemizde tüm sahil şeridinin, deniz ve çevresinin korunması stratejisi Kıbrıslı Rum Toplumu ile birlikte plânlanmalıdır ve;
Deniz tatbikatlarından
Gemilerin yarattığı kirliliklerden
Sahil kirliliğinden kaçınılmalıdır.
İçilebilir su ile ilgili Avrupa yönergeleri
15 Aralık 2020 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından içilebilir su ile ilgili onaylanan yönerge Avrupa Birliği vatandaşlarının «Right2Water» (içilebilir suya erişim hakkı) ismi ile organize ettikleri sonradan kanuna dönüşen ilk girişimidir.
Bu girişim ile birlikte, tüm Avrupa Birliği üye devletlerde bulunan korunmasız toplum ve toplulukların da içilebilir suya olan erişimi artacak.
Bu hedefe ulaşılması için, üye devletlerin kamu binalarına ücretsiz su sağlaması; restoran, kafeterya ve topluma hizmet veren yerleri de müşterilerine ücretsiz veya düşük hizmet ücreti ile içilebilir su sağlamaları için cesaretlendirmesi gerekecek.
Tuzdan arındırma süreci özellikle tuzlu sulardan tuzun ayrıştırılması, çıkarılması sürecidir. Böylece, daha geniş anlamda tuzdan arındırma süreci deniz suyundan, tuzlu nehirlerden ve göllerden içilebilir su elde etme yöntemidir. Yağışların azalması, iklim koşullarında aşırı değişimler ve su kaynaklarının kötü yönetimi dünyada pek çok ülkeyi alternatif su kaynağı arayışına yönlendiren faktörlerden bazılarıdır.
Özellikle iklimin kurak olduğu, içilebilir su kıtlığının bulunduğu and deniz suyuna erişimin olduğu bölgelerde uygulanır. Deniz suyunun tuzdan arıtılması daha fazla su kıtlığının olduğu ve yağışların az olduğu deniz kenarı bölgelerde ve adalarda su temin etmek için çözüm olarak tercih edilir. Söz konusu metod; bir adanın sakinlerine sağlıklı, yeterli ve zamanında su temin edilebilmesi için benzersiz bir alternatif çözüm olarak ters osmoz teknolojisine dayanarak çalışır
Kıbrıs’ın güneyinde deniz suyundan üretilen tatlı suyun kullanım değeri
Kıbrıs’ın güneyindeki Su Kaynakları Geliştirme Bölümü verilerine göre; 1960 yılında toplam dolum kapasitesi 6 milyon metreküp iken bugün 327 milyon metreküp olan büyük barajların oluşturulması, yağış dağılımından bağımsız olarak suyun benzer bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olmuş ve kısa sürekli kuraklıkların olası kötü etkilerini bir derecede azaltmıştır.
İklim değişikliğinden ötürü su probleminin çözümü beklenilir değildi bu sebepten dolayı ihtiyaç duyulan içilebilir su miktarının sağlanabilmesi için devlet alternatif çözümlere yatırım yapmak zorunda kaldı. Böylece, 1997 yılında Dikelya, 2001 yılında Lârnaka, 2011 yılında Episkopi, 2012 yılında Vasiliko (ΑΗΚ) ve 2021 yılında da Baf’ta olmak üzere bugün yıllık 80 milyon metreküp kapasite ile çalışan tuz arıtma birimleri kuruldu (Panagiota Hacıgeorgiou, Su Kaynakları Geliştirme Bölümü 2019).
Kıbrıs Cumhuriyeti için hesaplanan yıllık su talebi yüzde 60’ı tarım alanında, yüzde 29’u toplum ihtiyaçlarını karşılamak için, kalan yüzde 11’in de yüzde 3 endüstriyel alanda, yüzde 5’i turizmde ve yüzde 3’ü de hayvancılıkta kullanılmak üzere 270 milyon metreküpe çıkmaktadır.
Su’nun politik olarak ele alınmasının asıl nedeni mevcut tuz arıtma birimlerini barajlardaki mevcut doluluğa göre değerlendirerek hangi koşulda olursa olsun içilebilir su temin edebilmeyi sağlamaktır. Diğer taraftan da barajlarda depolanan su miktarının izin verdiği ölçüde ve her zaman için güvence olarak gereken minimum doluluğu garantiye alarak sulama ihtiyaçlarını karşılamak hedeflenmektedir.
Su kaynakları geliştirme bölümü (ΤΑΥ) yol açıyor
Otelcilik endüstrisinin sürdürülebilirliğini etkileyebilecek olan bir kuraklıkla mücadele çerçevesinde; otellerin ihtiyacını karşılamak için kapasitesi 10,000 metreküp ile 15,000 metreküp arası olan özel bir tuz arıtma tesisinin yine otellerin yatırımı ile kurulması için Kıbrıs Otelciler Birliği tarafından sunulan öneri incelenmektedir.
Söz konusu bu önlemin alınması için Balıkçılık, Çevre, Şehircilik, Yerel Yönetimler gibi birbiri içerisine geçmiş devlet birimlerinin ve Su Yönetimi, Kanalizasyon Yönetimi gibi diğer birimlerinde gerekli olan görüşlerinin alınması için iş birliği gerekmektedir.
İklim değişiklikleri sebebi ile öngörülen su kaynaklarında yaşanacak düşüşün tarım sektörüne olumsuz etkileri olacağı beklendiğinden, söz konusu sektörün düzenli bir biçimde çalışmaya devam edebilmesinin sağlanması için hesaplı bir su miktarının güvenceye alınması amacı ile gerekli önlemlerin zamanında alınması gerekecektir. Bu çerçevede, sulama maksadı ile geri dönüştürülen suyun değerlendirilmesinden çok; yeni teknolojilerin kullanımı ile içme suyu kalitesinde değil de sulama için uygun su üretimi yapacak tuz arıtma birimleri kurulumu gibi bu amaç için uygun fiyattaki yeni alternatif su üretme metodlarının incelenmesi gerekecektir. Bu konu, Su Kaynakları Geliştirme Bölümü (TAY) tarafından sürdürülebilirliğinin ispatlanması durumunda 15,000 metreküp miktarında bir su üretmek üzere 2021 – 2023 yılları arasında hayata geçirilmek amacıyla kapsamlı bir biçimde araştırılmaktadır.
Tüm Kıbrıs’ta Yeşil Enerji’ye geçişin hızlandırılması
Teknoloji bugün yurdumuza, bir taraftan evsel sıvı atıkları ve deniz suyunu birtakım işlemlerden geçirdikten sonra zahmetsizce ulaşabileceğimiz içilebilir su ve sulama suyu sunarken, diğer taraftan da güneşin, rüzgârın, evsel katı atıkların ve hayvansal atıkların kullanıldığı Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) kurulumları aracılığı ile zahmetsiz ve ekonomik bir enerji kaynağı veriyor.
Kıbrıs’ ın kuzeyinde de deniz kıyısında bulunan şehirlerde Tuz Arıtma Tesislerinin kurulması “Ekosistemin Hemen Yeniden Birleşmesi” amacına ulaşabilmek için gereken ön koşulları hemen sağlardı çünkü:
- Kesintisiz su temini
- İklimden ve hava koşullarından bağımsız su kaynaklarına sahip olma
- Akiferlerin aşırı kullanımlarının azaltılması
- Tarım ve hayvancılık ürünleri üretim maliyetlerinin düşmesi
- Kıbrıs tarım ve hayvancılık ürünlerinin rekabet edebilirliğinin artması gibi önemli adımlar atılırdı.
Zahmetsizce tuzdan arındırılan ve içilebilir suya dönüştürülen yurdumuzdaki tükenmez miktardaki deniz suyunun kullanımı, yenilenebilir kaynaklardan olan doğal bir kaynağın kullanımı olduğu için sürdürülebilir kalkınma felsefesine dayanmaktadır.
Bu sebepten dolayı tuzdan arındırılımış deniz suyu Kıbrıs’ın en önemli hammaddesidir.
Bir sonraki makalemizde yağmur suyunun merkezi olarak barajlarda, bağımsız olarak da evsel tanklarda ve depolarda toplanarak sürdürülebilir kalkınma felsefesi ile değerlendirilmesini konu edeceğiz.
Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Ofisi Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın tüm Kıbrıs’ ta tanıtılmasını ve uygulanmasını destekliyor.