Murat OBENLER
Naci Talat Vakfı’nın organize ettiği “ Orta Çağ’da Kıbrıs’ın Kadınları- Kıbrıs'ın Kadın Kahramanları” Sergisi yoğun bir katılımla Naci Talat Vakfı Barış ve Dostluk Evi’nde 6 Mart Çarşamba akşamı açıldı. Ortaçağ’da Kıbrıs’ta ve/veya Kıbrısta da yaşamış aralarında kraliçelerin de yer aldığı kadın karakterler sergi ile Lefkoşa Surlariçi’nde buluştular. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü arifesindeki etkinlikte Semra Bayhanlı’nın dönem karakterlerinden çizdiği resimleri sergilenirken, Ahmet Kemal Hilmi’nin anlatımıyla Şampanyalı Alice, Caterina Cornaro, Kıbrıs Kraliçesi Aragonlu Eleanor, Kıbrıs Kraliçesi Brunswick-Grubenhagenli Helvis, Kıbrıs Prensesi, Savoy Düşesi Anna, Kıbrıs Kraliçesi Antakyalı Plaisance, Omorfo Lordu’nun kızı Arnalda de Rochas’un hikayeleri ve yaşamlarından kesitler sanatseverlerle buluşuyor. Açılışa aralarında Başbakan Ünal Üstel, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, HP Genel Başkanı Kudret Özersay, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, milletvekilleri, belediye başkanlarının da yer aldığı kalabalık bir sanatsever katılırken yabancı misafirler de sergiye ilgi gösterdi. Naci Talat Vakfı Barış ve Dostluk Evi’nin iç ve avlusunun tıka basa dolduğu serginin açılışında Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı ve proje koordinatörü de olan Dr.Sıla Usar,ressam Semra Bayhanlı ve araştırmacı Ahmet Kemal Hilmi birer konuşma yaptı. Konukların bölüm bölüm olarak 2.kattaki sergiyi gezdikleri sergi için hazırlanan kitap ve kraliçe Alice’nin mühür replikası da satışa sunuldu.
Usar: “ Sergimize yoğun ilgi gösteren herkese teşekkürler”
Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Dr.Sıla Usar Kıbrıs’ın tarihinden önemli bir dönemi, kültürel miras ve Kıbrıs’ın kadınları gibi önemli bir konuyu resim ve yazı ile anlatan sergiye gösterilen ilgi karşısında duygulandığını ifade ederek bu sanat etkinliğine katılım gösteren herkese teşekkür etti.
Usar: “Orta Çağ Kıbrıs tarihinin üzerindeki sis perdesini dağıtmak,yaşanan sosyal, kültürel ve siyasi olaylarda kadınların rolünü yeniden hatırlamak istedik”
Usar: “Orta Çağ’da Kıbrıs’ın Kadınları, Semra Bayhanlı’nın fırça darbeleri ve Ahmet Hilmi’nin sözleriyle, tarihi sanatla anlatan, benzerine nadiren rastladığımız, çok özel bir proje. Tarihin derinliği ve hakikatin verdiği heyecan, sanatın güzelliğine bezenmiş bir şekilde bizlerle buluşuyor. Ülkemizin yakın ve uzak tarihi bir çoğumuz için bilinmezliğini koruyor. Orta Çağ Kıbrıs tarihinin üzerindeki sis perdesini dağıtmak, ülkemizi daha yakından tanımak, yaşanan sosyal, kültürel ve siyasi olaylarda kadınların rolünü yeniden hatırlamak bu projenin ana hedeflerinden biridir. Tarihte kadın konusuna olan ilgi yakın zamanda artmış olsa da, 21. yüzyılda kadınların tarihi henüz yazılmış değil. Kıbrıs’ın tarihinde kadının yeri, üzerinde çokça çalışılması gereken, oldukça göz ardı edilmiş hatta karartılmış bir alandır. Kıbrıs’ın ve Avrupa’nın Orta Çağ tarihinde kadınların sesi büyük bir sessizlik içindedir. Onların siyasetteki rolü, yönetimlerin ve sosyal kurumların gelişimine olan katkıları, erkek merkezli ve erkekler tarafından şekillendirilen anlatılar ve belgesellerde uzun süre göz ardı edilmiştir.” Dedi.
Usar: “Kıbrıs’ın tatlı toprağı için sınırsız sevgi ve özveride bulunan Kıbrıs’ın Kraliçeleri ile yeniden buluşmanın heyecanı içerisindeyiz”
Konuşmasının devamında projeden bahseden Usar, “ Projemizin başlıca amaçlarından biri, Kıbrıs tarihinde siyaset ve toplum yaşamında kadınların aktif rol oynadığı unutulmuş olayları su yüzüne çıkarmaktır. Avrupa sosyopolitik tarih anlatımının parçası olan, Kıbrıs’ın tatlı toprağı (sweet land of Cyprus) için sınırsız sevgi ve özveride bulunan Kıbrıs’ın Kraliçeleri ile yeniden buluşmanın heyecanı içerisindeyiz. Onlar soylarını Fransa, Almanya, İspanya, İtalya ve Anadolu’ya kadar sürdürseler de kalben Kıbrıslı olarak kaldılar ve Kıbrıslı bir kadının öz karakterini sergilediler.” Dedi.
Usar: “Hilmi’nin güce baş kaldırıp kurulu düzeni sorgulayan, hatta papaların ve kralların güçlerine meydan okuyan kahraman kadınlar ile ilgili araştırması ve ressam Bayhanlı’nın resimlerinin birleşimi çok değerli”
Usar serginin teması ile ilgili de, “Orta Çağ araştırmacısı Ahmet Hilmi’nin her biri siyasi olarak güçlü, geleneksel olarak erkeklerle ilişkilendirilen güce baş kaldırıp kurulu düzeni sorgulayan, hatta papaların ve kralların güçlerine meydan okuyan kahraman kadınlar ile ilgili araştırması ve anlatımı, ressam Semra Bayhanlı’nın fırçası ve renkleriyle birleşti. Bayhanlı kraliçeleri ve diğer karakterleri resmederken günümüzde yaşayan Kıbrıslı kadınları, erkekleri ve çocukları model olarak kullandı. Dönemin kıyafetlerinin, sembollerinin, mimarisinin izlerini sürdü. Kahramanları ve gerçek hikayelerini 160X200 cm’lik 7 adet resimde bizlerle buluşturdu. Ahmet Hilmi çalışmada her kraliçenin orijinal armalarına yer vermiş, Semra Bayhanlı ise her tabloda farklı bir anlamı olan elmayı sembol olarak kullanmıştır. Ziyaretçilerimiz resimlerdeki elmaların izlerini sürerken aynı zamanda sergimizin en heyecan verici armağanları olan Kraliçe Alice’in mührü ve Lefkoşa Sarayı’nın Orta Çağ’daki görünümü ile ilk kez karşılaşacaklar.” dedi.
Bayhanlı: “Erkekler tarafından yazılan tarihin tozlu sayfalarında kalan kadınları görünür kılmak, günümüze taşımak ve onlarla tanışmak için bu çalışmayı yaptık”
Ressam Semra Bayhanlı,2019’da başladıkları uzun ve büyülü çalışmayı sanatseverlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek 1200’lü yıllardan bugüne gelen ve erkekler tarafından yazılan tarihin tozlu sayfalarında kalan kadınları görünür kılmak, günümüze taşımak ve onlarla tanışmak için bu çalışmayı yaptıklarını kaydetti. Kahramanlar için Ahmet Hilmi’nin anlatımlarının yanında çeşitli araştırmalar da yaptığını ve kahramanları yaratırken onları içinde yaşadığını ifade eden Bayhanlı, tablolarda görülen elma sembolünün de farklı anlamları temsil ettiğini vurguladı. Bayhanlı ayrıca Ahmet Hilmi, Mustafa Çerkez, Osman Bayhanlı,Sıla Usar, Özdemir Tokel, ailesi ve modelleri ile sponsorlara çok teşekkür etti.
Hilmi: “Kadınların aktif rol oynadığı siyaset ve toplum konusunda Kıbrıs tarihinde unutulmuş olayları su yüzüne çıkarmayı amaçladık”
Orta Çağ araştırmacısı Ahmet Hilmi Türkçe ve İngilizce olarak yaptığı konuşmasında İngiliz Yazar Jane Austin’e de atıfta bulunarak cinsiyet temelli, tarihi anomaliye dikkat çekerek kadınların kıskık olan sesini yükseltmek, kadınların aktif rol oynadığı siyaset ve toplum konusunda Kıbrıs tarihinde unutulmuş olayları su yüzüne çıkarmayı amaçladıklarını vurguladı.
Hilmi: “Kraliçe Alice’nin mühüründe yazıldığı gibi kendilerini Lefkoşa Medeniyeti’nin bir üyesi olarak tanımladılar. Bu proje Kıbrıs ve Avrupa’nın tarihine kalıcı izlerini bırakan kadınlara adanmıştır”
Hilmi: “Kadınların birçoğu Kıbrısta doğup büyüyüp Lefkoşa toprağına gömüldüler.Kraliçe Alice’nin mühüründe yazıldığı gibi kendilerini Lefkoşa Medeniyetinin bir üyesi olarak tanımladılar. 8 Mart Dünya Kadınlar Haftasında gerçekleşen bu proje ve sergi Kıbrıs ve Avrupa’nın tarihine kalıcı izlerini bırakan kadınlara adanmıştır.” Dedi.
Sergi 23 Mart’a kadar açık olacak
Naci Talat Vakfı Barış ve Dostluk Evi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulan sergi 23 Mart’a kadar ziyaret edilebilecek.