Dila ŞİMŞEK
Organik tarımın öncüsü Savim, bal, zeytin ve zeytinyağı üretiyor. Ülkede sertifikalı tek bal üreticisi olduğunu söyleyen Savim, üretime yaşamını adamış.
Bozdağ Engin Savim, Kanser Hastalarına Yardım Derneği'nin Koordinatörlüğünü yapıyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin İşletme Bölümünü bitiren Savim, 2008 yılında UNDP'nin başlattığı Organik Tarım ve Hayvancılık Eğitim Programlarına katıldı. Alternatif bir arayış içerisinde olduğunu söyleyen Savim, Organik Tarım ve Hayvancılığa yönelmeye karar vermiş. Savim, “Eğitimde tanıştığım bir arıcı arkadaşım Okan Ersagun ile konuşurken karar verdim arıcılık yapmaya. Gerekli araştırmaları yaptıktan sonra yine arkadaşım olan Ersin Gözenler ile konuşarak bana bu işi öğretmesini istedim. Ben apartmanda büyüdüm. Ne toprak ne arı ile ilgilenmedim. Üniversitede Ziraat Mühendisi olmak istedim. Ama puanım yetmeyince İşletme Bölümünü bitirdim. Yıllar sonra bir şekilde toprak beni yine buldu” diyor.
Üretim için hayatı boyunca çalıştı…
2005 yılında kurulan ORYAT'ın (Organik Yaşam ve Tarım Derneği) Yönetim Kurulu Sekreterliğini yapan Savim, 2017 yılında üreticinin kendi kendine sahip çıkması gerektiğine, eğitim alarak bilinçli üretim yapılması konusunda bilinçlenmiş ve kendisi gibi düşünen diğer üreticilerle bir birlik kurulmasına ihtiyaç olduğunu fark ederek girişimde bulunmuş. “Üreticilerle görüşerek Organik Üreticiler Birliği'ni (OÜB) kurduk. 2 yıl Birlik Başkanlığı'nı yaptıktan sonra görevi bırakarak Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam ettim. Daha sonra bu görevden istifa ettim. Üretici olarak devam etmekteyim. 2008 yılında aldığım eğitimler ile programa kayıt oldum. Dönemin İtalyan İCEA Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşunun Akıncılar köyündeki (Louroujina) arazilerde gerekli kontrolleri yapmasından sonra kayınpederimden kalan zeytin ağaçları ile programa başladım. Akabinde Isparta'da özel yapım telli kovanlarımı yaptırarak arılarımı aldım. Yapılan kontroller sonucunda geçiş dönemlerini tamamlayarak, 2010 yılında Organik Üretici Sertifikamı alarak organik bal, zeytin, zeytinyağı üretimine başladım. Başlangıçta 7 Organik Bal Üreticisi olarak başladığımız programa, yıllar içinde diğer üreticiler yeterli kazanç elde edemeyince programdan çıktılar. Şu anda Kıbrıs'ın kuzeyinde Organik Sertifikalı Bal üretimi yapan tek üreticiyim. Bundan aile olarak gurur duyuyoruz” şeklinde konuşuyor.
“Diğer arıcıların 2-3 haftada yaptığı çalışmaları ben 1 güne sığdırmak zorunda kaldım”
2008 yılında arıcılığa 100 kovan ile başladığını belirten Savim, daha önce çalıştığı özel sektör bir işletmeden istifa ederek sadece Organik Tarım yapma kararı almış. “Eşim Kıbrıs Türk Hava Yolları'nda çalışıyordu. Eşimin maaşı ile evi geçindirme kararı alıp elimizde sınırlı olan sermaye ile de Organik Tarım ve Hayvancılık alanında yatırım yapmaya karar verdik. Kovanlarımı sipariş edip Kıbrıs'a getirdim. Arıcılığa resmen başladım. O sene mevsim bol yağmurlu olunca 750 - 800 kilo bal elde ettik. Organik Tarım yönetmeliğine göre ürettiğiniz ürünü etiket takmadan satamazsınız. Bizden bal isteyenler var ama etiket yok. Eşim ile bir gece bilgisayarın başına oturup etiketlerde kim ne koymuş diye bakarken, eşim kızımız Alize'nin yaptığı resmi neden etiket olarak kullanmıyoruz dedi. Neden olmasın dedim. Ve etiketi yaptırarak bal satışına resmen başladık. 2010 yılında bölgelerde düzenlenen 4 festivale katıldım. Güzel ilgi gördük. Festivallere giderken hep eşim ve çocuklarımla gittik. Kendimizce dekor ettik ve hep birlikte organik bal, zeytin ve zeytinyağlarını sattık. O sene bizim için tam yaptığımız yatırım yönünden toparlanma yılı olacak derken, ülkemizde yaşanan Kıbrıs Türk Hava Yolları krizi ile karşılaştık. Eşim gibi yüzlerce havayolları personeli işsiz kaldı. Tabii ki bu olay bizi çok sarstı. Mecburen organik tarımı ikinci plana bırakarak özel sektöre geri döndüm. Bundan sonra Organik Tarım hafta sonundan ibaret bir çalışma haline geldi. Diğer arıcıların 2-3 haftada yaptığı çalışmaları ben 1 güne sığdırmak zorunda kaldım” diye yaşadığı sorunları anlatıyor.
“Organik tarım, hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğadaki dengeyi yeniden kurmaya yönelik, toprağın verimliliğinde devamlılık sağlayan biyolojik mücadeledir”
Yaşadığı sorunları ailesinin de desteği ile daha çok çalışarak atlattığını, zorluklardan ders alıp öğrendiğini söylüyor. Savim, “Organik tarım, hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğadaki dengeyi yeniden kurmaya yönelik, toprağın verimliliğinde devamlılık sağlayan biyolojik mücadeledir. Hastalık ve zararlıları kontrol altına alarak, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren, sentetik kimyasal gübre ve ilaçların kullanımını yasaklayan, organik ve yeşil gübreleme, ekim nöbeti ve toprak muhafazasını tavsiye eden, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrol altında olan ve elde edilen ürünün sertifika ile belgelendiği bir üretim şeklidir” diye organik üretimi anlatıyor. “Organik tarım yönetmeliğinin uygulanması epeyce pahalı bir yöntem. Özellikle kuzeyde organik şeker bulunmaması, bulunması halinde de çok pahalı olması büyük sorun. Organik sertifikalı veteriner ilaçlarının genelde ithal ve pahalı olması sebepleri ile üretilen organik bal, konvansiyonel ballara göre daha maliyetli oluyor. Organik bal tüketimi ile lezzetin yanında kimyasal ilaç kalıntısız, sadece okaliptüs, tülümbe ve yaban çiçeklerinden üretilmiş bal tüketerek sağlığınızı da desteklemiş oluyorsunuz” diyor.
“Umarım bir gün bütün evlere organik bal girer”
Savim sözlerine şöyle devam ediyor: “2019 yılında AB hibe programına Organik Bal üretimini arttırmak için açılan programa müracaat ettim. FAS Niras (The Farm Advisory Services) proje grubu içinde yer alan uzmanlar tarafından hazırlanan projem kabul oldu. Sözleşme imzalanmasını bekliyorum. Bu projede yıllar içinde çürümeye başlayan kovanlarımın yenilenmesi, mevcut ekipmanın teknolojik ekipmanlarla değiştirilmesi sağlanacak. Bugüne kadar bütün sağım işini kendi gücümü kullanarak yapıyordum. Bu projeden sonra hem zamandan hem de daha az yorularak işimi tamamlayabileceğim. Bu projenin hazırlanmasında bana destek olan FAS Niras (The Farm Advisory Services) grubuna teşekkür ederim. Her üretici gibi benimde hayallerim var. Umarım bir gün bütün evlere organik bal girer. Sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için, her alanda kontrollü sertifikalı üretim gerekiyor. Ben çocuklarım için Organik Sertifikalı Bal üretimine başladım. Fazlasını da başka ailelerin çocukları için üretiyorum…”