Güneydeki gelişmeleri biraz ürkerek, biraz da tedirginlikle izliyoruz...
Kimileri sevinse de...
Önemli olan ne oranda ‘ders alıyoruz’ acaba?
En son yayınlanan ‘Dünya Bankası Raporu’, adanın kuzeyinde de durumun “vahim” olduğunu söylüyor.
Dünya Bankası Raporu (21 Aralık 2012), onca “acı reçete”den sonra kendisi de acı reçete koyuyor ortaya...
Üstelik, her bir iddiasını, detaylı rakamlar, tablolar ve Avrupa ülkelerine dair yaptığı kıyaslarla somutlaştırarak...
Elbette yol gösteriyor.
Ancak yaptığı ‘önermeler’, bizim kolay yıkılamayan ‘statükomuz’ içerisinde, çok da kabul görecek türden değil...
***
Kimi ‘saptamalar’ karşısında sloganlar atabilir, öfke de kusabiliriz...
Ve hatta ‘popülist siyaset kültürü’nü alabiliriz yanımıza...
Nasılsa her dönem ‘muhalefet’, hiç koşulsuz ‘bağıranın yanında durmak’ gibi anlamlanmıştır, biçare yurdumda...
İyi de ‘Dünya Bankası’na, ‘Yardım Heyeti’ne, ‘Ankara’ adresine müdahale şansı vermeden, acaba biz ne zaman göreceğiz gerçeklerimizi...
Ve ne zaman üreteceğiz, kendi formüllerimizi...
***
Avrupa Birliği çalışmalarının bir parçası olan kuzeye dair rapor Philippe H. Le Houerou başkanlığında, pek çok yabancı uzman tarafından hazırlamış...
En temel saptamalara bakalım dilerseniz;
Şişirilmiş istihdam, özel sektöre kıyasla çok daha yüksek olan maaşlar ve oldukça cömert olan kamu görevlileri emeklilik sistemi büyük mali dengesizliklere, balon gibi büyüyen kamu borcuna ve büyük miktarda borç bakiyesi ile muhtemel borçlara neden olmuştur.
İhtiyat Sandığı ile Kooperatif Merkez Bankasının finansal açıdan durumu da zayıflamıştır.
Bu olumsuz gelişmeler sürdürülebilir değildir.
Eğitimdeki maaş giderleri ilk ve orta eğitim için ayrılan kaynakların neredeyse tümünü tüketerek, personel dışındaki girdilere çok az kaynak bırakmaktadır.
Daha pek çoğu var...
Yazacağız...
Çözüm olarak, Letonya’daki süreç öneriliyor, bir miktar..
Ve ‘maaşların dondurulması’na varan agresif öneriler de var tabii...
Yarına...