Göç ve göçmenlik, günümüzün en önemli insanlık sorunudur…
Savaşlardan, ölümlerden, açlıktan ve tabii ki ekonomik yıkımdan kaçıp, daha çok Avrupa’ya gitmek isteyen binlerce insanın “göç yolunda” en çok uğradığı ülkelerden biri de Kıbrıs adasıdır…
-*-*-
Tıpkı göçmen kuşlar gibi; Kıbrıs adası, göçmen insanların en önemli “durak” noktası haline gelmiştir…
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti resmi açıklamalarına göre, çok sayıda göçmen Kuzey Kıbrıs’a kolayca geliyor; sınırı geçip Güney Kıbrıs’a geçiyor…
-*-*-
Güney Kıbrıs’ta, Baf’ın hemen dibindeki Chlorakas köyünde Pazar ve Pazartesi günü yaşananları eminim biliyorsunuz…
-*-*-
Baf kasabası ile neredeyse birleşmiş olan, eski Türk köyü Lemba’nın komşusu, 8 – 9 bin nüfuslu Chlorakas’ta ciddi sayıda “göçmen” yaşam sürüyor…
-*-*-
Çoğunluğu “siyah tenli” bu göçmenlerle yerli halk arasında son zamanlarda iyice ayyuka çıkan sorunlar yaşanıyor…
-*-*-
Köyde en az 10 kilise ve şapel var… Bundan da anlaşılacağı üzere, çok dindar “Ortodoks” yerli halk; yani bir diğer deyişle “tutucu” Rumlar; yabancıları istemiyor…
-*-*-
Rengi siyah olanlar, Müslüman olanlar ki tamamına yakını öyle; haliyle ırkçılığın hedefinde…
-*-*-
Ve Pazar akşamı, çoğunluğu sokak serserisi ELAM yandaşları, Chlorakas’taki yabancılara saldırdı…
Saldırılar Pazartesi de devam etti…
-*-*-
Bir çok kişi dövüldü; eşyalarına, yaşadıkları evlere, iş yerlerine zarar verildi…
-*-*-
Medya’ya göre Kıbrıs Polisi, özel birlikleriyle olaya müdahale etti ve Salı günü tedbirlerini artırdı… Köyde sakin ama gergin hava devam ediyor…
-*-*-
Hem göçmenler hem yerliler kendilerini güvende hissetmediklerinden şikayetçi…
Yerliler arasında, “isteyen bana ırkçı desin, 15 yaşındaki kızım sokağa çıkmaya korkuyor” gibi demeçler verenler var…
-*-*-
“Nereye gideyim? Pasaportum yok, kimliğim yok” diye ağlayan göçmenlerle dolu ortalık…
-*-*-
Özellikle Ayios Nikolas adlı bir apartman blokundan söz ediliyor bazı haberlerde…
Bu apartmanda 600 göçmenin yaşadığı anlatılıyor…
Ve apartmanda su ve elektrik olmadığı yazılıyor…
-*-*-
Tam bir insanlık dramı…
Gerçek bir faşizm…
Irkçılığın zirvesi…
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ırkçı saldırıları kınadı…
Güney Kıbrıs’ta ELAM dışındaki tüm siyasi partiler de olaylardan endişe duyduklarını gizlemedi ve onlar da kınama mesajı yayınladı…
-*-*-
Ada’nın bütünü, çok ciddi bir göçmen krizi ile karşı karşıyadır…
Ve bu ciddi problemin, Yeşil Hat tanımadığı apaçık bir gerçektir…
-*-*-
İki tarafın, bu konuda iş birliği yapması, insancıl çözümler üretmesi; insan ticaretinin engellenmesi çok acil olarak ele alınmalıdır…
-*-*-
Baf’ta yaşananlar; Larnaka’da, Limasol’da, Girne’de, Mağusa’da, Lefke’de, Lefkoşa’da, Gönyeli’de de her an yaşanabilirdir…
Sınır tanımayan bu büyük sorun; sınır tanımayan bir işbirliği ile çözülmek zorundadır…
Daha geç olmadan!
Veya çok geç olmadan!
Şuursuzluk ve avaracılık!
Şuur, “bilinç”tir…
Şuurlu kimse, bilinçlidir, ne yaptığının farkındadır…
Şuursuz bir kimse ise “bilinçsiz”dir, ne yaptığını bilmez ve anlamaz haldedir…
-*-*-
Ersin Tatar dün sabah kendi telefonundan bir Whatsapp mesajı paylaştı…
Çok güzel bir görsel ve altında kendisinin yazdığına inandığım bir de mesaj…
-*-*-
Aslında görsel, tüm mesajı çok iyi veriyordu ama herhalde dayanamadı, bir “yazıcık da ben ekleyeyim be gardaş” diyerek, şunları yazdı:
“30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.”
-*-*-
“Gazilere şükran sunmak!”…
Sizin de dikkatinizi çekti mi?
Tamam “şükran çek çek dibelik masgara” oluyoruz da; Kurtuluş Savaşı gazilerini “hayatta” kabul etmek, çok “şuurlu” bir tavır değil diye düşünmekteyim!
-*-*-
30 Ağustos 1922’nin tam 101’inci yılındayız!
O zamanlar askerlik yaşı 18’di diye düşünüyorum…
Ama hep anlatılır, çocuk yaştakiler de Kurtuluş Savaşı’na katıldı diye…
-*-*-
O gün, ilk hedefi Akdeniz olarak belirleyip taarruza geçen orduda 12 yaşında bir çocuk da varsaydı; şu anda eda hayattaysa, en iyi ihtimalle 113 yaşındadır!
-*-*-
Bu mesaj, şuursuzluktur!
Bilinçsizliktir!
Dikkat bozukluğudur!
Eksikliktir!
100 tane danışmanı olmak ama bir tekine bile danışmamaktır!
Günün en sonunda, boşa masraftır!
İsraftır!
Gereksiz harcamadır!
İşi gücü olmama halidir!
Avaracılıktır!
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, İspanya’nın Toledo kentindeki AB Dışişleri Bakanları gayriresmî toplantısına katılıyor… Toplantı dün başladı, bugün bitecek… Kombos, mevkidaşlarını Pile’de son yaşanan olaylar ve kaldığı yerden Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmeler sürecinin yeniden başlaması çabaları hakkında bilgilendirecek… Eşit egemen KKTC’nin Dışişleri Bakanı mı? Şiro sürüş ehliyeti almak için sınava girecek!