Zekai Altan
Anadolu Jet ile İstanbul yolculuğu. Türkiye Permakültür Tasarımcılar Derneği genel kurulu için. C/in aşamasında görevli bayan soruyor. Pencere yanı vereyim mi diye. Fark etmez. Gülümseyerek, “tayyarenin gambinasında da giderim” diye cevap verdim. Anlamadı. Durakladı. Gülümsedim. “Efendim, anlamadım neresi ancak bizde böyle bir yer yoktur.” Şaşkınlığı devam etti. Yanındaki görevli erkek, Kıbrıslı. O da gülümsedi. Araya girdi. “Zekai bey şaka yapıyor. Gambina dediği uçağın damıdır” dedi. Hep birlikte gülümsedik. Uçağa bindik. Yanıma Mustafa Şah hocamın son kitabını aldım. Kıbrıs’ın Tatları, Kıbrıslı Gastronomik Öğün. Uçak yükselirken ben de heyecanla kitabı karıştırmaya başladım. Benim için büyük bir heyecan. Yolculuk süresince elimden düşürmedim. Sayfaları karıştırdım.
Bir Duayen ‘Mustafa Şah’
Mustafa Şah hocam öğrencilik yıllarımda benim idolüm olarak hayatıma girdi. OTEM yıllarında benim hocam ve okul müdürüm idi. Onu hep izlerdim. Aldığı eğitimler ve eğitimlere verdiği önem ile gelişimini izlerdim. Bu ülkenin yetiştirdiği bir değer. O, bir otelci, bir OTEM müdürü, bir eğitimci, bir gurme değil. O, bu ülkenin değeri ve alanında bir duayen. Yabancı dilleri, bilgi bikrimi, evrensel mutfak ile Kıbrıs Mutfak ve kültürüne tamamen hakim bir duayen. Bugün olması gereken noktada değildir. Kendisinden faydalanılacak çok konu vardır. Her şeye yatırım yapabilirsiniz. Binaya da, otele de, apartmana da. Bir gün gelir yıkılırlar veya şekilleri değiştirilir. Geride hiçbir izleri kalmaz. Ancak bir insana yatırım binaya yatırım gibi değil. İnsana yapılan yatırımlar ile, o insana yapılan yatırımlar yüzyıllarca yaşar. Mustafa Şah hocam ben öğrenci iken Almanya’da, İskoçya’da ve Afrika’da eğitimlere katılırdı. Kendini hep geliştirirdi. Ve geliştirmeye de devam etmektedir. Bilgi birikimlerini hep paylaştı ve öğrencilerine de hep aktardı. Ben de kendisinden çok şeyler öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Kendisi ile önce öğretmen öğrenci ilişkisi ve yıllar sonra da birlikteliğimiz abi, kardeş ve dost olarak devam etti. Kendisi ile Moldovya’da 90 metre yer altında Cricova şaraplarını özel odada birlikte tadım yapma şansını da yakaladım, yaşadım. Birçok etkinlikler içerisinde ülkede ilk kez Kıbrıs TV’de restoranlarda gurme programları yaptık. Başka da yapılmadı. Birlikte, yemek yarışmalarını bu ülkede bizler başlattık. Mustafa Şah hocam uluslararası birçok organizasyonlarda görev alırken önemli ünvanlara da sahip oldu. İşte bu ülkenin bir duayeni. Otelcisi, gurmesi ve birçok unvanı ile. Okul yıllarımı anımsadım. Küçük odasında yığınla kitapların arasında devleşen bir insan. Benim gözümde ulaşılmaz bir değerdi. Genç yaşta otel müdürü olduğum yıllarda da hep yanımda oldu. Kendisinden hep faydalandım. Engin bilgisi bana hep rehber oldu. . .
Bir Kitap ‘Kıbrıs’ın Tatları’
Bugün Kıbrıs’ta yayınlanan Kıbrıs mutfağı kitapları vardır. Hiçbiri denetime girmez. Bu konu ne öyküdür, ne de romandır. Dikkat edilecek bir konudur. Çünkü mutfak yalnızca yemek değildir. Bir yemeğin ruhu vardır, bir yemeğin oluşmasında o yemeğin ekolojik boyutu vardır, tarihi, kültürü ve geleneği vardır. O, ülkenin kimliği vardır. Tüm bunlar bir ülkenin ve toplumun kimliğini yansıtır ve anlatır. Bugün, yetiştiren Kıbrıs mutfağını yazıyor. Doğru veya yanlış. Bu konuda onlarca örnek verebilirim. Ancak Mustafa Şah hocamın yayınladığı Kıbrıs’ın Tatları kitabını okursanız işte burada ne anlatmak istediğimi anlarsınız. Çünkü kimsenin bu Ada’nın mutfağı ve kültürü ile ahkâm kesme hakkı ve yetkisi yoktur. Birçok kitapta yanıltıcı ve Kıbrıs mutfağı ve kültürü konusunda doğru bilgiler yoktur. Kıbrıs’ın Tatları kitabı 368 sayfa. Baskı güzel. Geniş bir lezzet yelpazesi. Tamamen Kıbrıs’ın tatları. Mustafa Şah hocam kitabın giriş yazısında neden Kıbrıs’ın Tatlarını yazma gereği duyduğunu şöyle açıklıyor; “…Bunun üzerine kendi kendime dedim ki, eski yeme içme alışkanlıklarımız araştırılmalı, buna bağlı olarak eski reçeteler etüt edilmeli, bu arada, yemek ve pişirme alışkanlıkları yeniden yapılanmalı, sevilen gelenekler incelenmeli ve nesilden nesille sürdürülebilir bir zincir oluşturulmalıdır” diye açıklıyor. Başta Kıbrıs’ın kahvaltı alışkanlıkları ile başlayan Kıbrıs’ın Tatları öyküsü… Zeytin ve zeytinyağı, kleftigo, pastelli, kolokas, dolmalar, herse, şarap ve şarap kültürü, şeftali kebabı ve diğer kebaplar, reçeller, tatlılar, hamur işleri, yabani ot yemekleri, pilavlar, pilavunalar, av eti yemekleri, etli ve etsiz sebzeler. Dolu dolu bir kitap. Hatta yemek kitabı değil. Tam anlamı ile bir Kıbrıs Mutfağı öyküsü ve eseri. Bu eser bir yemek kitabı değildir. Kitap öğretici, yönlendirici, tanıtıcı ve Kıbrıs kimliğini anlatan bir kitap. Kütüphanenizde bulunması ve okunması gereken bir kaynak eser.