Kıbrıs’ın yerel lezzetleriyle sofralarda taze bir dokunuş

Her bir tabak, geçmişin izlerini ve kültürün sıcaklığını taşır. Mutfakta hazırlanan her tarif, yalnızca bir yemek değil; gelenek, anılar ve aile bağlarının bir yansımasıdır.

Damla KARADAYI- Tuğçe SOYADLI

Her bir tabak, geçmişin izlerini ve kültürün sıcaklığını taşır. Mutfakta hazırlanan her tarif, yalnızca bir yemek değil; gelenek, anılar ve aile bağlarının bir yansımasıdır. Kuru Fasulye Salatası ve Patlıcan Macunu da tam bu yolda, tarih kokan birer lezzet şöleni olarak sofralarımıza misafir olur. Bir yanda sade ve besleyici kuru fasulye salatası, diğer yanda Kıbrıs'ın eşsiz mutfağından gelen, narin bir el işçiliği ile hazırlanan patlıcan macunu...

Kuru fasulye sadece bir bakliyat değil, belki de her kaşığında hatıraları taşıyan, her sofrada yer bulan bir baş tacı. Çocukluğumuzun en samimi anlarına eşlik eden o buharlı tabaklar, annelerin sevgiyle karıştırdığı tencereler ve o kendine has kokusu ile tüm evi saran sıcaklığı ile kuru fasulye, yalnızca geçmişimizin değil, aynı zamanda sağlığımızın da vazgeçilmezi olurken Patlıcan macunu ise sadece bir macun olmakla kalmayıp, aynı zamanda geçmişin dokusunu bugüne taşıyan bir hatıradır. O eski mutfaklarda yankılanan gülüşler, taş ocaklardan yükselen duman ve büyüklerimizin sevgiyle yoğurduğu emek bu tarifin her aşamasında hayat bulur. Gelin bu iki eşsiz lezzetlerle sofralarınıza taze birer dokunuş yapalım…

Kuru Fasulye Salatası

Kuru fasulye, mutfaklarımızda her zaman baş tacı edilen bir lezzet olmanın ötesinde, sağlığımız için de önemli bir yer tutuyor. Yüksek protein içeriği ve lif zenginliği ile kuru fasulye, özellikle et tüketmeyenler ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyenler için vazgeçilmez bir besin. Kan şekerini dengeleyici etkisi ve kalp sağlığını destekleyen mineralleri ile bu besin, sofralarımızda daha fazla yer bulmayı hak ediyor.

Peki, bu klasik lezzet salata haline geldiğinde neler olur? Kuru fasulye salatası, hem hafif hem de doyurucu bir seçenek olarak dikkat çeker. Haşlanmış kuru fasulyeyi taze sebzeler ve zeytinyağı ile buluşturan bu salata, lezzetli olmasının yanı sıra besin değerini artırarak öğünlerin vazgeçilmezi haline gelir. Üstelik hem sıcak yaz günlerinde serinletici bir alternatif sunar hem de diyet yapanlar için ideal bir öğün olur.

Sonuç olarak, kuru fasulye salatası, klasik kuru fasulyenin sağlıklı ve hafif bir yorumu olarak sofralarımıza taptaze bir dokunuş getirir. Geleneksel ve modern tariflerin buluştuğu bu lezzet, sağlığımızı korumanın ve lezzetli bir öğün sunmanın mükemmel bir yoludur.

Malzemelerim

  • 1 su bardağı kuru fasulye
  • 1 adet domates
  • 1 adet salatalık
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 tutam maydanoz
  • 5-6 yaprak marul
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1/2 adet limon suyu
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı

Nasıl Yapıyorum?

  • Önce kuru fasulyeyi bir güzel yıkayıp düdüklü tencereme alıyorum. Fasulyelerin üzerini örtüp 3-4 parmak daha geçecek kadar su ekliyorum. Fasulyelerin midemizi rahatsız etmemesi için bir tutam da şeker ekliyorum ve orta ateşte pişmeye bırakıyorum.
  • Düdüklü tencerem ses çıkarmaya başladıktan sonra 5 dakika daha bekleyip altını kapatıyorum.
  • Fasulyelerimi süzüp soğumaya bırakıyorum ve onlar soğurken salatamı hazırlıyorum.
  • Kuru soğanımı kesip tuzla bir güzel ovalıyorum. Daha sonra salatalığımı, maydanozumu, marulumu ve domatesimi kesiyorum.
  • Soğuyan fasülyemi, salatama ekliyorum ve en sonunda içine damak zevkime göre tuz, zeytinyağı ve limon ekliyorum.

Kuru fasulye (Fotoğraf: yemek.com)


Patlıcan Macunu

Kıbrıs mutfağı, tarihin ve coğrafyanın izlerini taşıyan zengin bir kültür hazinesidir. Bu mutfakta adanın sıcak rüzgarı sanki yüzünüze dokunur, narenciye bahçelerinin kokusu burnunuzda tüterken bu mutfağın içinde yer alan patlıcan macunu, geçmişten günümüze tatlı bir hatıra olarak taşınır. Büyükannelerimizin elleriyle hazırladığı, evlerin içini sarıp sarmalayan mis kokulu bir hatıradır bu macun. Sadece bir tatlı yapma süreci değil, aynı zamanda ailelerin bir araya gelip birlikte geçirdikleri vakitlerin, mutfakta paylaşılan anıların ve eski zamanlara duyulan özlemin tatlı bir sembolüdür. Küçük beyaz patlıcanların kireçli suya bırakılarak kıtır kıvam alması ve ardından badem ve karanfilin zarif dokunuşlarıyla harmanlanması, bu macuna eşsiz bir derinlik kazandırır. Hem geleneksel tarifin sadeliği hem de her aşamasında ortaya çıkan büyülü lezzet ile bir başyapıt olan bu macunu evde denemek isteyenler için, işte adım adım patlıcan macunu tarifim...

Malzemelerim

  • 50 adet küçük beyaz patlıcan
  • 50 adet badem içi
  • 3 çorba kaşığı sıvı yağ
  • 1,5 kilogram toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 50 tane karanfil
  • ½ adet limon
  • 1 su bardağı limon suyu
  • 2 su bardağı sönmüş kireç su

Nasıl Yapıyorum?

Patlıcanları önce güzelce yıkayıp ve kabuklarını soydum. Derin bir kaba kireç koyup, üstüne patlıcanları tamamen örtecek kadar su ilave ederek iyice karıştırdım. Patlıcanları bu kireçli suya bırakıp bir gece beklemeye aldım. Ertesi gün, patlıcanları kireçli sudan çıkartarak birkaç defa yıkadım ve derin bir kaba alıp üzerlerini örtecek kadar su koyarak 5 dakika kadar kaynattım. Kaynayan suyu süzüp patlıcanları soğuk suya tuttum. Bu işlemi iki kere daha tekrar ettim.Bir bardak limon suyunu bir kaba koyup, üzerine yine patlıcanları örtecek kadar su ilave ettim. Patlıcanları bu limonlu suya koyarak yaklaşık 3 saat beklettim. O sırada bademleri haşlayıp kabuklarını soydum ve bir tavada az bir yağ ile hafifçe kavurdum. Patlıcanlar limonlu sudan çıkınca, bir şiş yardımıyla her birine küçük delikler açtım ve içine bir badem ile bir karanfil yerleştirdim.Derin bir kaba aldığım patlıcanların üzerine 2 bardak su ve şekeri ekledim. Kısık ateşte yavaşça kaynatmaya başladım ve kaynama sırasında oluşan köpükleri kevgirle aldım. Baloncuklar çıkmaya başladığında ocağı kapatıp 2 saat dinlendirdim. Ardından tekrar ocağı yakarak bir kere daha kaynattım ve yine altını kapatıp 2 saat daha dinlendirdim.Son kez ocağı açtığımda, patlıcanlar kaynamaya başlar başlamaz yarım limonun suyunu sıkarak vanilyayı ekledim. Beş dakika daha kaynattım ve ocaktan alıp soğumaya bıraktım. Soğuyan reçeli kavanozlara doldurup serin ve güneş görmeyen bir yerde sakladım.

Yaşam Haberleri