Kıbrıs Türk Hava Yolları ile son uçuşumu anımsamıyorum.
'Kıbrıs Hava Yolları' ile Atina'ya gitmiştim.
Unutmam mümkün değil çünkü tek uçuşumdu bu.
Üstelik 'Girne'ydi uçağımın adı !.
***
Gökyüzünde 'Kıbrıs' imzası kalmadı şimdi.
Önce Kıbrıs Türk Hava Yolları gitti.
Sonra Kıbrıs.
Şimşekler arasından yüzümüze çarpan kocaman bir DERS kaldı geriye.
***
Her ikisi için de son karar Kıbrıs dışındaki iradelerce alındı.
Türkiye Sivil Havacılık kararı ile uçuşları durdu, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın...
Ve Avrupa Komisyonu kararı ile Cyprus Airways 'dondu' !..
Evet, katılıyorum, bir 'gizli ajanda'nın yansımasıydı tümü...
Ancak sadece 'sonuç' üzerinden konuşmak ve 'sebep'e hiç bakmamak aptallık olurdu.
***
Eğer ki bu kurumların 'borç yükü' böylesi yükselmeseydi, doğru yönetilseler ve kendi ayakları üzerinde durabilselerdi, kim kilit vurabilirdi ki kapılarına?
İki kurum da 'batarken' çok sayıda personeli, 'gözetilmiş' ve 'korunmuş' haklarıyla dikkat çekti.
'Kalabalık' kadrolarla çalıştılar.
Ve geride 'kalabalık bir 'maraz' bıraktılar.
**
Eğer çalışanlar ya da yöneticileri kadar 'kurumlar'ın geleceğini de gözeterek "sürdürülebilir" yapıları kendi ellerimizle oluşturmazsak, birileri gelir, fişi çeker.
'Suçlu' aramanın bir faydası da olmaz artık.
**
Bu hüzünlü iflaslar 'çiftlik gibi' yönetim anlayışlarının bir yansıması.
Ve bu anlayışlar ne yazık ki "adalı"..