KIBRISLI KİTAPLAR

Eralp Adanır

2022 yılının yeni kitapları yavaş yavaş çıkmaya başlıyor. Fakat ben yine 2021 yılında çıkmış ve sizlerle bu sayfalarda buluşturamadığım KIBRISLI KİTAPLAR’a yer vermeye devam etmek istiyorum.

Mete Hatay, özelde tanıdığım değer verdiğim dostlarımdan biri. Araştırmacılığı yanında özellikle müzisyen yanıyla da yürek birlikteliğimiz var. Ulusal gazete ve dergilermizde birçok konuda ama merkezinde Kıbrıs ve Kıbrıs kültürü, insanı, kimliği olan nice yazılarını arşivimize katmıştır. “Kıbrıs’ın En Uzun Yüzyılı” kitabı da işte bu eksende, toplu olarak elimizde arşivimizde yer alacak bir çalışma.

 

Mete Hatay

“Kıbrıs’ın En Uzun Yüzyılı”

Khora yayınları, 270 syf, Ekim 2021

“1878 ve 1960 yılları arasındaki dönemi inceleyen kitap, 1878’de ada yönetiminin değişmesinden sonra Batı sömürgeciliğiyle karşılaşan Kıbrıslı Türklerin yaşadıkları dönüşümleri, beden politikaları, kimlik, kolonyalizm gibi farklı konular üzerinden irdelenmektedir. Bir taraftan adalıların bu yeni duruma adaptasyonuna ve reaksiyonlarına bakarken diğer taraftan da yeni idarenin sömürgeci bakış açısını ortaya koymaktadır.

İngiliz arşivlerinden ilk defa kamusal alana çıkarılan bazı belgelere de yer veren kitap, Batı Kolonyal mentalitesini irdelerken, sömürgeciliğin adaya ve özellikle Kıbrıslı Türklere olan kalıcı etkilerine de yoğunlaşıyor. Ayrıca, iki dünya savaşının yaşandığı bu “uzun” yüzyılda, Kıbrıs’ın dünyadaki küresel gelişmelerinden nasıl etkilendiğini açıklıyor.

Kitapta, Osmanlı’nın gitmesiyle birlikte Kıbrıslı Türklerin yoğun bir kimlik buhranı içerisine girdikleri, adeta “askıda kaldıkları” bu sürece karşı geliştirdikleri “varoluş mücadelesi” yanında mekân algılarının zamanla nasıl değiştiği de ele alınıyor.”

(arka kapak yazısı)


Nazif Süleyman Ebeoğlu, özellikle ‘40’lı yıllar sonrası ‘60’lar öncesine kadar Hür Söz gazetesinde yazılarıyla tanıştığımız önemli isimlerden biri. Hür Söz gazetesi’nin, diğer gazetelere göre yayın dönemi içerisinde kültüre, edebiyata, sanata ve sosyal yaşama en çok değer veren gazetemiz olduğunu söyleyebiliriz. İşte bu alanlarda okura ulaşmasında ise gazetenin yazı işleri sorumluluğuna da getirtilen Nazif Süleyman Ebeoğlu’nun önemi büyüktür. Şevket Öznur dostum, Ebeoğlu’nun doğumunun 100. Yılında kitapları, şiirleri ve gazete yazılarından derlediği bir vefa kitabıyla okurun karşısına çıktı.

 

Şevket Öznur

“Doğumunun 100. Yılında Nazif Süleyman Ebeoğlu”

KT Yazarlar Birliği yayını, 178 syf, Aralık 2021

“Nazif Süleyman Ebeoğlu’nun 1990 yıllarında Kıbrıs Türk Edebiyatıyla ilgili gazete ve dergi sayfalarında çalışmalar yaparken okuma ve tanıma fırsatı buldum. 1940 yıllarının savaş sonrası en önemli gazetelerinden birisi olan ve Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın entelektüel bir yolda yürümesine büyük bir katkısı olan “Hür Söz” gazetesi’nin, 17 Ağustos 1946-29 Eylül 1958 tarihleri arasında özellikle yazınsal alanda uğraş veren gençlere fırsat vermesi, Nazif Süleyman Ebeoğlu’nun sayesinde olmuştur. Gazete, 1946 yılında yayımlandığı zaman Nazif Süleyman 25 yaşındaydı. Ebeoğlu İngilizce öğretmenliğinin yanı sıra gazetecilik yapan, köşe yazarlığı ve çevirmenlikle uğraşan, gençliğinin verdiği enerjiyle sürekli toplumunu ileriye götürmek için uğraş veren biriydi. Fevzi Ali Rıza’nın onun bu aydın duruşunu görmesi sonucunda, gazetenin sorumluluğunu Nazif Süleyman Ebeoğlu’na vermesi, Kıbrıs Türk Edebiyatı için çok büyük bir kazanım olmuştur. Genç yazarların burada yayınlanması onların toplum içinde tanınmalarına neden olmuştur. O yıllarda kadın şairlerin az olması ve ilk kadın şairimiz Urkiye Mine Balman’ın genç yaşında öğretmen kolejinde öğrenci olduğu yıllarda, şiirlerinin gazete ve dergilerde Ebeoğlu’nun katkı ve teşvikleriyle yayımlanması, onun gibi usta bir şairi bugün kazanmamıza vesile olmuştur... Sayın Nazif Süleyman Ebeoğlu’nun 100. Doğum günü münasebetiyle yayımladığımız bu kitap onun ilk ve olgunluk yıllarını yansıtmaktadır...”

 (ön sözden alıntı)


Çok değerli öğretim görevlilerinden, hocalarımızdan biridir Elnur Ağayev. Lefke’yi içselleştiren, bu yerleşim yerimizin bir parçası olduğunu iliklerine kadar hisseden hocamız, duygu ve enerjisiyle, yerleşmiş olduğu bu beldemiz için kitaplar yayınlamayı sürdürüyor. Lefke’nin sosyal yaşamından, siyasi, kültürel, doğa, örf adet’ine kadar birçok alanda çalışmalar yapmış, merkezine de her zaman Lefke ve Lefke insanını yerleştirmiştir. İşte bu konudaki yeni yayınlarından biri de “Lefke’de Tarihin Peşinde” adını taşıyor.

 Doç.Dr. Elnur Ağayev

“Lefke’de Tarihin Peşinde”

kendi yayını, 216 syf, Kasım 2021

“Tarihin peşinden koşmak ifadesi John Tosh’un ülü kitabının ismidir. Tosh, kitabında tarihin ve tarihçinin faaliyetinin felsefe, yöntem ve metotlarından bahseder. 1997 yılında ilk baskısını yaptığında hocamız bizi bu kitaptan zorunlu tutmuştu. Tam da istediğimiz, aradığımız bir kitaptı. Çünkü bu kitabı okuduktan sonra faaliyetlerimizin adının en genel ifadeyle tarihin peşinden koşmak olduğunu anlamıştık. O gün, bugündür yaptığım tarih faaliyetini peşinden koşmak şeklinde tarif ederim... yine bir Lefke kitabıyla karşı karşıyayız. Covid 19 yorsa da Lefke yine bizleri yazmaya, yayın yapmaya zorluyor. Buraya Bir Zamanlar Lefke kitabından sonra bağımsız olarak yazdığım yazıları topladım. Kapağına da Lefke’deki uzun yıllardaki faaliyetimin ismini taşıdım. Bağımsız yazıldıklarından dolayı bazı yazılarda tekrarlar olsa da makalelerin bütünlüğünü bozmamak adına onlara dokunmadım. Bu sefer ilk defa Lefke Hurma Festivali için kitap yetiştirdim. Konu hurma olunca kitaba bir de Lefke’de Hurma Kültürü yazısı ekledik, Lefke kültürü içinde hurmayı anlatmaya çalıştık...”

(giriş yazısından)


Sevgili Süleyman Ergüçlü abimiz, basın dünyamızın, gazetecilik mesleğimizin duayenlerinden biri. Zaman zaman anılarından, yorum ve düşüncelerinden oluşan kitaplarla belleğimize konuk olmaktadır. Ergüçlü yeni kitabında arşivlerimize almamız gereken önemli bir kitap daha katıyor. Kıbrıs Türk toplumu için “Annan Plânı”, birçok şeyi anlatır. Dünü, bugünü ve yarını kısaca. İşte o dönemdeki havayı, inancı, yorumları ve beklentileri bulabileceğimiz arşivlik bir kitap.

Süleyman Ergüçlü

“Annan Planı Mülakatları”

kendi yayını, 169 syf, 2021

“Bu kitapta, yıllardan beri devam eden Kıbrıs sorununun çözüm noktasına çok yaklaştığı, fakat Rum kesiminin “Hayır” demesiyle sorunun yine çözülemediği 2002-2004 dönemi, yani Annan Planı Dönemi’nden bir kesit sunacağız. Hatırlanacağı üzere dönemin Birleşmiş Milletleri Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002 yılında taraflara, sorunun çözümünü öngören bir plan sunmuştu. Bu plan 3 yıl tartışıldıktan sonra referanduma sunulmuş, Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilmiş, Kıbrıslı Rumlar tarafından reddedilmişti.

Planın tartışıldığı dönemde, Türkiye, açık bir tavır ortaya koymuş ve planın kabul edilerek sorunun çözümlenmesini istemişti. Türkiye’nin bu tutumu belli kesimlerce tepkiyle karşılanmış ve planın tartışma süreci epeyce gergin geçmişti.

O dönemde benim Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Kıbrıs Medya Grubu da planın önde gelen savunucularındandı. Dolayısıyla sürekli tehdit ediliyorduk. Hatta  gazetemize bomba bile konulmuştu. Ancak bunlar Medya Grubumuzu yolundan döndürmemişti.

Halk da, her şeye rağmen bu çözüm hareketine sahip çıkıyor ve “Annan Planı’na Evet” mitinglerinde meydanları dolduruyordu.

Bu arada, dünyanın da gözü Kıbrıs’taydı... Dünya liderleri sürekli demeçler veriyorlar ve konu ile ilgileniyorlardı.

İşte bu kitapta, çoğunluğu yabancı yetkililerle olmak üzere, o dönemde Kıbrıs Tv ve Kıbrıs Gazetesi’nde, benim yaptığım ve yayınladığım mülakatları bulacaksınız. Bir döneme ışık tutacağına inandığım bu mülakatları derlenmiş olarak yayınlamanın ileriye dönük çalışmalarda gençlerimize yardımcı olacağını düşünüyorum.”

(kitabın “Giriş” bölümü)