KIBRISLI KİTAPLAR

Eralp Adanır

Gönyeli halkının sosyal kültürel ve spor yaşamı üzerine birçok araştırmalar yapmış ve bu araştırmalarını kitaplaştırarak arşivlerimize kazandıran Ahmet Ömerağa, 2022 yılının Mart ayında Kıbrıs Vakıflar İdaresi, ÇIOFF ve Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu katkılarıyla “Geleneksel Kıyafetten Kostüme Kıbrıs, 1890-1980” başlıklı bir kitap daha yayımladı. Bu kez çok detaylı bir şekilde Kıbrıs insanının kıyafetlerini hem anlamlarıyla hem de işçilik-motif açısından ele alıyor Ahmet Ömerağa.

 

Ahmet Ömerağa (Albayrak)

“Gelenekselden Kıyafetten Kostüme Kıbrıs- 1890/1980”

704 syf, Mart 2022

“Biz Kıbrıslılar olarak, medeniyetin beşiği Akdeniz’in, kültür çanağında yaşayan bir ulusuz. Adamız Kıbrıs birçok Devlet, Kırallık, Kavim, Ulus ve İmparatorluk tarafından fethedilip, ele geçirilmiş, egemenliklerini burada sürdürmüşler ve bizlere bu “Kıbrıs Kültürünü” miras bırakmışlardır... Adalar kültüründen gelen mavi işlemeli dizlik ve mavi cepkenden kıyafetler; 1700-1800 yılları arasında kadın kıyafetlerinde üçetekler, zıbın, entari gibi kıyafetler görülür. Ben Kıbrıs kıyafetlerinde bu Türk kıyafeti, bu Rum kıyafeti diye kesin hatlarla ayırmak yerine, ortak paydada evrensel değerler ışığında din, dil ve meshep farklılıklarından oluşan farklılıklar ve benzerlerin kıyafete yansıması olarak görmekteyim... 12 yılı aşkın bir araştırmanın ürünü olarak hazırlanan elinizdeki bu yapıt, Kıbrıs’ın Kuzeyinde tüm ada genelindeki kıyafetleri sorgulayan, inceleyen ve sonuç olarak sizlere veriler veren ilk kitap olma özelliğine sahiptir. Bu kitabımız içinde 4 yıl Kıbrıs Türk Folklor Federasyonu üst kurul “Kostüm Komitesinin” çalışmaları ve orda alınan kararların neticeleriyle sonuçları ve araştırma merkezlerindeki bulgularım, röportajlar, fotoğraflar bölüm bölüm sizlere sunulmaktadır.” (ön sözden alıntı)    

Kıbrıs Türk Edebiyatımızın Roman dalına yeni kalemlerin katılmasıyla söz konusu alanımızın daha da zenginleşmeye başladığını söyleyebiliriz. Bu anlamda Fezile Olkanlı, Roman geleneğimize ikinci kitabını da katarak hem kendi yazın dünyasına hem de Roman geleneğimize nitelikli çalışmalar vermeye devam ediyor. Fezile Olkanlı, 2022 Ali Nesim Edebiyat Ödülleri arasında yer alan, Girne Belediyesi GENÇ YAZAR TEŞVİK ÖDÜLÜ’ne de lâyık görüldü.

 

Fezile Olkanlı

“Kırmızı Liman”

İkinci Adam yayınları, 203 syf, 2022

“Deva, geçirdiği kazadan sonra yaşadığı yerli yersiz ağlama krizleri ve kafa karışıklıklarına anlam veremiyordu. Bu halinden kurtulmak için çıktığı yolculuğun, onu kâbuslarının karanlık, gaddar kucağına atacağından haberi yoktu. Uyurgezerlikleri sırasında kendisini her gece çocukluğundan tanıdığı, terk edilmiş Kırmızı Liman’da buluyordu. Orada karşısına çıkanlar, Deva’yı zihninin canavarlarından koruyabilecek miydi? Peki ya gerçek, bize her zaman mutluluk getirir miydi? Kırmızı Liman; korku, gizem, aşk ve hüznün iç içe geçtiği, aydınlığa ulaşmaya çalışan karanlık bir hikâyedir.”(arka kapak yazısı)

Gazeteci-yazar Kutlu Adalı, yazın dünyamızın önemli kalemlerinden biridir. Araştırmaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla kültürümüze önemli katkılar yapmıştır. Birçoğumuz onu siyasi yazılarıyla tanımıştır. İşte siyasi yazılarından öte çalışmalarından biri de “Hasanbulliler ve Kel Hayrettin” ismini verdiği iki perdelik bir oyun yazımıydı. Bugüne kadar kitaplaştırılıp basılmayan bu çalışmayı KT Yazarlar Birliği vasıtasıyla artık arşivlerimize katmış bulunuyoruz.

 

Kutlu Adalı

“Hasanbulliler ve Kel Hayrettin-İki Perdeli Oyun”

KT Yazarlar Birliği Yayını, 63 syf, Temmuz 2022

“Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın en önemli yazarlarından birisi olan Kutlu Adalı, yazınımıza çok büyük yenilikler getiren bir insandı. Kalemi onun en büyük akıl silahıydı ama ne yazık ki bu kalemi kırmak isteyenler onu 6 Temmuz 1996 tarihinde evinin önünde öldürmüşlerdi. Üzerinden yirmi altı yıl geçmesine rağmen bu olay gün ışığına çıkamadı. Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği olarak 26. Ölüm yılında onu sevgi ve saygıyla anarken bugüne kadar yayımlanmamış olan, “Hasanbulliler ve Kel Hayrettin” adlı tiyatro oyununu sizlerle buluşturmak istedik. Kutlu Adalı, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu zaman Kıbrıslı Türklerin sosyal ve kültürel durumunu görmek için hükümet tarafından görevlendirilerek, köy köy gezerek “Köy Raporları 1960-1963” adlı bir çalışma yapar. Bu çalışma daha sonra “Dağarcık” adıyla kitap olarak yayımlanır. Bu eser, Kıbrıslı Türklerin ilk folklor kitabı sayılmaktadır. Bu geziler sırasında Hasanbulliler olayını köylülerden dinler ve yıllar sonra Hasanbulliler ağıtını, tiyatro eseri olarak yazar ama kitap olarak yayımlamaz. Hasanbulliller olayı ile ilgili çok çeşitli romanlar yazılmış ve bir çok halkbilimsel araştırma yapılmıştır. “Hasanbulli ve Kel Hayrettin”’le ilgili, ilk tiyatro eserini yazan Kutlu Adalı’nın bu çalışmasını, Birlik olarak yayımlamaktan büyük bir mutluk duyarken eserin yayımlanmasına izin veren Sayın İlkay Adalı, hanımefendiye sonsuz teşekkür ederiz. Nice eserlerini yeni eserlerini yayımlamak ümidiyle her zaman kalbimizdesin büyük üstad”(ön söz-Prof.Dr. Şevket Öznur)

 

Kıbrıs Türk Basınımızın duayen gazetecilerinden olan Mustafa Doğrusöz’ün özellikle KIBRIS Gazetesindeki tarih, sosyal, kültür kokan anı yazılarını birçoğumuz bilmekteyiz. Onun yazılarını okurken kullandığı içten dil ile olayları insanları zihnimizde betimlemek çok kolay oluyordu bizler için. Bedenen aramızdan ayrılsa da Mustafa Doğrusöz’ün yazdıkları, onun "yaşar" olmasının ve olacağının en büyük nedenlerindendir.

Lefkoşa- Küçük Kaymaklı etrafındaki sosyal kültürel, politik yaşam yanında, memleketin insan suretlerinin ve kendisinin çocukluk, gençlik ve son yılların anılarının izdüşümleri, kitabın kendisi.

 

Mustafa Doğrusöz

“Silik Anılar Durağı/Cennete Düşen Gölge”

Mete Adanır Vakfı Yayını, 160 syf, Mayıs 2022

“... Zamanda yolculuk zordur aslında. Her adam bu yola çıkamaz. Hele ülkesini terk edenler. Sizin vuruştuğunuz yıllarda burada olmayanlar… Onları görünce şaşırmayınız… ”Kavgadan önce bahçıvandık, kavgadan sonra haçıvan” diyerek dalga geçebilirsiniz. Oysa esas dalga geçilen sizsiniz.  “Sizi biz kurtardık” diyenler kadar bizi terk edenler de suçluydu… Bir uzun yolculuk olacak bu. Kendimi iyi hazırladım… Mataramdaki suya tuz ekleyerek. Ve bu ülkeyi, sonradan seven değil, ona ilk aşıklardan... Bir kimlik savaşıdır bu… Belki de bir insanlık savaşı.. Dört ayaklı değil. İki ayakla durmanın fotoğrafı olabilir… Veya yılların gerisinden yılların önüne sarkan bir namuslu duruş… Yiğit arayıp bulmak da zordur esasında… Biz elimizdekilerle idare edelim…”(arka kapak yazısı)