KIBRISLI KİTAPLAR

Eralp Adanır

Güven Uludağ/Koral Özkoraltay/Osman Y. Kırmızı

“Bir Sır Adam-İlter Kırmızı”

531 syf, 2022

Kıbrıs Türk toplumunun siyasi geçmişi içerisinde Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) günümüzde en çok tartışılan, üzerine araştırmalar yapıp yayınlanan ve hâlâ “bilinmezliklerle” dolu yeni bilgilerin okura sunulduğu en önemli konulardan biridir. Yıllarca TMT üzerine araştırma yapıp “eleştirel” yazı yazmak bir kenara, hakkında olumsuz konuşulamazdı bile. Doğrusuyla eğrisiyle, yanlışıyla haklılığıyla oluşturulan bu yapı üzerine günümüzde yeni bilgilerle değerlendirmelerimiz daha sağlıklı olmaya başlamıştır. O “yemini” bozanlar, “en büyük kahraman ben” olarak değil, verilen mücadelenin, katlanan tüm sıkıntı ve acıların, bugün gelinen “ucube” yapı için olmadığını haykırmak adına bilinmeyenler anlatılmaya başlanmıştır.

Güven Uludağ-Koral Özkoraltay-Osman Y. Kırmızı’nın birlikte yol aldıkları “Bir Sır Adam-İlter Kırmızı”, sadece eski bir TMT mensubunun anıları değil, belki de bugüne kadar anlatılanların “belgelerle” ispatlandığı en iyi çalışmalardan biri olduğunu söyleyebiliriz.

“... Albümdeki belgeler üzerinden yaptığımız görüşmelerde her bir belgenin hikâyesini anlatıyor, hiçbir şeyi eksik bırakmıyordu. Bu şekilde birkaç görüşme yaptıktan sonra bir gün gülümseyerek, “Be çocuklar, size zulayı açacayım” dedi ve hep birlikte yepyeni bir boyuta taşındık. O günden sonra haftada iki kez, evlerinin üst katındaki mütevazı çalışma odasında, en başından beri bizimle her görüşmede bulunan ve bulunacak olan oğlu Osman Kırmızı ile birlikte çalışmaya başladık. İlter Kırmızı, TMT’nin merkezle bölgeler arasındaki silah, cephane ve diğer bütün lojistik malzemenin yanı sıra casusluk faaliyetleri, bildiri dağıtımı ve Rum bölgelerinde yaptırılan birçok bombalı saldırının her türlü sorumluluğunu üstlenmiş olan Boz Oymak’ın sorumlusuydu... Bu kitapta yer alan konuların neredeyse tamamı, onay belgesi olan ve yaşanmış olaylardır. Konuların ciddiyeti ve gizliliğinin derecesi ise, İlter Kırmızı’nın hayatı boyunca bu defterleri görebilmiş bir elin parmaklarımızdan az sayıdaki kişi arasında olmamızla ölçülebilir... İlter Kırmızı, yeminleri nedeniyle susan insanların sayısının çok fazla olmadığını ancak susan bu az sayıdaki insan nedeniyle, uyduruk hikâyelerle kendilerini kahraman ilan eden sahtekârların yüzlerindeki maskeyi düşürmek için artık konuşması gerektiğini düşünmüştür. Bu süreçte tanık olduğumuz bir başka gerçeklik de gençlik yıllarının neredeyse tamamını TMT için yaşayan İlter Kırmızı’nın, geçmişte yaşadığı, tanık olduğu, zaman zaman ortak olduğu yanlışları bugünkü değer yargıları ile eleştirebilmesiydi. Toplumararası çatışmalar dönemini yaşayan Kıbrıslı Türklerin neredeyse tamamı, o zor yıllarda özgürlük ve hayatta kalma mücadelesi verdikleri kanısındadırlar. Bu mücadelenin en zor kısmını yaşayanlardan biri olan İlter Kırmızı da, kendi hayat hikâyesini anlatırken, ödenen bedellerin ve çekilen acıların boşa çekilmediğini görme ihtiyacına da sürekli vurgu yapıyordu. Ona göre bugün gelinen sonuç, o günlerde çekilen acıların karşılığı olamazdı...”

(İlk Sözler başlıklı yazıdan alıntı)

Uzun yıllar eğitim alanımızda hizmet vermiş olan bir isimdir Kâmil Özay hocamız. Ama  sadece bir öğretmen değil aynı zamanda, şiirleriyle, düz yazıları ve öyküleriyle de Kâmil Özay, Kıbrıs Türk Edebiyatımızda yer almış, genç kuşakların pek bilmediği bir isim. İşte bu “genç kuşakların pek bilmediği” cümlemizden yola çıkarak KT Yazarlar Birliği, Kâmil Özay’a bir vefa örneği olabilecek şekilde bugüne kadar yayınlamış olduğu kitapları ve gazetedeki yazılarını “Toplu Eserleri” olarak okura ve arşivlerimize katmıştır. 

 

Kâmil Özay

“Sevda İle Bulut-Toplu Eserleri”

KT Yazarlar Birliği yayını, 310 syf, 2022

“... Kıbrıs Türk Edebiyatı’na yarım yüzyıldan fazla emek vermiş bir öğretmen, yazar ve şair için ne yazsak ne söylesek azdır. O, öğrencilerine ‘el’ vererek; onlara öncülük ederek, Kıbrıs Türk Edebiyatı içinde yer almaları için uğraş vermiştir. Kaç kişi egosuna yenilmeden, genç kuşağı kendisine rakip görmeden bu kadar paylaşımcı oldu diye sorarsak, cevap; bir elin parmağını geçmez olur. Hoca’yı büyük yapan budur... 2000’li yıllarda Birlik gazetesinde yazdığı yazılardan, bir seçme yaparak kitap hazırlamak istediğini söylemişti. İsteğini yerine getirdik ve ‘Bir Çiçek Vardı’ adlı eserini yayınladık. O kitap, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de ilgi görerek, Hoca’nın şiirlerinin Türkiye’deki Ortaokul Türkçe ders kitaplarına girmesine vesile oldu. Onun duru Türkçesi, özlü ve yalın dizeleri, insana ve doğaya olan aşkı Kıbrıs Türk şiirinde ayrı bir yerde olmasına neden oldu...”

(önsöz’den alıntı)

Ve KANSU hocamız üretmeye devam ederek, şiirleriyle, öyküleriyle, denemeleriyle edebiyatımıza ve dolayısıyla Kıbrıslı okurlara ulaşmaya devam ediyor. Bu kez “BARIŞ-Yürümekteyim Aşkla, Sarılayım Diye Sana” diyerek yazın dünyasında yol alıyor.

 

M. KANSU

“BARIŞ-Yürümekteyim Aşkla, Sarılayım Diye Sana”

Ürün yayınları, 80 syf, Mayıs 2022

“Bir yaşam öyküsü mü, bir uzun öykü mü okuduğunuz ‘Novella’ yoksa şiir-anlatı mıdır? Yazınsal türlerin aynı sahnede, izleyicileri selamlamalarıdır belki de. Ya da ‘Novella’ ne ise. Baf’tan Mesarya orak tarlalarına, oralardan Baf köyüne ve yeniden Lefkoşa’ya. Tülümbe ve mazot kokulu yolculuklarla; Çocukluk, ilk gençlik, ergenlik ve yetişkinlik yaşantılarının kıskaçlarından bu Novellanın yaprakları üstünde direnen ‘K.SU’

Kaç kez; karanlık mağara önlerinde şaşkın ve umutsuz düş kırıklıkları ve bazen ansızın bastığı topraklardan mağaraların içindeki ışıklara yürürken. Bu kadar değilse bile; Şehrazat’la büyülenen bir şair-öykcünün hayal ve hayaletleri. Sanki, tüm yaşadıkları gerçeklik ya da tüm yaşam gökyüzüne tırmanan sanal uçurganlar ya da ‘K...SU’. Diyelim ki; ‘Yaşlı Kaptan’ Doğu Akdeniz adasında, Feridun Andaç’la; alaca dokuma örtülü masa üstündeki kırmızı karanfili paylaşırken; ‘... bilimsel öz ile anlatının içeriğini belirleyen konu/izlek/kişi, her daim bu türün özgün yanını belirler...”

(önsöz niteliğindeki yazı)

Gülşen Şenderin, 1952 Baf-Dağaşan doğumlu. 1974’den beridir yaşamını İstanbul’da sürdüren, özellikle şiir kitaplarıyla, etkinliklerle bu dünyada yol alıyor. Her zaman şiirlerinde “Kıbrıs’ın” varlığını sezinlemek mümkün. Şiir yanında öyküleriyle de yol alışını sürdüren Şenderin’in yeni bir öykü kitabıyla karşılaşıyoruz bu kez.

 

Gülşen Şenderin

“Aşklarına Tanıktı Beyoğlu””

Artshop yayını, 103 syf, Haziran 2022

“Sevgili gönül dostları, sanatseverler, sanatın ışığıyla olduğumuz sürece, günümüz ve yarınımız için sonsuz umutlarımız vardır. Daha çok şiirlerimle tanıdığınız kalemim, sizler için ikinci kez ‘öykü’ sınavı heyecanı yaşıyor. İkinci öykü kitabım ile sizlerle olurken, duyduğum coşkuyla birlikte heyecan, mutluluk ve daha iyiye, daha güzele ulaşmanın sorumluluğu hücrelerimde alev alev desem yeridir. Acının tatlıya yolculuğunda olgunluk denen erdem ve insan sevgisinin hazzı yanında insanca olabilme mutluluğu... “Aşklarına Tanıktı Beyoğlu” öykü kitabıyla sizlerle birlikte olmanın hazzı içimde derinleşirken, kalemimin farklı iklim, coğrafya, kültürlerden dolan mürekkebi, sizlere hoşluklar, farklı renkler katacağına inanıyorum. Birçok şeyi gören, sorgulayan insan yaratıcıdır her zaman ve sanata bakış açısı da geniştir. Emek vermeden hiçbir şey oluşmuyor elbette. Aşkla başlar her zaman sanatın yolu. Sevgi büyüsüyle, sanata evet, sanat ışığıyla aydınlanıp güneş görkemiyle ışısın yarınlarımız.”