Cumartesi akşamı, Kıbrıs’ın Larnaka bölgesinde, 1974 öncesi karma köylerden Anglisia – Anglisides ya da 1958’de TMT’nin “taktığı” ismiyle “Aksu”daydık!
-*-*-
Kıbrıs Osmanlı yönetimindeyken, bu köyün adı “Ihlisdes” olarak kayda geçmiş...
-*-*-
Anglisia veya Anglisides adının nasıl ortaya çıktığı ile ilgili çok çeşitli “hikaye”ler olmakla birlikte, bir zamanlar İngiliz bir adam köyde gezerken karısını kaybetmiş ve “Anglis ides” diye diye; yani “İngiliz kadını gördünüz mü?” diyerek dolaşmış...
-*-*-
O günden sonra da köye bu isim verilmiş...
-*-*-
Kıbrıslı Türkler hala Anglisia der; orijinal ismi Anglisides’tir... Aksu ismi “eşit egemen devlet iddiamız” gibi “hayal” bir iddiadır...
-*-*-
Neyse...
Larnaka’nın 17 kilometre Batı istikametinde, Köfünye’ye çok yakın, tüm Kıbrıs Cumhuriyeti köyleri gibi tertemiz bir köydür Anglisides...
-*-*-
Anglisides’te gördüklerim ve izlediklerim bana bir kez daha şunu dedirtti:
“Geçmişte yaşananlar ne kadar acı olursa olsun; aklı çalışan bir Kıbrıslı Rum, hayatta ve Ada’da kalan Kıbrıslı Türklerle federal bir devlet kurup, siyasi eşitliği paylaşmayı kabul ederse, üzgünüm ama hem aptal hem geri zekalıdır...”
-*-*-
Vallahi da billahi da; neden paylaşsınlar ki ülkeyi?
Kiminle paylaşsınlar?
“Kıbrıslı Türkler”le mi?
-*-*-
Hangi Kıbrıslı Türkler?
Cevdet Yılmaz ve Fuat Oktay beylerin “Kıbrıs Türkü” diye isimlendirdikleri ile mi?
-*-*-
Haaaaa; Ersin Tatar’ın atanması pardon seçilmesi ile birlikte savunulmaya başlanan “Egemen eşit Kıbrıs Türk Devleti” tezi mi?
Merhum Zeki Beşiktepeli’nin dediği gibi “Toprağı yok! Topraksız devlet nasıl olacak?”
-*-*-
Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), Rum mülk sahiplerini ikna edecek ve onlar da kabul edip mülklerini satacak ve siz de üzerinde ayrı bir devlet mi kuracaksınız?
50 milyar dolarlardan bahsedin!
Var mı ödeyecek paranız?
-*-*-
Yoksa, tüm Dünya’yı ikna edip, “kanla aldım, benimdir ulaaaan, var mı bana yakan ban hey!” diye nara atarak mı?
-*-*-
Bazı konulardan bahsedeyim ve siz karar verin...
Anglisia’nın zeytini çok meşhur...
Bu köyde Cumartesi akşamı, “Zeytin Festivali” diyebileceğimiz bir etkinlik yapıldı ve biz oraya davetliydik...
-*-*-
Okulun bahçesinde toplanıldı; çok ünlü bir Rum müzik sanatçısı geldi; kebaplar, zeytinliler, mezeler, içecekler, organizasyon çok iyi düşünülmüş ve herkes dans ediyor...
Bin kadar insan...
Herkes Kıbrıslı!
Danslar Kıbrıslı!
Selanik yöresinden ya da Atina yöresinden değil!
-*-*-
Yunanistan’ın Lefkoşa Büyükelçisi festivalin baş konuğu değil; hatta eminim haberi bile yok!
Yunanistan Büyükelçisi yanında bir bakanla köye gelip, “yolunuzu tamir edeceğiz, size su taşıyacağız, zeytininizi biz alacağız” demedi!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi ve ülkenin en büyük siyasi partisi olan DİSİ’nin ilk kadın ve en genç başkanı – 1985 Trulli Larnaka doğumlu – Annita Demetirou geceye sade bir konuk gibi katıldı...
-*-*-
Çakarlı makam arabası ve korumalarla gelmedi...
Elbette koruması vardı hatta belki de şoförü de vardı ama kimseye gösteriş yapmadı...
Konuşma da yapmadı...
Kimse kendisine yalakalık etmedi; O da kimseyle “sizi vatandaş yapacağız, çocuğu işe alacağız, gelini Kooperatif’e aldık merak etmeyin, krediniz hazırdır” muhabbetine girmedi...
-*-*-
35 yıllık meslektaşım - gazeteci arkadaşım Harun Denizkan, eşi, ben ve eşim, Anglisialı iş insanı Michalis Andreou’nun konuğuyduk...
-*-*-
Michalis Andreou, hem köyünün bu etkinliğinin ana sponsoruydu hem de o akşam doğum günüydü...
-*-*-
Annita Demetirou da doğum gününü kutladı; masamıza geldi ve Kıbrıslı Türk olduğumuzu öğrendiğinde “çok mutlu oldum” dedi...
Korumasız, gösterişsiz, şovsuz...
-*-*-
Köyün kadın muhtarı tüm emeği geçenlere ama en başta ana sponsor Michalis Andreou’ya teşekkür etti...
-*-*-
KKTC’de kaç tane çok zenginimiz, kendi köyünün bu tür bir etkinliğine sponsor olur?
Elbette ciddi katkı yapanlar vardır ama KKTC’de kendi köyünün adını ya da adresini “Kıbrıs” haritasında gösterebilecek kaç kişi kalmıştır?
-*-*-
KKTC’de kaç kişi severek ve gönülden köyüne bağlıdır?
-*-*-
Bu soruya yanıt vermek için KKTC’de hiç bilmediğimiz nüfusu incelemek lazım?
Bir kere hala KKTC’de hayatta olan ve yaşam süren “Kıbrıslı Türklerin” önemli bir bölümü Güney göçmenidir...
Ve KKTC’de yaşam sürenlerin – vatandaş olsun ya da olmasın – en az yüzde 80’inin “köyü”; ya Anadolu’dadır, ya da belki de Bangladeş veya Afrika’nın bir ülkesinde...
-*-*-
Amacım ayrımcılık – ırkçılık yapmak değil!
Amacım, Kıbrıslı Rumların bu ülkeyi, bu Ada’yı ve devletlerini çok seviyor olmalarını; aşırı sahip çıkıyor olmalarını ve bizim tükendiğimizi anlatmaktır...
-*-*-
Bir gözlemimden daha bahsedeyim...
Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı Annita Demetriou’nun doğduğu yıl olan 1985’te; Anglisia’da Kostas and Christina Agathokleous, 10 bin zeytin ağacı ile bir iş kurdular... Bir şirket...
Şirketin adını da The King of Olives koydular; yani Zeytinlerin Kralı...
-*-*-
O şirkette şu anda ikinci jenerasyon yönetimde...
Tahıl kombaylarına benzeyen “Dev zeytin toplama makineleri” ile ürünlerini topluyorlar ve her tür zeytin – zeytin yağı ve zeytin ürünü üretip tüm Dünya’ya satıyorlar... Ağaç sayıları 125 bini geçmiş...
-*-*-
Bir çok Kıbrıslı ile sohbet ettik...
Gösteriş yok, şov yok; tekrar ediyorum...
Masamızda oturan gözlüklü, beyefendi, kibar bir adam, çok beğendiği her şarkıda kalkıp oyun oynadı... Gençler çok mutlu, yaşlılar çok mutlu ve herkes bir şekilde Anglisialı ya da yakınlardan...
Ama herkes!
-*-*-
Bir başka Rum arkadaş, o gözlüklü mütevazı kişinin Amerika’da yaşadığını ve tatil için ülkede olduğunu anlattı... “California’da 120 lokantası var” dedi...
Adamı küçümsemek ya da maddi varlığını abartmak için söylemiyorum; ama o kadar mütevazı, o kadar samimi ve içten bir insan ki; sanırsınız geçen sene KKTC’de sigorta emeklisi çıktı!
Yani tabiri caizse, “adamı görün bir şeye benzetmen; ülkesine aşık ve çok zengin biri çıkıverir...”
Sıfır gösteriş!
-*-*-
Kıbrıs’ı soyma, çalma, ganimetten pay kapma, yeme, yutma, usulsüz kredi alma – verme, illa ki vatandaşı olma, öğretmen nakillerini siyasete yalama yapma, okulların açılışını durduk yere bir hafta sonraya atma; aptalca dış siyaset savunma; Atina Büyükelçisi’ne vali muamelesi yapma; Yunanistan Cumhurbaşkanı ve ekibine tapma gibi bir “hedefi ya da yapısı” olmayan insanlar...
-*-*-
Anglisia’yı, Anglisialı oldukları için; Kıbrıs’ı Kıbrıslı oldukları için seven insanlar...
Ve biz evet biz, toprağının neredeyse tamamı yasal anlamda Rumlara ait olan; nüfusunun neredeyse tamamı “yasadışı” kabul edilen KKTC’yi; “eşit egemen devlet olarak kabul etmelerini” istiyoruz...
Anglisia’yı, Anglisialı olduğu; Kıbrıs’ı Kıbrıslı olduğu için çok seven; kazandığını ülkesiyle, insanlarıyla, köylüsüyle paylaşmasını severek kabullenen bir güzel insan Michalis Andreou’nun 74’üncü doğum günü kutlu olsun...