Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Genel Sekreteri, milletvekili Asım Akansoy sosyal medya hesabından Kıbrıs sorunu ile ilgili açıklama yaptı.
Akansoy, “Kıbrıs Türk halkı biliyor ki, adaya çözümün birinci kuralı "karşılıklı kabul"dür. Bu kuralın işlemesi şart, bu işlemeden Sayın Tatar istediğini yapsın.
Açıklama şöyle:
Kıbrıslı Türkler bir an önce çözüm istiyor ve çözümün adresinin BM Güvenlik Konseyi kararları olduğunu çok iyi biliyor. Bunu uluslararası camia ve bölge devletleri de çok iyi bilmektedir” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Haber Ajansı’nın haberine göre, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Maria Angela Holguin, temasları sırasında iki tarafın uzlaşmacı bir çözüme ulaşmaktan uzak olduğunu tespit etti. Bu durum, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanı ve Rusya’nın Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzia tarafından New York’ta düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Güvenlik Konseyi Başkanı, "iki tarafın bazı planlarına ilişkin pozisyonlarının sertleştiğini" dile getirdi. Ayrıca, Genel Sekreter’in kendi ayrıcalığı olan Maria Holguin’in görev süresinin uzatılması konusunun gündemde olduğunu belirtti.
Taraflar arasında ortak zemin olmadığının saptanması Sayın Tatar’ın en büyük isteğiydi. Bunu masadan kaçarak ve zorlayarak sonuçlandırdı. Tatar, çevresi ve destekçileri, öncelikle BM çerçevesindeki tüm temel yapıyı ve mutabakatları (kazanımlar, uzlaşılar, kayıt altına alınanlar, vs.) bozmak, kontrollü gerilim ve caydırıcı diplomatik hamlelerle Kıbrıs Rum tarafını kendi istediği müzakere çerçevesine çekmek istiyor. Müzakere masası bir zaman yeniden kurulursa, o noktada yeniden kurgulanmış pozisyonlar üzerinden olacağı varsayılıyor. Bu pozisyonlarla nereye varabilecekleri konusunda net bir görüşleri yok. Her yere gidebilirler, yeter ki ön koşul olarak ortaya koydukları "egemen eşitlik ve eşit uluslararası temsiliyet" sağlansın. Bunun adı ayrılıkçı bir iradenin uluslararası bağlamda kabul edilmesinin zorlanmasıdır. Ortaklaşmayı değil ayrılmayı gözeten bir irade ile yol alınmaz. İnsanımıza dair toplumsal kazanım asla sağlanmaz.
Elbette bugünden itibaren Holguin’in Genel Sekretere bir rapor sunmasını bekleyeceğiz. Raporun bir işe yarayıp yaramayacağını da ayrıca göreceğiz. Sonuçta Genel Sekreter Guterres, toplumlar barış istiyor ancak liderler toplumların sesine kulak asmıyor diyecek. Yapılan görüşmeleri aktaracak ve bize yolunuz açık olsun diyecek.
Bu nokta itibarıyla uluslararası hukuk dışına çıkmış bir KKTC’nin kabul edilmesi için yeni gerilimler, anlamsız çıkışlar beklenebilir. Aynen Kapalı Maraş ve Pile operasyonlarında olduğu gibi… Sürekli NAVTEX açıklanarak Doğu Akdeniz’de egemenlik savaşları da yaşanabilir.
Uluslararası hukuk üzerinden yeni saldırılar da peşi sıra gelir. Demek ki Tatar bunu göze aldı, resti çekti, Hristodulidis de bu resti gördü.
Böyle giderse sizin bu yüce siyasetiniz Kıbrıs Türkü’nü bitirir.
Dün okudum, 2023 yılında 1233 çift evlenmiş, 1148 çift ise boşanmış.
1148 kişinin ayrılmak için evlendiğini düşünmüyorum.
Ancak Tatar böyle istiyor. Benim istediğim boşanma. Gel evlenelim, sonra bir yolunu bulur boşanırız diyor. Bu siyaset sorunlarımızı artırır, toplumlar arası ilişkilerimizi bozar. Bunun bedeli herkese büyük olur.
Kıbrıs Türk halkı biliyor ki, adaya çözümün birinci kuralı "karşılıklı kabul"dür. Bu kuralın işlemesi şart, bu işlemeden Sayın Tatar istediğini yapsın.
Kıbrıslı Türkler bir an önce çözüm istiyor ve çözümün adresinin BM Güvenlik Konseyi kararları olduğunu çok iyi biliyor. Bunu uluslararası camia ve bölge devletleri de çok iyi bilmektedir.