Kıbrıslı Türklerin ilk şiir gecesi-1951-3

Eralp Adanır

Şiir gecesinin düzenlenmesi düşüncesiyle ilgili daha önce yayınlanan yazıların hatta eleştirel yorumların ardından, 1951 yılının Hür Söz gazetesinde ilk kez bir Şiir Gecesinin düzenleneceği haberine rastlıyoruz. Anlaşılan o ki, daha önce bu konuda kaleme alınan düşünceler, böylesi bir organizasyon yapılmasına büyük katkı koymuş ve beklenen gün gelmişti.    

“Hür Söz, 02 Haziran 1951-syf:1

“Şiir Gecesi” Bu Akşam Tertip Ediliyor

   Sanatsever halkımızın iki aydan beridir sabırsızlıkla beklemekte olduğu “Şiir Gecesi” Viktorya ve Lise Mezunlar Kurumunun himayesinde bu akşam tertip edilecektir. Kıbrıs’ta ilk defa olarak tertiplenecek bu şiirli toplantıya, kültürsever halkımız hususi davetiyelerle davet olunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Konsolosu sayın Bürhan Işın ve eşi bu kültürel toplantıyı şereflendireceklerdir.

   “Şiir Gecesi”ne, halen adamızda bulunan Devlet Tiyatrosu san’atkârları da iştirak ederek, içlerinden şair olanları kendi şiirlerini okuyacaklardır. Bundan başka Devlet Tiyatrosu san’atkârlarının başkanı ve Ulus gazetesinin tiyatro münekkidi (eleştirmeni ea.) sayın Lütfi Ay da san’ata dair bir konuşma yapacaktır.

   Mezunlar Kurumuna, bu hayırlı işte başarılar diler, Adamızın değerli şairlerini şimdiden tebrik ederiz.”

 

   Şiir Gecesi büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Biraz sonra okuyacağımız haberden de anlaşılacağı gibi, bu organizenin başını, bugün Uzay Şairi olarak andığımız değerli şair-yazar Osman Türkây çekmekteydi. Bu arada yine aynı haber içerisinde, plânda olmayan ve pek de uygun görülmeyen bir yarışmanın, o anda karar verilip uygulanmasının eleştirisi de yer almaktadır.

 

“Hür Söz, 03 Haziran 1951-syf:1

“Şiir Gecesi”

   Viktorya ve Lise Mezunlar Kurumu himayesinde dün akşam Lise salonunda tertip edilen “Şiir Gecesi” çok başarılı olmuştur. Şiir Gecesi şair ve muharrir arkadaşımız Osman Türkây tarafından yapılan özlü bir hitabe ile açılmış, bunu Lisemizin Edebiyat öğretmeni Bay Mehmet Durulgan ve Shakespeare Mektebi Müdürü ve Kur’an Mütercimi Bay Nejmi Sagıp Bodamyalızade’nin san’at ve şiir hakkındaki konuşmaları takip etmiştir. Bundan sonra şairlerimiz kendi eserlerini kültürsever halkımıza okumuşlardır.

   Kıbrıs’ta ilk defa olarak tertip edilen bu “Şiir Gecesi” hakkındaki tafsilâtı müteakip sayılarımızda yayınlayacağımızı okuyucularımıza müjdeleriz.

   Şurasını da belirtmeden geçemiyeceğiz ki, Şiir Gecesi’nden istihdaf (amaçlanan ea.) edilen gaye, Mezunlar Cemiyetinin durup dururken ortaya bir müsabaka çıkarması ile hafifçe aksatılmıştır.

   Kanaatimizce müsabaka tertip edilmemiş olsa idi, şiir gecesindeki “şairi tanıtma ve şiir yazmayı teşvik” maksadı daha verimli bir şekilde temin edilmiş olacaktı. Mezunların bu hatasını teessüfle karşılarız.

   Hakem heyetinin kimlerden müteşekkil bulunduğunu bilmiyoruz. Hakemlerin kararını tenkid veya tasvip edecek değiliz. Yalnız şurası muhakkaktır ki, böyle bir gece tertibinde neticeyi müsabaka ile bitirmek genç şairlerimizin hevesini kırmak olur.

   Yapmış olduğumuz tahkikat neticesinde öğrendik ki şiir okuyan gençlerimizin ekseriyeti, müsabaka olduğunu son dakika Bay Mustafa Şemsi’nin kapanış sözlerinden anlamışlardır.

Müsabakayı Bay Mustafa Adiloğlu ve Bay Erdoğan Behçet Mirata kazanmıştır.”

 

   Bu haber yorumun ardından şiir geleneğimizin önemli isimlerinden biri olan, ilk kadın şairlerimizden Emine Otan da, o yıllarda “Engin Gönül” takma ismiyle şiir ve yazılarını okurla buluşturmaktaydı. Söz konusu şiir gecesiyle ilgili dört bölümden oluşan uzun bir yazıyı o günlerin bir başka ulusal gazetelerimizden; İSTİKLÂL’de okurla buluşturmuştu.

   Şiir Gecesi’ne yaptığı yapıcı eleştirileri ve değerlendirmeleri yanında Otan, yazı dizisinin sonlarına doğru, ülkemizde bir edebiyatçılar cemiyetinin kurulmasının elzem olduğu fikrini de ortaya atan ilk kişilerdedir. Nitekim onun bu ateşleyici fikri daha sonra söz konusu cemiyetin kurulmasına kadar gitmişti. Konuyla ilgili bu oluşumun yazısını sizlerle daha önce paylaşmıştık.

   İlk Şiir Gecesiyle ilgili Emine Otan’ın, Engin Gönül adıyla kaleme aldığı yazıdizisinin birincisini paylaşarak bu yolculuğumuza devam edelim... 

 

“İstiklâl, 05 Haziran 1951-syf:1

DİKKATLER

Şiir Gecesi Ve Düşüncelerimiz-1-

Yazan: Engin Gönül

   Geçen Cumartesi akşamı önce arkadaşımız Osman Türkây’ı bu fikri ilk olarak ortaya atmak ve tatbik ettirmek cesaretini gösterdiği için takdir ve tebrik ederiz. Lâkin daha evvel de bu arkadaşımıza belirttiğimiz gibi, gecenin tertibiyle Viktorya ve Lise Mezunlar Kurumunun alâkası olmadığına şimdi daha fazla emin olduğumuzu tekrarlamadan geçemeyeceğiz!

   Geceyi, tamamıyle san’atta salâhiyetli arkadaşarımızın tertip etmediği, işe anlamayanların karıştığı ve esas gaye üzerinde durulmadığı açıkca göze çarpmakta idi. Böyle olmakla beraber biz, programın başından itibaren son şiiri okuyan şaire kadar memnunuz.

   Osman Türkây tarafından verilen açış söylevi, kültür seviyemize göre tatminkârdı.

   Sayın Lütfi Ay’ın konuşamamasına ne kadar üzülmüşsek, yerine lisemizin Edebiyat öğretmeni Bay M. Durulkan’ın konuşmasına o kadar memnun olduk. Durulkan’ın mütevazı fakat yetkili bir lisanle konuşması ve Nedim’den seçtiği güzel şiirler, şiir ziyafetine cidden nefis bir başlangıç teşkil etmiştir. Üstad Necmi Sagıb Bodamyalızade’nin samimi ve tabiî hasbihali ne kadar güzel ve yerinde idi. Bu arada halk şairimiz olarak tanınmış, Kıbrıs tarihinde de adı geçen Aynalı’yı hatırladık. Davet edilmemişse – bazı aristokrat görüşlüler düşüncemizi yersiz bulsalar dahi- iyi edilmemiş.

   Sıra şiirlere gelmişti. İlk olarak şair arkadaşımız Urkiye Mine Balman’ı zevkle dinledik. Kıbrıs’ta şimdiki nesil arasından ismi ilk defa olarak Türk Edebiyatı Tarihine geçmiş Bayan şairlerden birisi olan arkadaşımız, kendisine has ifade ve düşüncelerle süslenmiş ayrı ayrı mevzularda sekiz şiirini okudu. Mine’yi hepimizin çoktan ve çok iyi tanıdığımıza eminiz. Bu arkadaşımız hiç şüphesiz alkışlanmıya hak kazananların başındadır.

   Osman Türkây arkadaşımızın takdim ettiği demet arasında bilhassa Bayraktar şiiri haklı olarak şiddetle alkışlandı. Bu arkadaşımızın san’ata kendisini verdiği günden bu güne kadar sebat ve titizlikle çalıştığını menuniyetle müşahade etmekte olduğumuzu sırası gelmişken söylemeyi yerinde buluyoruz.

   Özker Yaşın’daki hakiki kabiliyet derhal göze çarpıyor. Orijinal bir mevzu ile Kırkpınar’daki Davulcuya şiiri cidden fevkalâde idi ve şiddetle alkışlanmıştır.

   Ahmet Müzaffer Gürkan’ın, yağmur sonrası güneş ışığında yapraklardaki damlaları andıran –az söz, öz söz- şiirleri de hoştu.

   Memleketimizin değerli fikir adamlarından Avukat Sayın A. Esat’ın Osman Türkây tarafından okunan “Girne’ye bir bakış” isimli şiiri zevk ve alâka ile dinlenmiştir.

   Erdoğan Behçet Mirata’nın biyografisinde de belirttiği gibi, sahne sanatkârı tavrıyle hissederek okuduğunu fazlasıyle hissettirmeğe çalışarak okuduğu şiirleri de, millî hislerimizi coşturmak bakımından güzeldi.

   Genç şair Adiloğlu da bilhassa “Çinli’ye” şiirini çok güzel okudu. Parlak bir istidatla karşılaştığımızdan süphemiz yoktur.

   Yaşına göre Taner Fikret Baybars’ın da “Marselina”sı güzeldi. Yazımızı uzatmak istemediğimiz için şiirler üzerinde daha fazla duramıyacağız. Netice itibarıyle ismini verdiğimiz arkadaşlarla beraber diğerlerinin de muvaffak olduklarını kaydetmemek haksızlık olur. Biz burada, bize şiir ziyafetini ilk defa olarak geceye iştirak etmek suretiyle veren arkadaşların hepsini ayrı ayrı tebrik ve takdir ederken, onlara bu yolda sonsuz başarılar dilemeyi bir borç biliriz.

NOT: Yarın, gecenin sürprizli neticesi hakkındaki görüşlerimiz!”