Türk Lirası kazanıp döviz cinsinden harcayan Kıbrıslı Türklerin ekonomik akla uygun bir ‘çıkış yolu’ bulmasının bir yolu AB para birimi Euro’ya geçmek olduğu halde, bu konudaki ‘ezber’ her nedense bozulamıyor.
Popülizm ve ‘TC ne der?’ kaygısı siyaseti de, akademiyi de, sivil toplumun bir kısmını da çaresizlik sendromuna ve oto sansüre mahkum etti.
Euro’nun -ya da başka bir istikrarlı para biriminin- kullanılmasına karşı çıkanlar temelde iki argüman ortaya koyuyorlar.
1… Euro’ya geçsek bile ekonomi düzelmeyecek.
2… Euro’ya geçemeyiz, çünkü AB kabul etmez.
* * *
‘Euro’ya geçilse dahi ekonomimiz düzelmez’ önermesi doğrudur. Ama eksiktir.
KKTC ekonomisi ‘gökten Euro yağsa’ dahi düzelmez. Çünkü ‘düzelmeyecek şekilde’ kurgulanmıştır.
KKTC ekonomisi Ankara’ya bağımlı haldedir ve bu bilerek isteyerek böyle yapılmıştır. Federe Devlet döneminden bugüne Ankara’nın Kıbrıs’la ilgili ekonomik paketleri bu iddiayı destekleyen uygulamalarla doludur.
Kah kooperatifçilik, kah ucuz iş gücü, kah Kıbrıs Lirası’nın 36 TL’ye çekilmesi, kah bavul ticareti, kah neoliberal model…
Açıkça “Siz üretmeyin, biz sizi besleriz” demişlerdi.
Sonra “Siz de amma besleme oldunuz, üstelik her evde iki araba var” demeye başladılar.
Oysa KKTC ekonomisinin ayakları üzerinde durması Türkiye’yi yönetenlerin istediği bir sonuç değil.
Bu yüzdendir ki değil Euro’ya geçerek, AB Merkez Bankası bütün bastığı paraları KKTC’ye yollasa ekonomimiz yine düzelmez.
Ama yine de Euro’ya karşı çıkan birinci argümanın hala eksik bir tarafı var.
‘KKTC ekonomisi TL ile de düzelmez’ gerçeği dillendirilmedi çünkü…
* * *
Gelelim ikinci görüşe… Yani ‘AB bize Euro kullanma izni vermez’ görüşüne…
İlk bakışta ‘tanınmamış’ KKTC’nin AB’den böyle bir izin alamayacağı düşünülebilir. Belki de AB ‘KKTC’ ile konuyu konuşmaktan bile uzak durabilir.
KKTC değil ama ‘Kıbrıs Türk Toplumu’ sıfatıyla görüşmesi ise daha mümkün…
Kıbrıslı Türklerin hedefi AB üyeliği değil miydi?
Türkiye de AB üyesi olmak istemiyor mu?
Belki de Euro vesile olur da yıllardır unuttuğumuz, kimsenin artık gündeme bile getirmediği ‘Doğrudan Ticaret Tüzüğü’ ve ‘Türkçenin resmi dil olması’ gibi makul ve haklı olduğumuz konular da yeniden gündem olur, ilerleme sağlanır.
Ama bunları da geçelim…
Farz edelim ki AB bizi muhatap almadı veya Euro’ya geçiş talebimizi kabul etmedi.
Bu durumda bile Euro’ya geçiş imkansız değil.
Bunun örnekleri var.
‘Euro bölgesi’ndeki AB üyeleri dışında da, AB üyesi olmadığı halde Euro kullanan ‘devletler’ var. Hem de bize, yani KKTC’ye pek benziyorlar.
Andorra, Monako, San Marino ve Vatikan AB üyesi olmamalarına karşın, yapılan antlaşmalar çerçevesinde Euro kullanıyor.
Karadağ ve Kosova ise AB ile herhangi bir antlaşma imzalamadıkları halde Euro kullanıyor.
* * *
Evet, Euro’ya geçmek tek başına ekonomiyi düzeltemez. Sorun yapısaldır. KKTC ekonomisi yanlış bir zemin üstündedir.
Lakin Türk Lirası ile yola devam demek, Kıbrıslı Türklerin bu adadan göçünün hızlanması demektir.
Meraklı olanlar için söyleyeyim: Birçok insan pılısını pırtısını toplama hazırlığındadır.
Ve birçok insanın ‘kaçılacak yer’ listesinin başında Güney Kıbrıs yer alıyor!
Yüz yıllardır bu adada kök salmış, ama en az 7-8 misli yurt dışına dağılmış bir toplum ‘son büyük diaspora’nın eşiğindedir.
Hem de Türk Lirası yüzünden!..