Kıbrıs’ta iki toplumlu ilk sözlü tarih projesi, araştırma enstitüleri İKME ve BİLBAN tarafından gerçekleştirilmişti. “Kıbrıslılar’ın Sözlü Tarihi” başlıklı bu çok değerli röportajlar dizisi, üç dilde özetleriyle İKME’nin web sitesinde okunabiliyor, röportajların orijinallerini isteyenler de İKME’den temin edebiliyor.
Bu röportajlardan özetler yayımlamaya devam ediyoruz…
Poli Hirsofu’dan Haris Hacıteodosiu, “1963’te Kıbrıs’ın başka bölgelerinde çatışmalar olduğu halde Poli Hirsofu’da durum sakindi ancak bir süre sonra dıştan bir takım insanlar gelince, köyümüzde de ilk yaralanmalar görülmeye başlandı…” diye anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Çocukluğumda, Kıbrıslıtürk çocuklarla oyunlar oynardık, saklambaç, lingri, skatulika ve futbol oynardık. Futbol oynadığımızda iki takım oluştururduk aynı yaştan çocuklar, her iki takımda da hem Kıbrıslıtürk, hem Kıbrıslırum çocuklar olurdu…
Kıbrıslıtürkler’in çok eski bir geleneğine göre, Kıbrıslıtürk çobanlar Kurban Bayramı’nda bir kuzu keserdi ve bu kuzunun etini yoksul ailelere dağıtmak zorundaydılar. Ancak bize saygılarını göstermek için, bu etten bize de verirlerdi. Sünnet törenlerine davetliydik, nişan ve düğünlere de. Aynıydı danslarımız, Karşılama oynardık, Zeybekiko oynardık birlikte…
Poli’de bir Kıbrıslıtürk’ün kitabevi vardı, kitap satardı, okul ihtiyaçlarını satardı, hepimiz bu dükkandan alış veriş ederdik, okul ihtiyaçlarımızı bu dükkandan alırdık, hem Kıbrıslıtürk, hem Kıbrıslırum çocuklar…
Pek çok Kıbrıslıtürk, Ay Thekla panayırına katılırdı – bu panayır tüccarlar için çok önemliydi… Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar birlikte Limni madenlerinde hiçbir sorun olmaksızın birlikte çalışırdı…”
Yeroşibu’dan bir öykü: Beyzade ailesinden bir gelin…
Prodromos Konstantinu Yeroşibu’dan… Oldukça ilginç bir hikayesi var.
Çünkü babası Kıbrıslırum, annesi ise Kıbrıslıtürk, Beyzade ailesinden… Annesi bir Kıbrıslıtürk’le evlenmiş önce ve iki çocuğu olmuş. Sonra babası, annesine aşık olmuş, kadını kocasından ayırtmış, kadın Hristiyan dinine geçmiş ve 1927 yılında babasıyla evlenmiş. Altı tane çocukları olmuş. Annesi tüm çocuklarını Hristiyan olarak yetiştirmiş ve mallarını da kiliseye bağışlamış. 1940 yılında annesiyle babası ayrılmışlar – babası başka bir Kıbrıslırum kadınla evlenmiş ama çocuklar babayla kalmış. Aslen Kıbrıslıtürk olan annesi ise bir başka Kıbrıslırum’la evlenmiş ve Ay Varvara’ya yerleşmiş. Annesi 43 yaşındayken vefat etmiş.
Prodromos’un arkadaşı Yannis de bir Kıbrıslıtürk kadına aşık olmuş, sivil bir evlilik yapmışlar çünkü ne Yannis, ne de sevdiği kadın dinlerini değiştirmek istemiş. Doğacak tüm kız çocuklarının Müslüman, tüm erkek çocuklarının da Hristiyan olarak yetiştirilmesine karar vermişler. Üç kızları olmuş ve kızlar Müslüman olarak yetiştirilmiş.
Prodromos, Ay Varvara’daki kilisenin Türkler tarafından yaptırıldığını çünkü o köyde Kıbrıslırumlar’ın çok yoksul olduğunu hatırlıyor…
Timi köyünde dostluklar…
Petros Haralambos Kasapis, Timi köyünden – karma bir köyde Kıbrıslıtürkler’le barışçıl biçimde yaşadıklarını, hem bayramları, hem paskaları birlikte kutladıklarını hatırlıyor. Petros’un Kıbrıslıtürk arkadaşı İsmail Ramadan’la ortak bir de sürüleri varmış – 500 baş hayvanları varmış…
Komi Kebir’den Hüseyin Ahmet Sennaroğlu…
Komi Kebir (Büyükkonuk) köyünden Hüseyin Ahmet Sennaroğlu, köylüsü Kıbrıslırumlar’la iyi ilişkileri ve tarlalarda birlikte çalışmalarını hatırlıyor.
İki toplumlu çatışmalar nedeniyle Kıbrıslırum evlerine yakın olan kendi evini boşaltıp Kıbrıslıtürkler’in bulunduğu bölgeden bir ev satın almak istemiş. Arkadaşı Kıbrıslırum ona kendi evini, başkaları çok daha yüksek fiyat verdiği halde, çok daha ucuza satmış. Bunu da kurmuş olduğu iyi ilişkilere bağlıyor…
Lapta’dan hatıralar…
Lapta’dan Anthimos Şiakidis’in babası ve ortağı işlerinde her zaman Kıbrıslıtürkler’le çalışmayı tercih ederlermiş çünkü Kıbrıslıtürkler dürüstmüşler.
Anthimos Şiakidis, Lapta’da kahvelerin karışık müşterileri olduğunu hatırlıyor, tarlalarda birlikte çalışırlarmış, hasat zamanı birlikteymişler, panayırlara birlikte katılırlarmış ve değirmenlerde ürünlerini birlikte öğütürlermiş.
1963 çatışmalarında iki genç öldürülünce Kıbrıslıtürkler köyden ayrılmışlar.
Kıbrıslıtürkler’in Rumca öğrendiğini fakat Kıbrıslırumlar’ın Türkçe öğrenmediklerini, bazı kelimeleri bildiklerini ve konuşulanları biraz anladıklarını anlatıyor.
Anthimos Şiakidis, Hristiyanlığa geçen Kıbrıslıtürk bir kadının ölümü ardından mirasının Hristiyan akrabalarınca paylaşıldığını hatırlıyor. Bir başka Kıbrıslıtürk kadının da küçükken Şiakidis’in bir akrabasına evlatlık olarak verilmiş olduğunu hatırlıyor.
Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın bu röportajlarının özetlerine ulaşabileceğiniz internet adresi için TIKLAYIN