Kıbrıslırum ilkokul öğrencileri, Dayanışma Evi’nde farklı toplumların nasıl işbirliği yaptığını öğrendi…

Sevgül Uludağ

 

Geçtiğimiz hafta içinde Tsireio İlkokulu altıncı sınıfına devam eden Kıbrıslırum ilkokul öğrencileri Lefkoşa’da ara bölgedeki çok kültürlü Dayanışma Evi’ni ziyaret ederek burada farklı toplumların diyalog ve yeniden yakınlaşma yönünde nasıl işbirliği yaptığını öğrendi.

Tarihi bir Lefkoşa turunda öğrenciler başkentin farklı mahalleleri hakkında bilgi edindiler ve ara bölgede farklı toplumlardan insanların öykülerini ve nasıl işbirliği ve diyalog içerisinde çalıştıklarına tanık oldular. Dayanışma Evi’nde emek veren farklı toplumlardan çalışanlar da öğrencilere duygu ve düşüncelerini aktardılar…

 


 

POGO kadın örgütünün Mağusa eski sorumlusu Lenia Konstantinu, “VOICE OF THE ISLAND”a konuştu…

 

“Kaç yıl daha bekleyeceğiz? Birlikte yaşamayı öğrenelim…”

 

Bir dönem POGO kadın örgütünün Mağusa  sorumluğunu yapmış olan Lenia Konstantinu Voice of the Island’a konuştu. Dörtyol’da (Prastyo) doğan ve 1974’e kadar orada yaşayan ancak 74 sonrası Kıbrıs’ın güneyine göç eden Konstantinu, iki toplumu birbirine daha da yakınlaştırmak için çaba harcayan bir isim.
Evli ve iki çocuk annesi olan Lenia Konstantinu, küçük yaştan itibaren iki toplumu yakınlaştırmak için mücadele ettiğini anlattı. Lenia, “Çözüm istemeyen, Türklerle birlikte yaşamak istemiyoruz” diyenlerin ailelerinden doğru eğitimi almayan kişiler olduğuna inanıyor.
“Kadının gücü her şeye yeter” diyen Konstantinu küçük bir de mesaj gönderiyor: “Kadın hem ailesine hem de dünyaya büyük eserler katabilir.”
Güzel bir Cumartesi günü VOICE OF THE ISLAND ekibini Dromolakşa’daki evinde ağırlayan Lenia Konstantinu şöyle konuşuyor: “Elbette ki sizleri ailemin evinde, köyüm Dörtyol’da (Prastyo) ağırlamak isterdim, ama bugün burada sizlerle olmaktan ve düşüncelerimi paylaşma fırsatı bulduğumdan dolayı çok mutluyum”

VOI: Mağusa Kazası POGO kadın örgütü sorumlusu olduğunuz dönem, Kıbrıslıtürk yurttaşlarınız ile ilişkileriniz nasıldı?
Lenia Konstantinu:
Ben birçok Kıbrıslıtürk aile tanımanın ve onlarla samimi dostluklar kurmanın büyük keyfini ve mutluluğunu yaşadım. Benim için önemli olan sadece onları tanımak değil, kurduğumuz ilişkileri ileriye taşımak ve sürdürebilmekti. İlişkilerimizin önemi sadece 2 saatlik düzenlenmiş olan bir programda değil de, evimde, onların evlerinde ve hayatımın farklı dilimlerinde olmasıdır.
Düğünlerimizde, aramızda düzenlemiş olduğum dost yemeklerinde buluşuyoruz. Dahası çocuklarımız aralarında buluşuyorlar ve bunlar benim için oldukça yeterlidir. Bu sebeplerden dolayı bunları evlatlarıma da aktardım. Onları zorlamadım, ama akılları var ve bunun doğru olduğunu anlayabiliyorlar. Gençlik kolları aracılığıyla bağlantıları olsun ama sadece bununla değil yüz yüze de görüşmelerini istedim.

VOI: Müzakereler için ne düşünüyorsunuz?
Lenia Konstantinu:
Görüşmelerdeki durumun çok üzücü olduğunu söylemek isterim. Anastasiadis’in söylediği gibi “Elmaya gitmek istemeyen 5 gün elekten eler”. Fakat ben ona karşı sert bir tavır takınacağım, bu sadece Akıncı için geçerli değil, kendisi içinde aynı şey geçerlidir. Şahsen fırsatım olmuş olsaydı aynen bu şekilde kendisine bunu söylerdim. Bir kez daha her iki liderin de anlaşıp müzakere masasına oturmaları gerekiyor. Başka çıkış yolunun olmadığını anlamaları gerek artık. Eğer konuşup anlaşmazlarsa çok geç olacak ve bu oyunu kaybedeceğiz.

VOI: Bugüne kadar yapmış olduğunuz iki toplumlu programlardan bizlere biraz bahseder misiniz?
Lenia Konstantinu:
Elbette bir programın gerçekleşebilmesi için tek tarafın değil iki tarafın da istemesi gerekiyor ve orada bulunan Kıbrıslıtürk kadın arkadaşlarımız bunu gerçekten çok istiyorlardı. İki toplumlu birçok gezilerimiz, çay partilerimiz olmuştur. Bizleri yeni yıl için iyi dileklerini iletmeleri için davet ediyorlardı aynı şekilde bizlerde onları Noel pastasının kesimine davet ediyorduk.
En güçlü projelerimizden bir tanesi de yılın takvimiydi, maalesef ki şu an size yanımda olmadığı için gösteremiyorum ama bu takvim ofislerimizde bulunuyor. Bu eser üzerinde çok sıkı çalışılan bir eserdi ve bunun için CTP kadın kolları ile birlikte çalıştık. Bu takvimi oluşturabilmek için bir yıl çalışmamız gerektiğini söyleyebilirim. Her iki tarafında ekonomik problemleri olmasına rağmen bu eseri gün yüzüne çıkarmayı başardık. Bu öyle bir takvimdi ki  iki taraftan da bir harf eksik yoktu. Eşitti.
Bir başka çalışmamız ise Kıbrıs mutfağını tanıtacak olan bir kitaptı. Yeni İskele (Trikomo) kadın kolları ile uğraş verdik. Her iki taraf da çok emek ve çaba harcadı, maalesef ki ekonomik durumdan dolayı ilerleyemedik. Bu kitabın amacı mutfağımızın dahi aynı olduğunu göstermekti. Yemek ve tatlılarda bile çok ortaklıklarımız var.

VOI: Şu an günleriniz nasıl geçiyor, herhangi bir programla uğraşıyor musunuz?
Lenia Konstantinu:
Şu an köyüm Prastyo’nun (Dörtyol) yönetim kurulu üyesiyim. Hem köyüm, hem de köyün muhtarı ile çok iyi bir ilişkimiz var. Elimden geldikçe sık sık ziyaret etmeye çalışıyorum. Her defasında bizleri büyük bir sevinç ile karşılıyor ve kendisiyle köy için yeni planlar hakkında görüşmeler yapıyoruz.
Yaklaşık 20 gün önce köyümüzü ve muhtarı yeni yıllarını kutlamak için tekrar ziyaret ettik ve köydeki kilisede bir ayin konusunda görüşme yaptık. Bu fikre bakış açısı olumluydu ve bunun için çalışmalar yapacağını söyledi. Muhtar Türkiyeli olmasına rağmen her zaman iyi niyetli davranarak yardım etmeye çalışıyor.

VOI: ENOSİS krizini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lenia Konstantinu:  
Diğer tarafta bulunan insanlar ile hiçbir problemimiz yok. Fakat her iki taraftan da etnik etkenler bulunuyor ve bu da geçenlerde meclisten geçen oylamada belli oldu. Bu evrede bunun uygun olmadığı gibi böyle bir şeyin olması da gerekmiyordu.
Meclisin dışından bile geçmemesi gerekiyordu. Ama bunu başardılar. AKEL bu duruma olumlu bakmayan tek partiydi çünkü bunun zamanı değildi, özellikle şimdi görüşmelerin olduğu esnada. Akıncı ve Türkiye kötü şekilde tepki verdiler. Zaten bu oylamayı yapıp onaylayanların da amacı buydu ve başardılar. Ama önce ELAM’ın bir Nazi partisi olduğunu düşünmeleri gerekirdi ve meclisin durumu kontrol edip engellemesi gerekirdi.

VOI: Son olarak bir mesajınız var mı?
Lenia Konstantinu:
Benim dileğim artık bir çözüm olsun. 1974’te küçüktüm, 13-14 yaşındaydım ve şimdi 2 torun sahibiyim. Maalesef halen daha bir çözüm görmüyorum. “Kaç yıl daha bekleyeceğiz; Yeter artık, bir çözüm olsun birlikte yaşamayı öğrenelim.” Ben şahsen birlikte yaşayabileceğimize inanıyorum.

(Voice of the İsland – Mart 2017).