Kıbrıslırum üye bekleniyor...

Kayıplar Komitesi, bugünlerde Kıbrıslırum yönetiminin Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslırum Üyeliği görevine atama yapmasını bekliyor. Birkaç hafta önce görevinden ayrılan Kıbrıslırum üye İlias Yeorgiadis’in yerine kimin atanacağı henüz bilinmiyor...

 

 

Kayıplar Komitesi, bugünlerde Kıbrıslırum yönetiminin Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslırum Üyeliği görevine atama yapmasını bekliyor.

Birkaç hafta önce görevinden ayrılan Kıbrıslırum üye İlias Yeorgiadis’in yerine kimin atanacağı henüz bilinmiyor... Bu yüzden Kayıp Şahıslar Komitesi, normalde her Perşembe yaptıkları toplantıları yapabilmek için atamanın yapılmasını bekliyor.

1981 yılında kurulan Kayıp Şahıslar Komitesi, bir Kıbrıslıtürk, bir Kıbrıslırum ve bir de Birleşmiş Milletler’in atadığı üçüncü üyeden oluşuyor. Halen Kayıp Şahıslar Komitesi’nde Kıbrıslıtürk üye olarak Gülden Plümer Küçük görev yapıyor, Birleşmiş Milletler’in atadığı üçüncü üye olarak da İsviçreli Christoph Girod görev yapıyor. Kıbrıslırum üye görevden ayrıldığı için yerine bir Kıbrıslırum üyenin atamasının yapılması ve göreve başlaması bekleniyor. Bu konuda Kıbrıslırum üye yardımcısı Ksenofon Kallis’in adı geçiyor ancak bunun doğru olup olmadığı bilinmiyor. Kallis, 1989’dan bu yana hem Kıbrıslıtürk, hem de Kıbrıslırum “kayıplar”ın bulunması için araştırmaları yürüten ve bu konuya büyük emeği geçen  bir yetkili. Kallis’in bu göreve atanıp atanmayacağı, bunun yalnızca bazı Kıbrıslırum gazetelerinin spekülasyonu olup olmadığı da bilinmiyor.

Komite, Kıbrıslırum üyenin atanmasını beklerken,  bu arada adamızın her iki tarafında aranmakta olan “kayıplar”la ilgili olarak kazılar kesintisiz devam ediyor. Yağmur-çamur, güneş-rüzgar demeden arkeologlarımız ve şirocularla diğer çalışanlar, adanın her iki tarafında da olası gömü yerlerini kazmaya devam ediyorlar...

“Kayıp” şahıslardan geride kalanların ilk gönderildiği yer olan Antropoloji Laboratuvarı’nda ve bundan sonra kalıntıların DNA testi için gönderildiği Genetik Enstitüsü’nde de kimlik tespiti bilimsel biçimde yapılıyor. Antropoloji Laboratuvarı’nda çok büyük bir tıkanıklık yaşanması ve kalıntıları bulunmuş olan 500 civarında “kayıp” şahıstan geride kalanların laboratuvarda kimlik tespiti beklemesi, özellikle “kayıp” yakınları arasında çok büyük huzursuzluklara neden olmuş, bunun üzerine Antropoloji Laboratuvarı’nın kapasitesinin ikiye katlanması kararlaştırılmıştı. Çünkü Antropoloji Laboratuvarı, ayda ancak 6 civarında “kayıp” şahsın analizini yapmaktaydı ve “kayıp” yakınlarının örgütleri, bu tempoda tüm kimlik tespitlerinin tamamlanabilmesi için yaklaşık 23 yıllık bir süre geçeceğini, “kayıp” yakınlarının, sevdiklerinden geride kalanları alabilmek için hayatta kalamayacaklarını söylüyorlardı.

Antropoloji Laboratuvarı’nın kapasitesi ikiye katlandı ancak laboratuvarda çalışacak bu alanda deneyimli antropolog bulunamadı, bu yüzden deneyimli arkeologların bu alanda eğitilerek laboratuvarda görev yapmaları kararlaştırıldı. Antropoloji, ne Kıbrıslıtürk, ne de Kıbrıslırum gençler arasında üniversite eğitimi alınacak “popüler” bir konu olmadığından, iki toplumun gençleri arasında laboratuvarda çalışacak antropoloji mezunu bulmak zor... Buna rağmen, Antropoloji Laboratuvarı’ndaki çalışmalar da, tıpkı kazılar gibi, tüm hızıyla devam ediyor... Antropoloji Laboratuvarı’nda halen Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum antropologlar ve arkeologlar, genişletilmiş kapasiteyle birlikte, 500 “kayıp”tan geride kalanları analiz etmeyi kesintisiz sürdürüyorlar.

Antropoloji Laboratuvarı ile DNA testlerini yürüten Genetik Enstitüsü arasında da uzun süreden beridir sorunlar yaşanmaktaydı. Kayıplar Komitesi, geçtiğimiz Eylül ayında Genetik Enstitüsü’yle DNA testleri konusunda sözleşme imzalaması gerekirken, yaşanan sorunlar nedeniyle henüz böyle bir sözleşme imzalanamayınca, bu nedenle kimlik tespitleri de bir süre daha, özellikle Kıbrıslırum üye komiteye atanıncaya kadar nihai kararı bekleyecek... Ancak Genetik Enstitüsü’ndeki Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum genetikçiler de, kendilerine geçmişte Antropoloji Laboratuvarı tarafından gönderilmiş örnekler üzerinde kimlik tespit için DNA çalışmalarını kesintisiz sürdürüyorlar. Genetik Enstitüsü yetkilileri geçtiğimiz haftalarda yaptıkları açıklamada, kendilerine Antropoloji Laboratuvarı tarafından son 3-4 aydan bu yana hiçbir yeni örnek gönderilmediğini belirtmişlerdi. Ancak genetikçiler, elde olan örneklerle çalışmayı kesintisiz sürdürüyor.

Kayıplar Komitesi, DNA testlerini yurtdışında, Bosna-Hersek’te bir Amerikan Enstitüsü’nde yaptırmak, kendi DNA laboratuvarını kurmak veya bu konuda uluslararası bir ihaleye çıkmak gibi çeşitli seçenekleri de gözden geçirmekteydi. Şimdi Kıbrıslırum üye atandıktan sonra, bu konuda da ne yapılacağına dair nihai kararın verilmesi bekleniyor.

Bu arada “kayıplar”ın bulunması için arazide kesintisiz biçimde çalışmakta olan tüm arkeologlarımıza ve şirocularımıza, Antropoloji Laboratuvarı’nda çalışan tüm antropolog ve arkeologlarımıza ve Genetik Enstitüsü’nde çalışan tüm genetikçilerimize “Kolay gelsin” diyoruz.

 

 


***  Türkiye hükümeti de 100 bin dolarlık bağışta bulundu...

 

Avrupa Birliği’nden Kayıplar Komitesi’ne 3 milyon Euro yardım...

 

Lefkoşa,  (T.A.K): Avrupa Birliği’nin 2012 yılı bütçesinin geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen AB Ekonomi ve Finansal İşler Konseyi toplantısında onaylandığı, bütçede Kıbrıslıtürkler’e de yardım öngörüldüğü bildirildi.

Haravgi ve diğer gazeteler, Avrupa Birliği’nin onaylanan bütçesi içerisinde, Kıbrıslı Türkler’e 25 milyon Euro mali yardımda bulunulması, ayrıca Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’ne de 3 milyon Euro verilmesinin kararlaştırıldığını yazdı.

Gazete, AB bütçesinin 1 Aralık tarihinde Brüksel’de yapılacak Avrupa Parlamentosu oturumunda kabul edilmesinin beklendiğini vurguladı.

 

TÜRKİYE HÜKÜMETİNDEN  100 BİN DOLAR BAĞIŞ

Bu arada Türkiye hükümeti Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 100 bin dolarlık bağışta bulundu.

Bağış çeki, Kayıp Şahıslar Komitesi Başkanı Cristophe Girod ile Kıbrıslıtürk Üye Gülden Plümer Küçük’ün TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ni ziyaretinde TC Büyükelçisi Halil İbrahim Akça tarafından verildi.

Kayıp Şahıslar Komitesi’nden yapılan açıklamada, bağıştan dolayı teşekkür edildi ve Türkiye’nin yardımlarının son 4 yılda 537 bin Dolar’ı bulduğu ifade edildi.

Açıklamada, yardımların kayıpların akıbetinin belirlenmesi ve kalıntıların ailelere ulaştırılması adına önemli olduğuna işaret edilerek, bugüne dek 800 kişinin kalıntılarına ulaşıldığı ve bunlardan 300’ünün cenaze törenleri için ailelere ulaştırıldığı kaydedildi.

(TAK Haber Ajansı – 21.11.2011)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri