OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…
Araştırmalarıyla tanınan Aleksandr Mihail Hacılira, geçtiğimiz günlerde Lefkoşa’da gerçekleştirilen bir etkinlik sırasında 1963’te Kıbrıslıtürk yetkililerin, Baf Kapısı polis karakolunu, Baf Kapısı’ndaki Katolik Kilisesi’ni ve çevresindeki bölgeyi ele geçirmek istediklerini, bu bölgeyi “Stratejik” olarak gördüklerini ancak yapılan çeşitli müdahaleler sonucunda bunun gerçekleşmediğini belirtti.
Hacılira, bu konuda ABD Büyükelçiliği’nin müdahalede bulunmuş olduğuna inandığını da belirtti… Amerikan Büyükelçisi’nin müdahalesi üzerine Katolik Kilisesi’nin Yeşil Hat’ta dahil edilmediğini ifade eden Hacılira, bir sorumuz üzerine şu bilgileri paylaştı:
“TMT, 1963’te Baf Kapısı polis karakolunu ele geçirmek istemişti… O günlerde burası Lefkoşa Bölgesi polis karakolu idi. O dönem Lefkoşa Bölgesi Polis Komutanı olan dedem Mihalakis Pantelidis bunun bilincinde olduğu için bu karakolun güvenliğini sağlamak amacıyla çok ağır çarpışmalar meydana gelmişti… O dönem Amerikan Büyükelçisi’nin Katolik olduğunu ve işte bu nedenle Katolik Kilisesi’nin yeşil hat dışında bırakıldığını sanıyorum… Ancak Katolik olan Amerikan Büyükelçisi’nin 1964 mü yoksa 1974’te mi bu konuya müdahil olduğundan emin değilim. Bildiğim TMT’nin kiliseyi ve tüm o bölgeyi istediği idi…
Bir ara Maronit dini lideri Foradaris’in bu süreçte yer aldığını biliyorum ancak esas işi yapan inanıyorum ki Amerikan Büyükelçisi idi…
Kilise için yapılan müdahalenin 1964 mü yoksa 1974’te mi olduğundan emin değilim ancak polis karakolu için bundan yüzde yüz eminim çünkü bunu bir yerlerde okudum da…”
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımızı 0542 853 8436 numaralı telefonumdan beni aramaya davet ediyorum…
MİHALİS HACIRUSSO’NUN SÖYLEDİKLERİ…
Kıbrıslımaronitler’in önde gelen isimlerinden Mihalis Hacırusso, bu konuda sorularımızı yanıtlarken Baf Kapısı civarında Maronitler’e ait mallar bulunduğunu, burada iki kilise bulunduğunu, bunlardan birinin “Holy Cross” (“Kutsal Haç”) Katolik Kilisesi, diğerinin ise “Virgin Mary” (“Bakire Meryem”) Maronit Kilisesi olduğunu, ayrıca burada Maronitler’e ait bir manastır ve dükkanlar da bulunduğunu hatırlattı. 1974’te gerek Lübana, gerek Fransız ve İngiliz Elçilikleri’nin devreye girerek bu bölgede konumun değişmemesi için harekete geçtiklerini, hatta Vatikan’dan Papa’nın da büyük olasılık devreye girmiş olabileceğini, Maronitler’in baş papazı John Foradaris’in de bu bölge için uğraş vermiş olduğunu hatırlattı. “Foradaris kilisede kalarak oradan ayrılmayı reddetti” diyen Hacırusso, “O dönem buraya ne olacağını bilmiyorduk, o nedenle endişeli bir bekleyiş vardı… Ancak Kıbrıslıtürkler çok yakına gelmiş olsalar dahi, o sınırı aşmadılar” diye konuştu.
1974’te Amerikan Büyükelçisi’nin Roger Davies olduğunu, özel sekreterinin de bir Kıbrıslımaronit olan 30 yaşlarındaki Antoinette Varnava olduğunu, her ikisinin de 1974’te öldürüldüğünü hatırlatan Mihalis Hacırusso, öldürülmüş olan Amerikan Büyükelçisi Roger Davis’in Kıbrıslımaronit toplumuyla çok yakın ilişkileri olduğunu da anlattı…
“KIBRISLITÜRKLER’İN ÖYLE BİR GÜCÜ OLDUĞUNU SANMIYORUM…”
1970 yılından itibaren Baf Kapısı bölgesinde mücahitlik yapan bir Kıbrıslıtürk okurumuz ise o günlere dair sorularımız üzerine “1963’te Kıbrıslıtürkler’in Baf Kapısı polis karakolunu alacak bir gücü olduğunu sanmıyorum” diye konuştu. Sözkonusu okurumuz düşüncelerini şöyle paylaştı:
“Burada yapılan tek operasyon Kıbrıslıermeniler’in bu bölgeden çıkarılması ve Orhan Şevket’in ambarına yönelik bir operasyondu… Bunun nedeni Ali Gürsoy, iki toplumlu çatışmalar çıkmadan önce İngilizler’in hurdaya çıkarılmış mallarını alırdı… Radyo yapmak için gerekli cihazları da böyle almış ve kendi ambarı olmadığı için Orhan Şevket’in ambarına koyduydu… Bu ambar Baf Kapısı’na giden o yol üzerindeydi, Bohçaliyan’ın oralarda bir yerdeydi. Benim anladığım mücahitlerin rahat girip çıkabileceği bir yerde değildi… Bir operasyon düzenleyip girdiler, aldılar, götürdüler, Saray’da Dr. Küçük’e teslim ettiler. Bayrak Radyosu böylece kurulduydu… Bu konuyu yayımlanmış anılarda da bulabilirsiniz…”
BAF KAPISI…
Baf Kapısı, Venedikliler’in Lefkoşa’nın çevresine inşa ettiği surlardaki üç kapıdan birisiydi… 1879 yılında İngiliz sömürge yönetimi Baf Kapısı ile Rokkas Burcu arasına surları keserek modern bir “geçit” inşa etmiş ve buraya bir yol yapmıştı… Arkadaşımız Pavlos Nacouzi, surlar üzerinde “1879” ibaresinin hala durduğunu görüntülemiş bulunuyor. Bu sayfada gördüğünüz Baf Kapısı’yla ilgili fotoğrafları da o çekti geçtiğimiz günlerde…