Kıbrıs’ta “geçmişle yüzleşme” konusunda neler yapıldı? (3)

Sevgül Uludağ

“Geçmişle yüzleşme”, barışa giden yolda “olmazsa olmaz”lar arasında olmalıdır diye düşünüyorum. Bu konuda ne kadar çok çalışma yapılırsa, adamızda bir barış kültürünün oluşturulmasına o kadar yakın olacağız kanısındayım...

“Geçmişle yüzleşme”den kastettiğim nedir? Kıbrıs’ta 1950’li yıllardan başlayarak 1963-64’te ve bundan sonraki on yıl içinde 1974’e kadar olan süreçte yaşananların açığa çıkarılarak Kıbrıs’taki tüm toplumların dikkatine getirilmesidir. Çünkü her bir “taraf”, yaşananları kendince yorumlayarak, kendini olayların “tek kurbanı” olarak görerek ve kendi “tarafını” hiç suç işlememiş, elini hiç kana bulamamış, “sütten çıkmış ak kaşık” gibi göstererek yaşanmış olayları bastırmakta, bunları görmezden gelmekte, içinden yalnızca kendi işine geleni cımbızla çekip çıkarmaktadır...

Kıbrıs’ta gerek “iki toplumlu”, gerekse “çok kültürlü” anlamda “yüzleşme” çabaları farklı grupların çabalarıyla yıllardır sürdürülüyor…

Bu konuda “Geçmişle yüzleşmeye” dair yapılmış olan çalışmaların kısa bir tarihçesini 2016 yılında bu sayfalarda özetlemeye çalışmıştık. Bunu biraz daha genişleterek tekrar yayımlamak ve yapılanları hatırlatmak istiyoruz unutanlar ya da bilmeyenler için...  Eksiklerimizi eminim okurlarımız tamamlayacaktır – mutlaka eksiklikler olabilir, bunun için de okurlarımızın katkılarını bekliyoruz... Yazımızın devamı bölümü şöyle:

NİLGÜN GÜNEY’İN BARIŞ ÇABALARI...

İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam Kurbanları Örgütü “Birlikte Başarabiliriz”, iki toplumdan ressamları, Nilgün Güney Atölyesi’nde sekiz ay sürecek atölye çalışmalarında “kayıplar” ve “toplu mezarlar” konusu etrafında bir araya getirdi… Bu süreçte iki toplumdan “kayıp” yakınları ve katliamlarda yakınlarını yitirmiş, vurulup öldü sanılarak sağ bırakılmış Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar ressamlara yaşadıklarını anlattılar… Ressamlar birlikte toplu mezarları ve “kayıp” yakınlarının evlerini ziyaret ederek bundan sonra resimlerini çizmeye giriştiler. “Gerçeğin Rengi” (“Color of Truth”) başlıklı bu sergi Lefkoşa’da ara bölgede Goethe Enstitüsü’nde iki “kayıp” yakını tarafından açıldı ve o kadar büyük ilgi gördü ki, serginin kapanışı ertelenerek uzatıldı… Sergiye resimleri ve eserleriyle Ferah Saffet Kaya, Zeynep Uzun, Eda Gökçe, Mehtap Önem, Aydan Lisaniler, Deniz Tevfik, Adi Atassi, Zalihe Şakir, Hrista Andoniu, Gaia Zaccagni, Simoni Simienidu ve Sofia Hacıbaba katılmıştı. Bu sergiden Palekitre katliamına ilişkin resimler, daha sonra Palekitre Kulübü’ne düzenlenen bir etkinlikle armağan edilmiş bulunuyor. Sergideki hiçbir eser satışa sunulmadı ve sergi, tümüyle gönüllülük temelinde, herhangi bir projenin parçası olmaksızın gerçekleştirildi.

Ressam Nilgün Güney, her daim barış için uğraş veren bir sanatçı olarak pek çok iki toplumlu etkinliğin organize edilmesini sağlamıştı. EMAA’nın kurucusu olan Nilgün Güney, barikatların açıldığı dönemde her ay mutlaka bir iki toplumlu etkinlik düzenlenmesini sağlıyor ve iki toplumdan sanatçıları bir araya getiriyordu... Bugünlerde Nilgün Güney, sonbaharda açılacak geçmişle yüzleşmeye ve geleceğe bakmaya dair yeni bir karma sergi için organize komitesinde aktif biçimde çalışıyor...

GEÇMİŞLE YÜZLEŞME VE SANATÇILAR...

Geçmişle yüzleşmeye dair çabalarıyla ilgili olarak rahmetlik Mihalis Kirlitças’tan da söz etmek gerekir. Mihalis Kirlitças, Muratağa-Atlılar-Sandallar katliamıyla ilgili resimlerini henüz 1980’li yıllarda yapıp sergilemiş ve ağır saldırı altında kalmıştı. George Gavriel, son dönemin Kıbrıslırum ressamlarından ve her bir resmi ayrı bir tartışmaya yol açıyor. Özellikle Kıbrıslırum Ortodoks Kilisesi’nin üst katmanlarına yönelik eleştirel resimleri, dikkat çekiyor. George Gavriel’in Grivas heykelini bir çöp sepeti içerisinde gösterdiği ya da Grivas heykeline bir köpeğin çişini yaparken gösterdiği resimleri oldukça dikkat çekici. George Gavriel de bu tür yüzleşme çabaları içeren resimleri nedeniyle Kıbrıs’ın güneyinde kovuşturmaya uğramış ve öğretmenlikten atılmak istenmiş... Yüzleşmeye dair duruşu ve karikatürleriyle Serhan Gazioğlu, Musa Kayra ve Hüseyin Çakmak’ın katkılarını da burada anmak gerek... Seramik sanatçısı Fotos Dimitriu’nun çabalarını da hatırlamak gerekiyor...

GENÇLERE EĞİTİM...

2015-2016 yılarında Kıbrıslırum ilerici gençlik örgütü EDON ve İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam Kurbanları Örgütü “Birlikte Başarabiliriz” yedi atölye çalışmasıyla 500 kadar Kıbrıslırum gence geçmişle yüzleşme, “kayıplar”, “toplu mezarlar” konusunu anlatan atölye çalışmalarını Lefkoşa, Leymosun, Baf, Larnaka, Pervolya’da düzenlediler. Bu etkinliklere iki toplumdan “kayıp” yakınları ve yakınlarını katliamlarda kaybeden Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar katılarak gençlere yaşanmış olanları anlattılar, gençlerle birlikte neler yapılabileceğini konuştular. EDON ve CTP Gençlik’le birlikte İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam Kurbanları Örgütü “Birlikte Başarabiliriz”, 2015 yılının Şubat ayında her iki toplumdan Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum gençlerle “kayıp” yakınlarını buluşturdular, Kıbrıs’ta geçmişte yaşanmış ancak gençlerin duymadığı, bilmediği katliamları, “kayıp” öykülerini aktardılar… 500 gence yönelik bu “yüzleşme” süreci bir yıl boyunca devam etti…

Bu büyük programı çok değerli arkadaşımız, kendisi de bir “kayıp” yakını olan Elias Demetriu ile birlikte yürütmüştük... Elias o dönem EDON’un liderlerindendi. Şimdilerde benzer faaliyetleri AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu sorumlusu olarak sürdürüyor... Onunla bu konularda yeni etkinliklere imza atmayı hedefliyoruz...

İKİ TOPLUMLU BARIŞ İNSİYATİFİ’NİN ÇABALARI...

2009 yılından bu yana bazı ilerici Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum örgütler ve sendikaların oluşturduğu “İki Toplumlu Barış İnsiyatifi” de “yüzleşme” konusunda özellikle Lefkoşa’da ara bölgede çeşitli etkinliklere imza attı… İki Toplumlu Barış İnsiyatifi-Birleşik Kıbrıs’ın “Birlikte Başarabiliriz” örgütüyle birlikte her yıl Temmuz ayında ara bölgede geçmişle yüzleşme ve özellikle “kayıplar”ın bulunması, iki toplumun yakınlaştırılması konularında olağanüstü çaba harcayanların ödüllendirilmesini sürdürdü.

TARİHSEL DİYALOG VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ...

İki toplumlu eğitmenler grubuyla 1994-1997 yıllarında çatışmaların çözümü (conflict resolution) sürecinde başlayan ve giderek genişleyerek ve değişerek bugünün Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği (AHDR) de “yüzleşme” konusunda pek çok somut adımın atılabilmesini sağladı. Lefkoşa’da ara bölgedeki Dayanışma Evi, gerek Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın, gerek Kıbrıslıermeniler’in, Kıbrıslımaronitler’in yaşanmışlıklarını anlatabildikleri ve geçmişle “yüzleşme” çabalarına katkı koydukları bir mekana dönüştü. Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği, her iki toplumdan öğretmenleri bir araya getirerek geçmişi nasıl ele alabilecekleri konusunda seminerler düzenledi, çeşitli konularda, örneğin “kayıplar” konusunda öğretmenler için üç dilde – Türkçe, Rumca, İngilizce – kitaplar yayımladı… Bu faaliyetleri nedeniyle AHDR uluslararası alanda bir de ödül kazandı: Max van der Stoel ödülü…

YENİ KIBRISLILAR DERNEĞİ’NİN ÇABALARI...

Yeni Kıbrıslılar Derneği de “yüzleşme” konusunda çeşitli dönemlerde çeşitli etkinliklere imza attı, her iki toplumdan üyeleriyle birlikte faaliyetlerde bulundu… Yeni Kıbrıslılar Derneği ayrıca bu konularda çaba gösteren aktivistleri de her yıl geleneksel olarak ödüllendirmeyi sürdürdü.

DOĞUŞ DERYA’NIN ÇABALARI...

“Yüzleşme” konusunu gündeme getiren FEMA’dan Aslı Murat ve Doğuş Derya, özellikle Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde etkinlikler düzenledi. FEMA lideri, aktivist milletvekili Doğuş Derya da, “yüzleşme” konusunu Meclis konuşmalarına taşıyarak, konunun tartışılmasını sağladı… Aslı Murat, zaman zaman bu konudaki makaleleriyle dikkat çekiyor...   KIBES ile Yunanistan’da yaşayan Kıbrıslırumlar’ın örgütü, “yüzleşme” konusunda çeşitli etkinliklere imza attılar.

DAYANIŞMA’NIN FAALİYETLERİ...

2016 yılında “Dayanışma” grubu, “yüzleşme” konusunu çeşitli makaleler ve Kayıplar Komitesi’nin ara bölgedeki antropoloji laboratuarına iki toplumdan aktivistlerle birlikte ziyaret ve ortak açıklamayla ele almaya başladı… Bu hareket de çok kısa süreli olup kaybolup gitti ancak faaliyette olduğu dönem içinde “yüzleşme”ye dair açıklamalarıyla dikkat çekti...

İki toplumlu kayıp yakınları örgütü Birlikte Başarabiliriz, 2017'de iki toplumdan siyasi partiler tarafından ödüllendirilmişti...

Kayıp yakını Spiros Hacınikolau 2012 yılında Nilgün Güney'in stüdyosunda amatör ressamlara yaşadıklarını anlatmıştı...

(Devam edecek)