Kıbrıs’ta herkesten daha çok çözümü savunması gerekenler!

Serhat İncirli

Avrupa’daki sesimiz ve tek temsilcimiz Niyazi Kızılyürek, geçtiğimiz Cumartesi günü muhteşem bir organizasyona imza attı…

-*-*-

Kıbrıs’ın ünlü avukatı Akileas Demetriades’ten, yüzlerce Euro ödesek alamayacağımız bilgi ve tavsiyeleri, bedava aldık…

-*-*-

Londra’dan tanıdığım Profesör – hukukçu – sosyolog Nicos Trimikliniotis, hukukçu – Yenidüzen yazarlarından – akademisyen Latif Aran ve bizim “kimliksizler” derneğinden öğretim üyesi Can Azer'in katıldığı KTAMS'daki toplantı ya da konferans son dönemlerde, “pasaport meselesi” ile ilgili en muhteşem etkinlikti hatta belki de bu konudaki tek organizasyondu…

-*-*-

Dediğim gibi özellikle “ofisine gitsek ücretini ödeyemeyeceğimiz” Demetriades, gayet anlaşılır ve basit bir dille anlattı her şeyi…

-*-*-

Özetlemek gerekirse; Kıbrıslı anne ve veya babadan doğan her çocuğun “Kıbrıs Cumhuriyeti Vatandaşlığı ve Pasaportu” bir haktır…

-*-*-

Peki neden annesi ve veya babası örneğin Türkiyeli olan çocuklara sorun çıkarılıyor?
En basit şekilde bu sorunun yanıtı, “anne ve veya babadan birinin ülkeye yasa dışı yollar girdiği kabul ediliyor da ondan…”

-*-*-

Aralık 2023’te yeni bir yasa daha kabul edildi; “anne ve veya babadan biri, örneğin suç işlemişse, çocuğa vatandaşlık verilmiyor…”
Haliyle “ülkeye yasadışı yolla girmiş olmak da bir suç sayıldığından…”

-*-*-

Haaa bu uygulama sadece annesi ve veya babası Türkiyeli olanlar için değil… Ülkeye yasadışı olarak örneğin Girne sahilinden sandalla gelip – sonra Güney Kıbrıs’a geçip, burada bir Rum ile evlenip çocuğu olanları da kapsıyor!

-*-*-

Yani sözde hedef “Türkiyeli” veya “Yerleşik” dedikleri “kişiler” değilmiş gibi bir hava yaratılıyor ama evet, hedef, kesinlikle Türkiyeli kişilerdir…

-*-*-

Dediğim gibi, Anayasadır, yasalardır, Avrupa Birliği uygulamalarıdır derken, anne ve veya babası Türkiyeli olan bir çocuğa, sıçırıktan da olsa bir sebeple “vatandaşlık ve pasaport” verilmediğinde ne oluyor?
Demetriades diyor ki, “… başvuru yaptığınızda kesinlikle bir makbuz alın, kararın fotokopisini isteyin ve yasal süre içerisinde itiraz edin…”

-*-*-

Peki, itiraz ettik ve dava açtık diyelim, ne olacak?
Demetriades anlatıyor; “… Alt mahkeme 5 – 7 sene sürüyor; davayı kaybettiniz itiraz ya da temyiz süresi de bir o kadar; yine kaybettiniz Anayasa Mahkemesi de birkaç yıl, alın size en az 1-15 yıllık bir süre!”
Çocuk doğduğunda başvurun, üniversiteye başladığında yerel hukuk süreci tamamlanıp, Avrupa mahkemeleri – Strazburg yolu açılabiliyor…
Ölme eşeğim ölme!

-*-*-

Demetriades de, Trimikliniotis de,  Kıbrıs Cumhuriyeti'nde insan hakları ve eşitlik temelinde haksız yasalar yapıldığından emin… 
Hatta her ikisi de Güney’deki bürokrasinin, bilerek ve isteyerek, süreci ileriye atmak, yavaşlatmak ve bıktırmak için çaba harcadığından da şüphe etmiyor… 

-*-*-

Kısacası “bahse konu ailelerin” ya da “annesi ve veya babası Kıbrıslı olmayanların” işi çok zor…
Geçenlerde de yazdık, Şener Elcil hocam anlatmıştı; “Yavaş yavaş birkaç yüz kişiye pasaport verileceği söyleniyor…”
Ancak, bu çözüm değil…

-*-*-

Peki çözüm nedir?
Çözüm, her zaman dile getirdiğimdir…
Kıbrıs sorunu, en kısa sürede çözülmezse; anne ve veya babası, hatta yedi sülalesi Türkiye kökenli olanların “bu türden sıkıntıları” devam edecek…

-*-*-

Ersin Tatar, “gerçekler ortadadır” diyor ve “KKTC’nin varlığının da bir gerçek olduğunu” söylemeye çalışıyor ya!
Oysa “asıl gerçekler” ya da bizim Arabesk kültürde yeri olan “acı gerçekler” gözümüzün önündedir!

-*-*-

Bu acı gerçeklerin ortadan kalkmasının tek ciddi adımı, Kıbrıs sorununa, karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulmaktan geçer…

-*-*-

Annesi ve veya babası Türkiyeli olup da pasaport ve vatandaşlık almak için canını yiyenlere tavsiyem; barışa, çözüme herkesten daha çok sarılmalıdır…

Kıbrıs’ta herkesten daha çok çözümü savunması gerekenler!

Haaaa, ister 1975’te, ister dün Kıbrıs’a gelip KKTC vatandaşı olanlara da tavsiyemdir; bu ülkede doğan çocuklarınızın, torunlarınızın ve torun çocuklarınızın “vatansız” – “kimliksiz” kalmasını istemiyorsanız; oturduğunuz evlere “evim”, işlediğiniz toprağa da “toprağım” demek gibi bir derdiniz varsa; “yaşasın federal çözüm” demekten başka bir şansınız yoktur!
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Üzerine dev apartmanlar değil, uzay istasyonu kurup, Alper Gezeravcı’yı da başına baş pilot koysanız, Andreas’a, Maria’ya ait toprak; 10 bin sene sonra da senin olmayacaktır!
İranlıya, Rusa, Ukraynalıya satarım, keyfime mi bakarım!
Alıcı mı düşünsün!
E nereye kadar kara para?


Kısa bir lokma ve herse günü hikayesi

Girne Belediyesi ile Baf Türk Birliği, Girne’de, Herse ve Lokma Günü düzenledi…
Baf kökenli Cumhurbaşkanı ve yine Baf kökenli Başbakan bu güne katıldı.

-*-*-

Etkinlik sonrası, kökleri Baf’ın Poli köyüne uzanan Cumhurbaşkanı, Türkiyeli ve Türkmen hayranları ile fotoğraf çekip, Cumhurbaşkanlığı’nın Facebook hesabından paylaştı!

-*-*-

Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile Baf Türk Birliği yöneticileri dışında, etkinliğe katılacak çok fazla Baflı bulunamamıştı!

-*-*-

Haaa bu arada etkinliğin düzenlendiği Girne kasabasının yaklaşık yüzde 90’lık tapulu arazisinin “Rum mülkü” olması da ayrı bir “umursanmaması gereken kılıçla alakalı” durumdu!

Bir Emekli Orgeneral ve Bakan… Üç Orgeneral… Bir Oramiral… Bir Tümgeneral… Bir Büyükelçi… Bir eşit egemen devlet ve bir de çok mutlu “bedelli er”! Gel da Kıbrıs sorununu çöz!