Ali Yüksek
Yaklaşık on yıl öncesine kadar iptidai usül ve imkanlarla ağır aksak yürüyen motosiklet hareketleri, hiç kuşkusuz ki sınır kapılarının açılmasıyla hızlı bir ivme kazanmış ve bugünkü seviyesine ulaşmıştır.
Bu sayımızda, Kıbrıs’taki motosiklet dünyasının geçmiş on yılına kısa bir göz atıp, geçtiğimiz aşamaların izdüşümlerini şöyle özetleyebiliriz;
2004 yılında Kıtmok’un (Kıbrıs Türk motosiklet kurumu) yeniden yapılanmasıyla 2005’de, Fuar Alanının arkasında düzenlenen ilk resmi Motokros yarışları, toz toprak şikayetleri yüzünden Zet karting tesislerine taşınmıştı. Kıtmok’un, Drag sahası ve Motokros parkuru anlamında kendi sahasının olmaması dolayısıyla faaliyetlerini ancak birkaç yıl sürdürebilmiş ve 2014 yılında yeniden yapılanmaya gitmiştir.
FESTİVALLER
Bıkers Club’ın 2008’de açılmasıyla birlikte 2009 yılında Camelot Beach Club’de üç gün süren ilk büyük motosiklet festivalini, 2010 yılında ikincisi izlerken hava muhalefeti, sponsor ve bazı sorunlar nedeniyle bu festivaller sonraki yıllarda günübirlik hale dönüşerek devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
İlk zamanlar 15-25 kadar motorcunun bir araya geldiği grup gezileri çeşitli gezi organizasyonları ile zamanla 200’ü aşkın motorcuyu bir araya getirmiş ancak bu defa da seyir halinde kaza riski ile birlikte başka sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kalabalık grup gezilerinde şu ana kadar herhangi ciddi bir olayın olmaması şans gibi görülse de, sürüş güvenliği konusunda alınan tedbirlerin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Gelişip yaygınlaşan motosiklet kültürü ile artık yollara sığmaz hale gelen gruplar, bölgesel etkinliklerle birlikte yeni kulüplerin ortaya çıkmasına neden olmuş ve gruplar kendi etkinliklerini bölgelerinde gerçekleştirmeye başlamışlardır.
TRAFİK VE EĞİTİM
Tabii bu arada ciddi anlamda birçok acı kaza (Motosiklet-Otomobil) haberi toplumun kanayan yarası olmaya devam etmiş, “motosiklet tehlikelidir” denen ancak çok da doğru olmayan bir kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur! Bu kazaların birçoğunun otomobillerden kaynaklandığı gerçeğinden yola çıkacak olursak yorumu kamuoyuna bırakmakta fayda var sanırım. Kazaları araçlar değil, sürücüler yapar, iyi eğitim almış deneyimli bir sürücü genellikle kazaları bertaraf edebilir!. Eskiden hiç sözü edilmeyen eğitimin de gündeme oturmasında hiç kuşku yok ki son zamanlarda artış gösteren (Motosiklet) trafik kazaları sebep olarak gösterilebilir.
Düzgün kullanıldığı takdirde motosikletlerin otomobillerden daha güvenli olduğunu her fırsatta yinelemek isterim. Motosiklet, gezmek, görmek eğlenmek amacıyla kullanılmalıdır. Anlamsız, gereksiz agresif ve tehlikeli sürüşler, sürücünün kendine olduğu kadar topluma da kötü örnek olur. Hız motoru pistte, kros motoru parkurda, yol motoru da yolda olmalıdır. Zaman zaman özeleştiri yapıp kendi hatalarımızı da görmemiz ve hatırlamamız gerekebilir.
KURS ZORUNLULUĞU
Son zamanlarda gözle görülen aksaklıklardan bazılarının yasa boşluklarından kaynaklandığını fark eden motosiklet camiası, kademeli ehliyet sistemi ve buna bağlı olarak kurs zorunluluğunu gündeme taşımış ve kısmen başarılı olduğu görülmüştür.
Gelecek kuşaklara, güvenli ve bilinçli motorcular olarak örnek olmamız onların geleceği açısından çok önemli. Hava ve yol şartları ne olursa olsun, motosikletimizi bu şartlara uygun olarak kullanmak, günü sağlıklı, mutlu ve kazasız bir şekilde bitirmek için yeterlidir.
Kazasız ve sağlıklı sürüşler dileğiyle,
Kaskınız takılı, farınız ve yolunuz hep açık olsun.