Güneyden, Türkiye’den, Avrupa’dan gazeteciler dün gün boyunca aradılar.
Kıbrıs’ın kuzeyine döndü yüzler!
Ne var?
İğrenç bir “video” kaydı…
Bir de “şef” Peker’in sözleri…
***
Kıbrıslı Türklerin yalnızlığını, görünmezliğini, yarınsızlığını hissetmeyenler için bir suç makinesinin referansına ihtiyaç duyuluyor.
Bir mafya ötekini işaret edecek de Kıbrıs’ın kuzeyindeki kirli, eğreti, geleceği ışıksız yapı o zaman gündeme gelecek.
***
“Kıbrıs’ta neler oluyor?”
İnsanın küfrederek söze başlayası geliyor.
“KKTC” diye toplu bir “mastürbasyon” merasimi yaşanıyor.
Elli sene oldu neredeyse!
Coğrafya kusuyor artık ne kadar kir, yalan, çirkef, çürüme varsa…
Öğüre öğüre kusuyor hem de…
***
Mülkiyeti ve toprağı gasp edilmiş ve dünyanın tümüyle dışında tutulmuş bir yere “mafya” gelmeyecek de ne gelecek? Nüfusuna, seçimine, iradesine müdahale edilmiş bir ülkede hayat nasıl yeşerecek? Kumar, uyuşturucu, fuhuş ve kara para üzerinden yükselen lüks nasıl olacak da dibi görmeyecek?
Denizin ötesinden “lider” seçtirir ve milliyetçi iktidarlar kurgularken “karanlık” değildi bu insanlar, aktı, paktı, saygıdeğerdi!
Şimdi ne oldu peki?
***
Dünya yüzünü bize döndü.
Bir mafya, bir video, bir skandal üzerine…
Gençler adeta mağaraya kapatılmış gibi yaşıyor senelerdir, “yemek programına katıldık” diye seviniyoruz, anlayınız en önemli dışa açılım heyecanımız ne…
Gelecek yok buralarda!
Bir mafya üzerinden mi anlatmamız gerekiyor bunu acaba?
Kendi yurdunda, kendi kültüründe, kendi hayat tarzını yaşayamıyor bir toplum, kendini yönetecek insanları seçemiyor, kendi kurumlarını yönetemiyor, kendi nüfusunu dahi bilemiyor.
“Kıbrıs’ta neler oluyor?” diyorsunuz ya şimdi.
Bunlar oluyor!
***
Ada yarısı abluka altında epeydir.
Kalın bağırsaktır!
Türkiye, “garantörü” olduğu Anayasa’yı çiğniyor, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğüne aldırmıyor, seçimlere hoyratça müdahale ediyor, kurultay basıyor, hükümet dağıtıyor, adanın kuzeyinde bir garabet tasarlıyor.
Güneye koşsanız ‘Cumhuriyet’ sizi geri püskürtüyor.
“Şef” söylemiyor ama Kıbrıslı Türkleri saymıyor kimse!
“Türk Rum Türk Rum” diye diye…
“Irk, millet, ezan, tüfek, bayrak…”
İnsanlığı unutuyoruz…
İyiyle kötüyü…
Kirliyle temizi…
Özgürlüğü, emeği, ekmeği, aşı, aşkı, haysiyeti, bilgiyi, dayanışmayı, iradeyi…
Kendimizi unutuyoruz git gide…