Kıbrıs ikiye bölündü!
Ne zaman?
Abi zamanı boş ver!
Abla sen de zamanı takma!
-*-*-
Bir adet Kuzey, bir adet de Güney Kıbrıs var!
Coğrafi anlamda ikiye bölünmüşlük net!
-*-*-
Sıkıntı nerede?
Sıkıntı, bu coğrafi bölünmüşlüğün, siyasi anlamda nasıl devam edeceğinde!
-*-*-
Kuzey’de faşist kesim, “biz ayrı kalalım” diyor…
Güney’deki faşist kesim ise “hepsi bizimdir” demeye getiriyor…
Eskiden kalma zihniyet; birinciler Taksim, ikinciler Enosis kafasında!
-*-*-
Şimdi, nasıl çözüm, ne şekilde bir siyasi yapıyı bir yana bırakalım ve iki tarafın, günümüzde, bir çok alandaki pozisyonuna bakalım…
-*-*-
Güney’de Kıbrıs Cumhuriyeti var…
Tüm Dünya’nın “Kıbrıs Devleti” olarak kabul ettiği bir cumhuriyet…
Pasaportu çok değerli…
Vatandaşlığı çok kıymetli…
-*-*-
Son derece muntazam çalışan bir turizm sektörleri söz konusu…
Bu sektörün çevresinde de örneğin tarım ve hayvancılık planlanmış…
Güney’de, soygun yapmaya, cinayet işlemeye veya ne iş olursa yapmaya gelenlere de turist denmiyor…
Oradaki turistler, bildiğiniz turist…
Hani güneş, kum, deniz, seks ve gannavuri durumlar… Ve bol aklol, bol gavrulmuş badadez!
-*-*-
Efendim, milli gelirleri gayet muntazam biliniyor…
Çünkü nüfus “uyduruk” değil!
-*-*-
Toplu taşımacılık neredeyse mükemmel seviyede…
Şehir içi, köy içi, şehirler arası yollar mükemmel…
-*-*-
Köylerinde, geleneklerinde, göreneklerinde, yaşamlarında “Kıbrıs”ı korumuşlar…
Yunanlaştırmamışlar…
-*-*-
Sporculara değer veriliyor; eğitim kalitesi hiç azalmamış, uzun zamandan beri varlığını sürdüren okulları söz konusu…
Üniversiteleri ya dört ya beş tane…
Bu üniversitelerden sahte diploma alan bürokratları veya parti başkanları yok!
-*-*-
Askerlik, mecburi görev, vicdani ret, LGBTI hakları gibi son derece gelişmiş ve modern yasalarla yönetiliyorlar…
-*-*-
Yunanistan’dan getirilmiş ve yerli nüfusun belki de on katı nüfusa sahip insanlara “parti kurma” ırkçılığı bahşedilmemiş!
-*-*-
Ülkeyi Yunanistan’ın Lefkoşa büyükelçisi yönetmiyor…
Yunan istihbarat elemanları, DİSİ adlı UBP muadili partiye genel başkan seçilen şahsı gece yarısı evinden alıp, Lefkoşa’da tur attırıp, genel başkanlıktan uzaklaştırmıyor!
-*-*-
Yunanistan, ülkede hastane yokken, okullar yıkılırken, kalkıp da milyarlar harcayıp, “Külliyeidis” veya “Külliyebullo” diye gösteriş maksatlı, kaynağı saklı, kimin ne kadar yediği belli olmayan inşaata girişmiyor!
-*-*-
Haaa Güney’deki ilk ve orta dereceli okulların yüzde 80’i Türklerden kalma değil!
-*-*-
Aklıma geldikçe yazıyorum; Güney’deki elektrik kurumuna, ihalesiz bir şekilde, Selanik’teki, ne idüğü belirsiz bir mafyatik örgütten akaryakıt alınmıyor!
-*-*-
Bir tek Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşının KKTC Pasaportu bulunmuyor!
Ama Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu bulunmayan KKTC Vatandaşı – Kıbrıslı Türk sanırım yok!
Ersin Tatar dahil!
Bakanlar Kurulu üyeleri ve aileleri dahil!
-*-*-
Su sorunlarını yaptıkları barajlarla çözdüler…
Tasarruflu kullanıyorlar…
Elektrik sıkıntılarını aştılar, Dünya ile enterkonnekte olmak için dev projeler hazırladılar…
-*-*-
Limasol’da enfes bir liman yarattılar…
Dünya’nın merkez bağlantı noktalarından biri olarak, Larnaka’da tertemiz bir havaalanları var; ikincisi Baf’ta hizmet veriyor…
-*-*-
Elbette ufak tefek sıkıntıları da olabilir ama son derece çağdaş ve topluma yeterli sağlık sistemleri söz konusu…
-*-*-
Uluslararası fuarları, uluslararası spor başarıları ve katılımları söz konusu…
-*-*-
Kıbrıs Futbol Ligi’nden ayrıldığımız zaman Çetinkaya adlı takımımız, o dönemdeki Rum kulüplerine beş basıyordu; şu anda Çetinkaya’nın her maçını beş, bilemediniz yedi Kıbrıslı izliyor…
Kulübe yönetici bulunamıyor…
Küme düşmemesi ve kupa kazanması için federasyonumuz zaman zaman oyuncuklar da oynamıyor değil!
-*-*-
Eğitim demiştik ya…
Bugün Avrupa’nın, İngiltere’nin ve Amerika’nın en gözde üniversiteleri, örneğin Güney’deki English School’dan mezun olan bir öğrenciyi havada kapmak için canını verebiliyor; KKTC’de böyle bir orta düzeyde okul yok!
-*-*-
Terk etmek zorunda kaldığımız toprakları satıp satıp üzerine denizi kirleten apartmanlar veya oteller inşa etmediler…
Türklerden kalan mülklere tapu verme aptallığını göstermediler…
Çalmadılar.
Haaa devletleştirdiler ve parasını da bir yere koyup, zamanı geldiğinde yasal sahibine vermek üzere tuttular, tutuyorlar…
-*-*-
Güney’de Dışişleri Bakanı, müthiş bir bilim insanı…
Onlarca kitabı, yüzlerce makalesi bulunan bir profesör…
Bizde Dışişleri Bakanı, sanal diploma satan YÖK ve YÖDAK’tan “sakıncalı” bir üniversitenin yönetim kurulu üyesi!
-*-*-
Torpille işe insan almıyorlar…
Dört – beş yabancı dil bilen dışişleri mensupları var…
Dünyanın dört bir yanında, yıllarca hizmet vermiş diplomatları söz konusu…
-*-*-
Cumhurbaşkanı seçiyorlar…
Tüm Dünya’da saygı görüyor…
Almanya Cumhurbaşkanı gelip ziyaret ediyor…
-*-*-
1974’ten sonra Makarios, Kipriyanu, Kleridis, Vasiliu, Papadopulos, Hristofyas, Anastasiadis ve şimdi Hristodulidis diye cumhurbaşkanı seçtiler; hiç biri, Yunanistan’ı yönetenlerin kuklası ya da papağanı olmadı…
Yunanistan’da köy köy kasaba kasaba gezip, gülümseyerek fotoğraf çektirip de çok mühim bir iş yapıyormuşçasına davranmadı; makamını rezil etmedi…
-*-*-
Sahi 1974’te savaş olmuştu değil mi?
Kim kazanmıştı?
Aliyev de hayırlısıyla yeniden başkan olmuş!
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkesinin Milli Meclisi'nde yemin ederek resmen göreve başlamasının ardından konuşma yaptı.
Aliyev, "Türk Devletleri Teşkilatı bizim için temel uluslararası organizasyondur, çünkü o bizim ailemizdir. Bizim başka ailemiz yok. Türk dünyası bizim ailemizdir. Türk Devletleri Teşkilatının küresel alanda önemli bir aktör ve güç merkezi haline gelmesi için ortak çaba sarf etmeliyiz" dedi.
-*-*-
Başka neler söyledi?
Esti yağdı!
Mesela Ermenistan’ı açıkça tehdit etti ve "… Ermenistan ve bu ülkeyi askeri yönden destekleyenler bilmelidir ki bizi hiçbir şey durduramaz. Eğer bize karşı toprak iddialarına son verilmezse, eğer Ermenistan kendi yasalarını düzene koymazsa barış anlaşması olmayacaktır” ifadesini kullandı.
-*-*-
Çeşitli kaynaklardan okudum…
Be gavollem, ne olurdu, konuşmasının bir yerinde, o Türk Devletleri Teşkilatı’ndan bahsederken, “KKTC de kırmızı çizgimizdir” falan deseydi!
Ersin Tatar’a hazır sevgililer günü hatırına bir aşk mesajı gönderseydi!
-*-*-
Vermek istediğim mesajı sanırım almışsınızdır!
Eveeeet; Kıbrıs Cumhuriyeti sporcuları İstanbul’da bayrakları ile yarışacak; KKTC’li sporcuları kandırmaya devam et!
Ersin Tatar mı?
Gülümse, fotoğraf çekiyoruz canım benim!
Gülümse!
-*-*-
Not: İlham Aliyev, aslında KKTC’den bahsedecekti ama konuşmasını ezbere yapmış… Ve bizim egemen eşit devletin de cumhurbaşkanının da adını unutmuş… Bu yüzden de bahsedememiş…