"Kıbrıs'ta yeşil ekonomi yaratılmalı"

Akıncı: Kıbrıs’ta eğitim ve turizm sektörlerinin önde olduğu, küçük ölçekli tarım ve sanayi üretimi yapılan bir ada ekonomimiz var. Burada yeşil ekonominin yaratılıp, desteklenmesi büyük önem taşımaktadır

Cumhurbaşkanı Akıncı: “Kıbrıslı Türklerin çağın değerlerine ters bir anlayışla ekonomik izolasyona tabi tutulması kabul edilemez”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, küresel dinamiklerin belirleyici olduğu böylesi bir çağda Kıbrıslı Türklerin çağın değerlerine ters bir anlayışla ekonomik izolasyona tabi tutulmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC Kalkınma Bankası ile Dünya Kalkınma ve Finans Kurumları Federasyonu’nun (WFDFI) himayelerinde, 40 ülkeden kalkınma ve finans kurumlarında üst düzey temsilcilerin katıldığı Dünya Kalkınma Finans Kurumları Federasyonu CEO Forum 2018 Toplantısı’nın açılışına katıldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, açılışta yaptığı konuşmada, KKTC Kalkınma Bankası’nın ev sahipliğini yaptığı, Dünya Kalkınma Finans Kurumları Federasyonu üst düzey yöneticilerinin katıldığı forumu önemli bulduğunu belirterek, “Dünyanın genelini ilgilendiren böyle bir arayış ekonomik çapları ne olursa olsun tüm toplumların ve tüm devletlerin ortak çabasına ve katkısına muhtaçtır. Küresel dinamiklerin belirleyici olduğu böylesi bir çağda Kıbrıslı Türklerin çağın değerlerine ters bir anlayışla ekonomik izolasyona tabi tutulması kabul edilemezdir. Bugünkü buluşmanın, dünyayla ilişkisini geliştirme arzusundaki Kıbrıslı Türklerin önünü açacak bir vizyonun olgunlaşmasına katkı yapmasını ümit ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın forumun açılışında yaptığı konuşma şöyle:

“Günümüzde hâkim olan ekonomik model savurganlığı teşvik etmekte ve ciddi çevre ve sağlık risklerini de beraberinde getirmektedir. Ekolojik tahribata ve kaynak kıtlığına yol açmaktadır. En önemlisi de sosyal adaletin geçerli olmadığı düzenler yaratmaktadır. Uzun bir süreden beri bu böyle devam etmektedir. Üzücüdür ki tehlikeli ekolojik eşiğe ve çevresel dönüm noktasına hızla yaklaşılmaktadır. Sosyal eşitsizlik ve kalıcı yoksulluk ortadan kalkmak yerine giderek büyüyor, derinleşiyor.

Küresel ölçekli bu ortak sorunların üstesinden gelmek için, küresel düzeyde kolektif eylem gerekmektedir. Doğal kaynakların kullanımından elde edilen faydaların paylaşımı iyileştirilmeli, gereken dönüşümü sağlamak için finansman sağlanmalıdır. Adil, herkesin ortak kaygı ve haklara sahip olduğu ve gelecek kuşakların haklarının da gözetildiği yeni bir ahlaki ortak anlayışa, yeni küresel bir sosyal sözleşmeye ihtiyacımız var.

Küresel bir sosyal sözleşmenin hazırlanması için de devletlerarasında iş birliğine gereksinim var. Ne yazık ki, günümüzde, kaygı verici bir şekilde, sorumluluk üstlenmeyip, işin kolayına kaçan popülist politikaların geçerli olduğu görülüyor. Halbuki Birleşmiş Milletler Çevre Programı bundan yedi yıl önce yayınladığı, “Yeşil ekonomiye doğru: Sürdürülebilir gelişme ve yoksulluğun ortadan kaldırılması” isimli raporunda bize bu sosyal sözleşmenin ana hatlarını çizmiş ve kolektif eylemin yol haritasını belirlemişti. Rapor yeşil ekonominin iş birliği ve dayanışmaya dayalı, sürdürülebilirlik, fırsat eşitliği ve karşılıklı bağımlılık üzerine kurulu olması gerektiğini vurgulamaktadır. Yeşil ekonomiyi düşük karbon emisyonlu, etkin ve temiz üretimi öne çıkaran, kapsayıcı, hem tüketimi hem de üretime katkıyı adil paylaştıran, sürdürülebilir bir ekonomi şeklinde tanımlamaktadır.

Raporun yayınlamasının üzerinden geçen yedi yılda, kalkınma finans kuruluşlarının, sürdürülebilir tarımdan yenilenebilir enerjiye kadar çeşitli alanlarda yeşil ekonominin başarıyla hayata geçirilmesinde katkıları olduğunu biliyoruz. Her topluma ve ülkeye tek beden elbise mantığının yeşil ekonomiye geçişte çalışmayacağının da farkındayız. Bu yüzden, Kalkınma Bankamızın ev sahipliğini yaptığı, Dünya Kalkınma Finans Kurumları Federasyonu üst düzey yöneticilerinin katıldığı bu forumu önemli buluyorum. Dünyanın genelini ilgilendiren böyle bir arayış ekonomik çapları ne olursa olsun tüm toplumların ve tüm devletlerin ortak çabasına ve katkısına muhtaçtır. Küresel dinamiklerin belirleyici olduğu böylesi bir çağda Kıbrıslı Türklerin çağın değerlerine ters bir anlayışla ekonomik izolasyona tabi tutulması kabul edilemezdir. Bugünkü buluşmanın, dünyayla ilişkisini geliştirme arzusundaki Kıbrıslı Türklerin önünü açacak bir vizyonun olgunlaşmasına katkı yapmasını ümit ediyorum.

“YEŞİL EKONOMİNİN YARATILIP, DESTEKLENMESİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”

Kıbrıs’ta eğitim ve turizm sektörlerinin önde olduğu, küçük ölçekli tarım ve sanayi üretimi yapılan bir ada ekonomimiz var. Burada yeşil ekonominin yaratılıp, desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. ‘Kobilerin Yeşil Yönetimi’, ‘Yeşil Binalar’, ‘Sürdürülebilir Tarım’ ve ‘Yenilenebilir Enerji’ konularında bilgiye dayalı adımlar atmamız gerekmektedir. Bu alanlardaki bilgi ve deneyimlerinizi bizlerle paylaşacağınız için şimdiden sizlere teşekkür etmek istiyorum.

Böylesi bir buluşmaya ev sahipliği yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kalkınma Bankası Yönetimini bu çabalarından ötürü kutluyorum. Hepinize adamıza hoş geldiniz diyor, verimli bir forum olmasını temenni ediyorum.”

İlgili Haberler

Haberler Haberleri