Ertuğrul SENOVA
Kimisi deprem bölgesindeki bir depremzedenin yüzünü güldürdü, kimisi tasnif sırasında adada kaldı ama yine de adresine ulaştı… Kıbrıs’ın kuzeyinden Türkiye’deki depremzedelere göndermek için hazırlanan yardım kolilerinden bazıları adadaki depremzedelere dağıtıldı; tasnif sırasında kutulardan çıkan mektuplar, Lefkoşa’daki Atatürk Spor Salonu’nda kurulan yardım merkezinin duvarlarına asıldı.
Yardım paketlerini almak için merkeze giden depremzedeler, gönüllüler tarafından duvara asılan duygu dolu mektuplarla karşılaştı; mektuplar adreslerine ulaşmış oldu.
Bazısı bir annenin, bazısı ise küçük yaştaki bir çocuğun kaleminden çıkan mektuplar, sevgi ve umut yayıyor…
Mektuplardan biri, Hira isimli 6 yaşındaki bir çocuğa ait. Hira, mektubunda, depremzedelere “en sevdiği bebeğini” gönderdiğini söylüyor, bebeğinin ulaşacağı depremzedeye “seni seviyorum” diye de not düşüyor.
Bir diğer mektup ise bir anneye ait… “Keşke yanınızda olup, sizi sımsıkı sarabilsem çocuk!” diyen anne, notunun devamını şöyle getiriyor: “Saçlarına baharları tak çocuk! Gülüşün güneş olsun, ellerin umut! Kıbrıs’tan, sizi gözlerinizden öpen bir anne!”
Bazıları ise, gönderdikleri materyalin dış görünüşünden dolayı özür dileyip, işlevini öne çıkarıyor: “Bu taytın modeli, yani parlaklığı yüzünden bizi yanlış anlamayın. İçi çok yumuşak ve aşırı sıcak tuttuğu için üşümeyiniz diye yolladık.”
Bir diğer anonim not ise, okuyan kişinin yüzünü güldürmeyi talep ediyor: “Bu notu Kıbrıs’tan birisi olarak yazdım. Ama önemli olan kendini biraz olsun mutlu hissedebilmiş olmandır. Benim için eğer birazcık bile yüzün güldüyse bunu okurken, ne mutlu bana.”