Başbakanlık Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu Başkanı Günay Kibrit, Çalışma Dairesi’nin 2017 verilerine göre, Kıbrıs'ın kuzeyinde 5 bin 600 civarında engelli olduğunu kaydederek, “Engellilerle ilgili istatistikler istenilen düzeyde değil. Maalesef ülkede kaç engelli var, net olarak söyleyemiyoruz. Kurulumuz bu konuda çalışma başlattı” dedi.
4 bin 500’e yakın engellinin nakdi yardım aldığını da belirten Kibrit, Hasta Değerlendirme Tüzüğü’nün daha kapsayıcı ve şeffaf şekilde düzenlenmesi için adım attıklarını açıkladı.
Kibrit, “Tüzükte yer almayan ama insanda engele neden olan birçok hastalık var. Örneğin Multiple Skleroz (MS)… MS hastaları engelli sayılmıyor. Bu hastalık nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı olan arkadaşlarımız var ama bu arkadaşlarımız arafta. Tüzükte bununla ilgili düzenlemeler de olacak” diye konuştu.
Kibrit, engellilerin en büyük sorununun, toplumda birey olarak kabul görmemeleri ve insan haklarının ihlal edilmesi olduğunu vurguladı.
Gündemlerindeki en önemli konulardan birinin de Özel Eğitim Tüzüğü olduğunu ve tüzüğün hazırlandığını kaydeden Kibrit, Muafiyet Yasası ile Hasta Değerlendirme Tüzüğü arasında uyumsuzluğun da giderileceğini söyledi.
Engelliler için eşit ve adil bir yaşam oluşturma hedefiyle Başbakanlık bünyesinde kurulan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Başbakan Tufan Erhürman’ın da katılımıyla faaliyete geçtiği duyurulan Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu’nun Başkanı Günay Kibrit, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuştu.
Çalışmaların yanı sıra engellilerin sorunlarını da dile getiren Kibrit, son dönemde engellilere yönelik duyarlılığın, farkındalığın arttığını ama bunun yeterli olmadığını söyledi.
Günay Kibrit, “Engelliler toplumda birey olarak kabul görmüyor. En büyük sorunumuz bu. Başkalarının önümüze koyduğu engeller yüzünden sokağa çıkamıyor, kafeye, sinemaya gidemiyor, bilgiye erişemiyoruz. Engelliler evlerindeki güvenli ortamdan çıkmak istemiyor çünkü dışarıda bilinmezlik var, risk var. Mücadelemiz bunu değiştirme yönünde” şeklinde konuştu.
Engellilerle ilgili farkındalığın artmasının eğitimden geçtiğini vurgulayan Kibrit, “Çocuklara kazandıracağımız farkındalıkla 20- 25 yıl sonra belki de tartıştığımız bu konuların hiçbiri kalmayacak” dedi.
KURUL 2 AYDIR FAALİYETTE… WEB SİTESİ HİZMETTE… LOGO İÇİN YARIŞMA AÇILDI...
Kibrit, Lefkoşa’da, Gelibolu İlkokulu yanındaki yeni binasında yaklaşık 2 aydır hizmet veren kurul hakkında şu bilgileri paylaştı:
“Kurulun görevleri, tüm engel gruplarının hayatını engelsiz ve eşitlikçi bir düzeye yükseltebilmek, toplumla birlikte her alanda haklarının teslim edilmesini sağlamak, kamu kurum ve kuruluşlarının engellilere yönelik hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak, hizmetlerin daha etkin ve verimli olmasını sağlamak ve denetimini yapmaktır. Ayrıca engellilerle ilgili ulusal veri tabanının oluşturulması, engellilere ilişkin politikalar ve stratejiler geliştirilmesi için görüşler sunmak da kurulun görevlerindendir. Engellilerle ilgili yeni yasalar veya mevcut yasalarda ihtiyaç duyulan değişiklikleri yapmak da başlıca görevler arasındadır.”
Engelli Koordinasyon Kurulu’nun web sitesinin hizmette olduğunu, sosyal medyanın daha etkin kullanılacağını, kamu spotu ve tanıtıcı görsellerin de hazırlandığını, logo için yarışma açtıklarını kaydeden Kibrit, “Tüm engellilerin ortak sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Sadece sorunları değil, engellilerle ilgili düşünceler, projeler de kurulumuza ya da bana ulaştırılabilir… Tüm engelliler, her konuda bize ulaşabilir” şeklinde konuştu.
Böyle bir birimin kurulmasına geç kalındığını da söyleyen Kibrit, “Devletin içinde böyle bir birim 10-15 yıl önce oluşmuş olsaydı -ki biz engelliler hep bunu talep ettik-, bugün konuştuğumuz sorunların yüzde 90’ını aşmış olacaktık” dedi.
Çalışma Dairesi’nde de engellilerle ilgili bir kurul olduğunun hatırlatılması üzerine Kibrit, “Mevcut kurul 1993’te yürürlüğe giren Engellileri Koruma Rehabilite ve İstihdam Yasası ile birlikte oluşturuldu ve görevi sadece kamuda ve özel sektörde çalışan engellilerin sorunlarıyla ilgilenmektedir. Kurulun çalışmayan engellilerin yaşamış oldukları sıkıntılarla (eğitim, sağlık, sosyal hayatları) ilgili bir çalışması maalesef ki yoktur” şeklinde konuştu.
Kibrit, Engelli Koordinasyon Kurulu’nun ilk önce “Özel Eğitim Tüzüğü’nün hazırlanması”, “istihdamla ilgili neler yapılabileceği”, “sağlık kurullarındaki Hasta Değerlendirme Tüzüğü’nün daha kapsayıcı ve şeffaf şekilde düzenlenmesi” konularına yoğunlaştığını söyledi.
“660 ENGELLİ İSTİHDAM BEKLİYOR”
İstihdam konusunda da konuşan Kibrit, iş yerlerinde her 25 kişiden birinin engelli istihdamı olması gerektiğini anımsatarak, kamuya 2006’dan beri engelli istihdam edilmediğini söyledi.
Engellilerin özel sektörde istihdam edilmesi konusunda, Çalışma Bakanlığı’yla istişare içinde olduklarını kaydeden Kibrit, engellilerden gelen “çalışma saatlerinin esnek olması” ve “iş yerine ulaşım konusundaki destek” taleplerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler’e aktarıldığını ve bu taleplerin olumlu karşılandığını söyledi.
Kibrit, “İstihdam bekleyen 660 engelli var” dedi.
Kibrit, Çalışma Dairesi’nin 2017 verilerine işaret ederek, ülkede 4 bin 479 nakdi yardım alan engelli bulunduğunu, Ekim 2017 itibarıyla da Kıbrıs'ın kuzeyinde kayıtlı engelli sayısının 5 bin 601 olduğunu belirtti.
“MAALESEF ÜLKEDE KAÇ ENGELLİ VAR, NET OLARAK SÖYLEYEMİYORUZ”
Kibrit, “Engellilerimiz konusundaki istatistikler de istenilen düzeyde değil. Ülkede kaç engelli olduğunu net olarak söyleyemiyoruz maalesef. Kurulumuz bu konuda da çalışma başlattı. İçişleri Bakanlığı ile iş birliği içinde her muhtarlık kendi bölgesindeki engellilerin tespitine yönelik çalışma yapıyor. Çalışma Dairesi’nden nakdi yardım alan engellilerin yoklamalarını talep ettik. Verileri iki bacaktan toplayıp, karşılaştıracağız. Daha sağlıklı sonuca ulaşmayı hedefliyoruz. Sayıyı bilmeden nasıl bir yol haritası çizeceğimizi de bilemiyor, tıkanıyoruz” dedi.
“ÖZEL EĞİTİM TÜZÜĞÜ HAZIR”
Yasal çalışmalar hakkında bilgi veren Kibrit, Özel Eğitim Tüzüğü’nün hazır olduğunu, sivil toplum örgütlerinin görüşlerini aldıktan sonra tüzüğün Mevzuat Dairesi’ne, oradan da Bakanlar Kurulu’na gönderileceğini söyledi.
Tüzüğün Milli Eğitim Yasası altında çalışacağını kaydeden Kibrit, “Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar, üstün zekalı çocuklar nasıl bir eğitim sistemi içinde yer alacak? Özel eğitim merkezlerinin kriterleri ne olacak? Erken tanı noktasında çocuklar özel eğitime nasıl yönlendirilecek?.. Düzenleme tüm bunları içeriyor” dedi.
“HASTA DEĞERLENDİRME TÜZÜĞÜ GÜNCELLENECEK”
Engellilerle ilgili diğer yasal çalışmalar hakkında da bilgi veren Kibrit, Hasta Değerlendirme Tüzüğü’nün şeffaf ve kapsamı genişletecek şekilde güncellenmesi şart olduğunu vurguladı.
Çalışma gücü kaybını belirleyen sağlık kurullarında baz alınan söz konusu tüzüğün bazı eksiklikleri olduğunu söyleyen Günay Kibrit, şunları aktardı:
“Tüzükte yer almayan ama insanda engele neden olan birçok hastalık var. Örneğin Multiple Skleroz (MS). MS hastaları engelli sayılmıyor. Bu hastalık nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı olan arkadaşlarımız var ama bu arkadaşlarımız arafta. İstihdam edilmek için bir yere başvursalar, Sağlık Kurulu ‘sağlıklısınız’ raporu veremiyor. Aynı kurul ‘engellidir’ raporu da veremiyor, tüzükte bu hastalık yok’ diyor.”
“MUAFİYET YASASI İLE HASTA DEĞERLENDİRME TÜZÜĞÜ ARASINDA UYUMSUZLUK GİDERİLECEK”
Muafiyet Yasası ile Hasta Değerlendirme Tüzüğü’nün arasında uyumsuzluk olduğunu ve bu düzenlemenin bunu da gidereceğini kaydeden Kibrit, uyumsuzlukları giderme çalışmalarının bu hafta içinde başlayacağını açıkladı.
Kibrit, Muafiyet Yasası ile Hasta Değerlendirme Tüzüğü arasında uyumsuzluğu şu şekilde anlattı:
“Mesela, sağ bacağını dizin altından kaybeden bir kişi tüzüğe göre yüzde 40 özürlü kabul ediliyor. Bu durumdaki birinin özel teçhizatlı bir araç kullanması gerek. Böyle bir aracı gümrüksüz alabilmek için başvurduğunda Muafiyet Yasası’nın yüzde 50 sınırı ile karşılaşıyor. Bu durumda birçok kişi var.”
Gümrüksüz araç almak isteyen bir engellinin 5-6 kamu dairesine gitmek zorunda olduğunu da söyleyen Kibrit, “En iyi ihtimalle bu işlemler de 7-8 aydan önce bitirilemez. Bir sonraki adımda biz engelliler için ithal izni alabileceğiz ama bunu yapmak için biraz daha zamanımız var” dedi.
“TOPLUM ENGELLİLERİ BİREY OLARAK KABUL ETMİYOR… EN BÜYÜK SORUNUMUZ BU...”
Engellilerin sorunlarıyla ilgili de soruları yanıtlayan, doğuştan bedensel engelli olduğunu belirten Kibrit, şunları söyledi:
“En büyük sorun toplumun engellileri kabul edememesi. Engelliler toplumda, birey olarak kabul görmüyor, insan hakları ihlal ediliyor. Bize bakılan nokta ‘Vah vah. Zavallı. Yardıma muhtaç’… Ve hep bir acıma hissi var ama biz de bu toplumun birer ferdiyiz. Ayşe’nin, Fatma’nın, Hüseyin’in ne hakkı varsa bizim de o hakkımız var. Mücadelemiz de bu yönde.”
Uzun yılladır engelli sivil toplum örgütlerinden biri olan Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği’ne de başkanlık yapan Kibrit, “Mücadelelerle yol kat edilemedi mi?” sorusu üzerine, “Çok değil. Sanırım, bu bakış açısı, kültürle ilgili. Son dönemde engellilere yönelik duyarlılık, farkındalık ciddi anlamda arttı ama maalesef yeterli değil” dedi.
“DIŞARDA RİSK VAR… ENGELLİLER EVLERİNDEN ÇIKMAK İSTEMİYOR…”
Engellilerin görünür olduğu sürece topluma entegre olabileceğine işaret eden, “Engellileri spora, sanat ve kültüre, dahil edemezsek bir engellinin evinden çıkıp sosyal ortama karışması çok zor” diyen Kibrit, şunları söyledi:
“Fiziksel engeller, bedensel engellilerin önündeki en büyük engeldir. Ulaşım, erişim ve dolaşım… Yani kabul görmeme birinci sıradaki sorunumuzsa ikinci sırada ülkenin fiziksel engelleri var. Başkalarının önümüze koyduğu engeller yüzünden sokağa çıkamıyor, kafeye, sinemaya gidemiyor, bilgiye erişemiyoruz. Engelliler evlerindeki güvenli ortamdan çıkmak istemiyor çünkü dışarıda bilinmezlik var. Risk var… Sosyal ortama giden engelliler bir elin parmaklarını geçmiyor. Siz, görme engelli kaç kişiyi kaldırımda bastonuyla yürürken gördünüz? Biri ve ikiyi geçmez… Engelliler, bağımız ve bireysel olarak hareket etmek ister. Her gördüğümüze, ‘bize yardım edin’, ‘elimizi tutun’, ‘tekerlekli sandalyemizi itin’ demek istemiyoruz. Bu insanı rencide eden bir durum. Bağımsız hareket edebileceğimiz noktada özgürüz ve varız. Bunu yapamıyoruz. Bu da bizi görünür olmaktan uzaklaştırıyor.”
“KAMUYA AÇIK ALANLARLA İLGİLİ DÜZENLENMEDE ENGELLİLERİN TÜZÜĞÜNE UYULMUYOR”
Bununla ilgili örnek de veren Kibrit, “Lefkoşa’da dışarıya çıkmak istedik mesela…Hangi kaldırımda uygun rampa var, hangi sosyal mekanda bize uygun lavabo var?.. Çok az” dedi.
Kamuya açık alanların düzenlenmesiyle ilgili yaklaşık 2 yıl önce Fasıl 96 sayılı yasa tahtında Engelli Standartları Tüzüğü geçirildiğini anımsatan Kibrit, “Kamuya açık olacak ve yeni yapılacak tüm alanların yapımında engelli standartlarına uyma zorunluluğu var. Maalesef buna uyulmuyor. Bu kurul bunları da denetleme, üzerine gitme göreviyle de donatıldı” dedi.
“UMUTSUZ DEĞİLİM”
Yıllardır benzer sorunların dile getirildiğinin belirtilmesi, umutsuzluğa kapılıp kapılmadıklarıyla ilgili soruya ilişkin Kibrit, “Umutsuz değilim. Adım adım ilerleyeceğiz. Belki uzun süre alacak. Alsın. Başarabiliriz. Bilincimizi ne kadar artırırsak o kadar iyi olacak. Bugün ilkokula başlayan çocuklara engellilerle ilgili farkındalığı ne kadar aşılarsak, o kadar yol kat etmiş olacağız” ifadesine yer verdi.
“ÇOCUKLAR ÖNÜMÜZÜ AÇACAK… ENGELLERİ KALDIRACAK… ”
“Her şey eğitimle başlar” diyen Kibrit, “Duyarlılık insana bağlı bir şey ama farkındalığı eğitimle sağlayabiliriz. Eğitimle çocuklara vereceğimiz farkındalıkla 20-25 yıl sonra belki de tartıştığımız konuların hiçbiri önümüzde kalmayacak. O çocuklar bir yere gelecek, mimar, mühendis, doktor, öğretmen, başbakan ve cumhurbaşkanı olacak. Engellilerin de bu toplumda var olduğunun bilinciyle engelleri ortadan kaldıracak, engel yaratmayacak, önümüzü açacak. Müfredatta bu bilincin yer almasını kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı’ndan talep ediyoruz” dedi.