İki arkadaş kavga etmişler. ‘Ben haklıyım’ kavgası sürmüş gitmiş. Onları dizginlemeye çalışan arkadaşları, “İyisi mi Nasreddin Hoca’ya gidelim, kim haklı o karar versin” demiş. Gitmişler. Hoca önce birini dinlemiş “Sen haklısın” demiş...Sonra ikinciyi dinlemiş “Sen haklısın” demiş. Üçü de şaşkın şaşkın bakmışlar Hoca’ya. Kavgacıları ona götüren adam “Hocam..Nasıl olur ? Her ikisi de haklı olur mu ?” demiş. Bunun üzerine Hoca, “Sen de haklısın” deyivermiş.
***
Kıbrıs sorunu ile ilgilenen büyüklerimiz (!), Türkleri de dinliyor Rumları da. Bizim Nasrettin Hoca misali herhalde, Türklere de “Siz haklısınız” diyor, Rumlara da.... Haksız kim ? Galiba haksız yok ortalarda. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Fıkra gibi oldu artık Kıbrıs meselesi. ‘Çözümcüler’ umutla bekliyorlar hala... Her iki tarafın çözüm karşıtları ise bıyık altından gülüyorlar ellerini ovuşturarak.
***
Çavuşoğlu’nun Politis gazetesinde yayınlanan söyleşisini okudum. Hem de birkaç kez. İlginç buldum. Hatta bazı ifadelerden umutlandım bile. Ama şu gerçeği hatırladım kısa süre sonra. Dünyanın her köşesinde, politikacılar şimdi birşey söylerler, az sonra ise “Ben öyle demek istemediydim” derler. Adı üstünde ‘Politikacı’...
Bilmeyenler için belirtelim. ‘Politika’ Yunanca kökenli bir sözcük. En basit açıklamasıyla poli ‘çok’, tika da ‘oyun’ demek.
Sözün özü... Politikacılar bol bol oyun oynamakta. Böyle geldi böyle gider herhalde. Onlar oynayacak biz de seyredeceğiz.
Galipler
Farkında mısınız ? Bir garip yolda dünya. Her bir tarafta gerginlik var. Eller tetikte sanki. Yanlışlıkla bile olsa, biri tetiği çekse kıyamet kopacak.
Ortadoğu, malum...Şimdi bir de Akdeniz doğal yatakları kimin olacak krizi, patlak vermek üzere... Rusya ile Ukrayna arasında her an herşey olabilir... Uzak doğuda ABD-Kuzey Kore krizinin bittiğini sanmayın. Her an oralarda da birşeyler çıkarsa, hiç şaşırmayın... Şimdilik yatışmış gibi görünüyor ama Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege denizindeki ‘paylaşma’ kavgası da kapanmış değil...
***
Orada burada savaş tamtamları çalındıkça, bazıları ellerini ovuşturuyordur herhalde. İnsanlar yuvasız kalacakmış, ölecekmiş, umurlarında bile değil. Önemli olan ceplerine düşen para.
Ne isterse olsun galip durumda olanlar belli... Galipler, savaşlardan beslenenler...
Sokak Ağzı
“TV dizisine benzeyecek sonunda. Ayşe Tatilde 1’den sonra Ayşe Tatilde 2 lafları bolca kullanılmaya başlandı son zamanlarda. Ayşe de tatilini çok sevdi, Ayşe’yi tatile gönderenler de galiba.” (Yücem)
***
“1960’larda bile yollar, asfaltlar daha güzeldi. Dardı ama engebeli değillerdi. Şimdi mi ? Yetkililer bu yolları kullanmıyorlar anlaşılan. Kullanmaya başlasalar da birşeyler yapsalar diye hala sabırla bekliyoruz.” (Kazım Kandemir-Lefkoşa)
***
“Yağmur yağıyor seller akıyor bizim Hükümet damdan bakıyor....Kanalizasyon da çöktü galiba. Yollardaki su birikintileri bunu mu gösteriyor acaba ?” (Ayşe N.Muratoğlu)
***
“Basın haberlerine göre hapishanelerimizden firarlar çoğalmış. Basınımız, bir de KKTC hapishanesinden kaçanları da tesbit etse ya...” (Yurdanur)
***
“Türkiye gazetelerinde çıktı.. Türkiye’de bazı yerlerde Suriyeli’lerin sayısı yetlilerin sayısını aşmış. Yerliler çok şikayetçiymiş... Ben bu filmi daha önce görmüş gibiyim sanki....” (Melek)
***
“Haftanın en güzel sözü: ‘Gelen Türk...Giden Kıbrıslı’ (Vicdan-Lefkoşa)
***
“Aha Gıbrızın gerçek yerlileri Karpaz eşeklerini de öldürmeye başladılar. En sonunda tümden tüketeceğiz el birliğiynan”. (Mustafa Ş. – Karpaz)
***
Anlayana
İşsiz yok ama hiç kimse çalışmıyor... Hiç kimse çalışmıyor ama herkes ödeniyor...Herkes ödeniyor ama satın alacak birşey yok... Satın alacak birşey yok ama herkes ihtiyacını karşılıyor... Herkes ihtiyacını karşılıyor ama herkes şikayetçi... Herkes şikayet ediyor ama ne zaman oy kullanma zamanı gelse ‘Evet’ diyor... (Rus Sözü)