Kim kazandı, kim kaybetti-I

Tümay Tuğyan

 


İskoçya’da Perşembe günü yapılan bağımsızlık referandumu, %55’lik ‘Hayır’ oyuyla noktalandı.

Yani İskoç halkı Büyük Britanya ile devam eden 307 yıllık birliktelikten ayrılmayı  reddetti.

Bu sonuçla beraber İskoçlar’ın yeniden bağımsızlık talebini gündeme getirmesi, seçenekler arasından kalktı.

Uzun vadede şartlar ne getirir bilinmez ancak Parlamento’nun İskoç halkına yeni bir bağımsızlık referandumu hakkı tanıması, şimdilik ihtimal dahilinde değil.

Ancak bu sonuç, İskoçlara bağımsızlık değilse de, birtakım ek haklar getirecek.

Halihazırda ikisi hükümet ortağı biri ana muhalefet olmak üzere üç büyük siyasi partinin de İskoç halkına bu yönde taahhütler var.

Hayır kampanyasını destekleyen bu üç partinin lideri, sandıktan ‘Hayır’ oyu çıkması durumunda vergi sistemi, sağlık sistemi ve sosyal yardımlar konusunda İskoç parlamentosuna imtiyaz hakkı ya da yetki devri sözü vermiş durumda.

Bunlardan biri, merkezi hükümetin topladığı gelir vergisinin oranını bir miktar yükseltme yetkisi verilmesi ki bu şekilde İskoç Yönetimi yıllık ortalama 8 milyon Sterlin gelir elde etmiş olacak.

Sağlık sisteminin (NHS-Ulusal Sağlık Sistemi) bölgesel yönetiminin İskoç Parlamentosu’na devredilmesi ve İskoçya’da ev yardımı alacakların merkezi hükümet tarafından değil İskoç yönetimi tarafından belirlenmesi gibi birtakım hakları da saymak mümkün.

Bu imtiyazların tam olarak nasıl şekilleneceği henüz belli değil.

Farklı partilerin farklı önerilerinin harmanlanarak Ocak ayında bir taslak yasa değişikliği paketinin ortaya çıkarılması hedeflenmekte.

Ancak bir ufak (!) ‘DETAY’ var ki bu, İskoç halkına verilecek imtiyazlar bağlamında İngiliz siyaset sahnesini biraz karıştıracağa benziyor.

‘İskoçya’ya bağımsızlık referandumu hakkı tanınması’ yönündeki kararın Kasım 2013’te parlamentodan geçirilmesi öncesinde, Başbakan David Cameron kendi partisi içerisindeki milliyetçi grupla görüş ayrılığına düşmüş ve referandum karşıtı bu muhalif grubu ikna edebilmek adına, İskoçlara devredilecek yetkilerin bir şarta bağlanmasını önermişti:

Parlamentodaki İskoç milletvekillerinin, İngilizleri ilgilendiren konulara ilişkin yasal düzenlemelerde oy hakkının olmaması, bu yasalar için sadece İngilizlerin oy vermesi...

Cameron’un bu önerisi aslında muhalifleri ‘ikna’ amaçlı gibi görünse de, işin rengi biraz bulanık!

(Devam edecek...)