KİMDİR BE AMA BUNLAR?

Ayşemden Akın

Son zamanlarda tam tersini iddia edip, ülkedeki ayrışmayı ve ırkçılığı körükleyen, etnik kökene dayalı kurulan Yeniden Doğuş Partisi ve kavram karmaşası yaşayan Milliyetçi Demokrasi Partisi yetkilileri, “Bu adada köpeksiz köy bulup değneksiz gezdiğini zannedenler bilsinler ki artık biz varız. Türk’ün hassasiyeti ayağa kalkmıştır ve bu adada Türk’ün hassasiyetini göstereceğiz…” sözlerinin de sahipleridir. Üstelik bunu Rum’a karşı filan da değil direkt Kıbrıslıtürkler için söylediler. Kulağa korkunç geliyor değil mi?

Bu yetmezmiş gibi Milliyetçi Demokrasi Partisi Genel Başkanı Buray Büsküvütçü önceki gün yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı neredeyse CIA’in ve FETÖ’nün maşası olmakla suçlayacak kadar da ileri gitmiştir.

Arşivler orada duruyor. Sayın Akıncı’nın FETÖ ile ilişkisini sorgulayan bu bay Büsküvütçü çok değil birkaç yıl önce bir gece kulübünün güvenliğini sağlama gerekçesiyle sahibinden 200 bin lira haraç isteme ve şiddet uygulama suçlamalarıyla gözaltına alınmış, kelepçelenerek mahkemeye çıkarılmış ve kefaletle serbest kalmıştı.

O dönemde mahkemede, “kendi çapında tahkikat yaptığını” ve “bir kişinin vurulması olayı ile ilgili gece kulübü patronunu sorumlu bulduğunu”, “parayı da bu iki kişinin arasını bulmak için istediğini” söylemişti. Böylesi karanlık olaylara adı karışmış bir kişinin siyaset sahnesinde işi ne ola ki?

Aynı değnekçi arkadaş, iş adamları ve bakanlar arasındaki ilişkileri de sorgulayarak savcılığı göreve çağırmış ve Tahsin Ertuğruloğlu'nun siyasetten uzaklaştırılmasını istemişti. Ayrıca iktidara gelince rüşvet meselelerine ismi karışanları da yargılayacağını eklemişti. Bu ‘püskevit’ aynı zamanda CTP’li isimleri PKK yandaşı gibi gösterip Türkiye basınında haberler yaptırmış ancak amacına ulaşamayarak ne Türkiye’deki abilerinden ne de buradakilerden yüz bulmuştu.

Zırta pırta yorum yapan bu densiz değnekçiler, siyasete girerek akılları sıra buradaki Türkiye kökenlileri arkalarına alıp kendi karanlık geçmişlerini temize çekerek yol alacaklar. Akılları sıra buradaki küçük dünyalarında mafya babası Sedat Peker tarzında siyasetçilik oynayacaklar.

Bir diğer değnekçi arkadaş da KKTC Hataylılar Derneği eski Genel Başkanı, şimdinin Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bertan Zaroğlu... Önceki günkü açıklamaları ile CTP döneminde hazırlanan ve şimdiki hükümet tarafından ismi değiştirilerek sunulan Beyaz Kart’ı eleştirerek bunun ırkçı bir uygulama olduğunu söyleyecek kadar cehaletin pençesinde kıvrandığını göstermiştir. Bu arkadaşı hatırlarsınız, Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto eden Kıbrıslı bir kadına, vajinasını kast ederek, “verip verebileceği 250 gram bile etmeyen etinden başka hiçbir şeyi olmayan aşağılık kahpe” demişti.

Aynı zort, Barbaros Şansal’ın linç operasyonunun da başını çekmiş, sınır dışı edilmesinin ardından sosyal medya hesabından tebrik kabul etmişti. Yine aynı zat, milletvekili Doğuş Derya’ya meclis konuşmasını bahane ederek saldırmış, Derya’ya karşı linç kampanyası başlatmış, ağza alınmayacak küfürler etmişti. Tabii baltayı taşa vurduğunu anlayana kadar hakkında dava açılmış ve sosyal medya hesaplarının kendisine ait olmadığını söyleyerek, ‘ben yapmadım miki yaptı’ demişti. Bunların ‘delikanlılığı’ da bu kadar!

Bu arkadaş, Nazmi Pıtır gibi üniversiteyi burada bitirmiş ve Derviş Eroğlu ile UBP sayesinde vatandaş yapılmış ve ardından UBP delegeliğine kadar yükselmişti. Bu adamları başımıza kimlerin musallat ettiğini de hatırlatmak lazım. Kendisi mimarlık okudu ama şuan noterlik yapıyor. Bu nasıl oluyor diye de UBP’ye sormalı.

Derviş Eroğlu zamanında kendilerine verilen dernek binasında yatıp, kalkan, orayı evi gibi kullandığı bilinen, sokakta beslediği koyunu Kurban Bayramı’nda keserek hayvancağızın postunu da bahçeye atan bu vahşi, şu sıralar köy köy gezerek Kıbrıslılara değnek gösteriyor.

Benim de ilham perilerim pek terbiyeli değil ama sorarım size a dostlar, kimdir be ama bunlar!