“Kim seçti bunları” diyor pek çok insan, “eğer bu kadar çok şikayet ediyorsak...”
İsyan içerisinde bir soru bu: “Bu kadar çok bağırıyorsak hep beraber, kim oy verdi?”
Hani eski sözle “müstahakınız bu” demeye geliyor!
Yeni kuşak deyimle, “ağlama bebeğim, senin eserin…”
***
Şaşılacak bir durum yok.
Çünkü bunları seçenler çoğunlukla bir başka “mahalle”de yer tutuyorlar. O nedenle sosyal medyada pek kesişmiyor yollarınız…
Kamusal alanda fazlaca rastlaşmadığınız kesin. Özel okullarda okumuyor çocukları... Özel kliniklerin bekleme odalarında göremezsiniz, sabahın altısında polikliniğe gidecek haliniz de yok. Sizin demlendiğiniz meyhanelere gitmiyorlar, sanırım… Kamuda görev yapmıyorlar genelde… Ne ortak hobileriniz var, ne müşterek zevkleriniz!
Ledra caddesinde yürümüyorlar; ne şenlikli zamanları birlikte, ne de kederleri… Sofraları başka başka… Kahveleri, ocakları, ekmek tekneleri… İsyanları ve korkuları, hasretleri ve sevinçleri benzeşmiyor genelde…
Tam da sorun bu ya!
Mahalleler iyice ayrıştı…
“Kim seçti bunları” dediklerinizin epeycesini tanımıyorsunuz, tanımıyoruz; tanımazlıktan hatta görmezlikten geliyoruz.
Anlamıyoruz…
Bilemiyoruz sebeplerini çünkü dinlemiyoruz.
***
Ha bir de bildiklerimiz var!
Maskeli balonun yüzsüzleri; riyakar, sahtekar, menfaatçi, budala ve sonradan görme ve illaki milliyetçi!
İçimizde, yanımızda, yakınımızda bir yerde onlar…
Hem sövüyor, hem oy veriyorlar, kolay kolay da iflah olmazlar!