Hüseyin ÖZBARIŞCI
Ülkemizde Mart ayından bu yana yaşanan Pandemi süreci ve son dönemde meydana gelen dövizin yükselişi birçok esnafın dükkânını kapatma noktasına getirdi. Sorunlarını YENİDÜZEN’e anlatan restoran sahipleri, insanların alım gücünün düştüğünü ve bu dönemde sadece günü kurtarabildiklerini ifade ediyor.
Restoran işletmecileri, Mart – Mayıs ayları arasındaki kapalı olan dönemde hükümetin işletmelere destek olmadığının da altını çiziyor.
Restoran sahipleri ne dedi?
Hakan Biçentürk (Biçentürk Restoran): “Kimse bize sahip çıkmadı”
“Mart ayından beri ülke olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Bizim en büyük derdimiz, kapalı kaldığımız 2 ayda kaybettiklerimizdir. Bizim belli bir markamız var ve müşterimiz belli. Geri açıldıktan sonra bizi çok etkilemedi. Ama 2 ay boyunca kimse bize sahip çıkmadı. O süreçte bütün çalışanlarımızın masraflarıyla biz ilgilendik. Devletin işletmelere sahip çıkması lazımdı. Ama verdikleri 1500 TL bile bunu karşılayamadı. Dövizin patlaması da bizleri etkiledi. İşlerimiz iyi ama harcamalarımız da çok. İnsanların alım gücü düşüyor ve düştükten sonra doğal olarak lüksünden kesiyor. Bu da bizi oldukça etkiliyor.”
Adnan Tatar (Seversen Döner Salonu): “Şu anda sadece günü kurtarabiliyoruz”
“Son dönemde pandemi süreci ve dövizin yükselmesiyle esnaf önemli bir kayıp yaşıyor. Çünkü insanların alım gücü düşüyor. Bizim işimiz kısmen iyi. Bizim şu andaki kaybımız %30 civarında… Bu oran da akmasa da damlar hesabında. Yani şu anda kazandığımız şey sadece o günü kurtarıp karnımızı doyurabilmek. Bildiğiniz gibi yaklaşık iki aylık bir kapanma süreci oldu ama hükümetin ne yazık ki, işyerlerine pek desteği olmadı. Tamam, siz çalışanlara 1500 TL verdiniz ama bugünkü hayat pahalılığıyla başka hiç kazanmadan bu 1500 TL kira, elektrik ve geçinmeye yetmiyor. Hükümetimiz bu konuda esnafa daha çok katkı yapması lazımdı diye düşünüyorum.”
Eray Kermeoğlu (Kermeoğlu By Kebap House): “Verilen 1500 TL yetersizdi”
“65 gün kapalı kalmak bizi çok etkiledi. Biz bu süreçte personelimize sahip çıkarak, gerekli ihtiyaçlarını karşıladık. 65 günün ardından açıldıktan sonra ilk 15 gün kötü gitti. Bunun en büyük sebebi ilk etapta insanların güveni yoktu. Sonrasında bu durum düzeldi ancak son dönemde vakaların yeniden artış göstermesiyle insanlar yeniden dışarıya çıkmaya korkar oldu. Alınan önlemler ilk etapta başarılı oldu ancak son dönemlerde her şey değişti. Hükümet o süreçte 1500 TL vermesi bana göre yetersizdi. Şu anda piyasada günlük ihtiyaç olan en temel gıda maddeleri bile pahalı vaziyette. İnsanların da aldığı asgari ücret yetersiz, dolayısıyla alım gücü de düşmüş vaziyette. Bu noktada 1500 TL ile sınırlı kalmak bence doğru değildi. İşyerlerine de katkı konusunda yetersiz kaldılar düşüncesindeyim”
İbrahim Akbaş (Mezaluna Restoran): “Bu sorun tüm dünyanın sorunu”
“Mart ayından bu yana hem sağlık, hem ekonomik açıdan önemli bir süreç yaşıyoruz. O dönemde ben dükkanımı kapatıp Türkiye’ye gitmek zorunda kaldım ve düşünün ki burası 4 ay kapalı kaldı. Bu arada dövizin de yükselmesi ekonomimizi çok etkiledi. Ama bu sadece bizim ülkemizin veya Türkiye’nin sorunu değil, tüm dünyanın sorunu… Görüyoruz ki, en zengin ülkeler bile bu süreçten etkilenmiş durumda. O yüzden ben bu konuda yapabilecek pek bir şeyin olacağını düşünmüyorum. Hükümetin aldığı bazı önlemler vardı. Doğru adımların yanında, yanlış adımlar da atıldı. Mesela bazı kararları aldılar, ertesi gün değiştirdiler. Bu noktada daha ciddi davranılabilirdi.”
Zahide Çoktan (Yeliz Cafe): “Hükümet birçok konuda pek fazla çare üretmedi”
“Mart ayından beri önemli bir süreç yaşıyoruz ancak bu durum bizi pek etkilemedi. Çünkü biz okullar yolunda olduğumuz için, okullar da her yıl Haziran ayında kapandığı için bizim bu sezonda her yıl durumumuz böyle. Bu yıl okulların erken kapanmasından ve dövizin yükselişinden biraz etkilendik. Hükümet 1500 TL destek verdi, benim ihtiyacım pek olmadığı için ben başvurmadım. Burası benim kendi dükkanım. İşlettiğim zaman kazanıyorum. İşletmeden destek almam olmazdı. O yüzden ihtiyaçlıların başvurması bence daha iyi. Sağlık açısından bazı tedbirler güzel alındı ama bana göre hükümet birçok konuda pek fazla çare üretmedi diye düşünüyorum”
Kazım Beyoğlu (Guzum’un Yeri): “Geleceğimiz parlak görünmüyor”
“Yaşadığımız süreç bizi oldukça fazla etkiledi. Ülkemizdeki sıfır vakayla ve açılımla birlikte biraz düzelmeye gittik ama girişlerin başlaması ve dövizin yükselişi ile durum bence daha kötüye gitti. Açıkça söylemek gerekirse geleceğimiz parlak görünmüyor. Özellikle dövizin yükselişi insanların alım gücünü oldukça düşürdü. Bir akşam dışarı çıkıp, akşam yemeğini dışarıda yemek artık insanlara lüks geliyor. İnsanlar da doğal olarak bunu kısmak zorunda kalıyor. Bu durum da biz restoran sahiplerini önemli derecede etkiliyor.”
Salih Demiraga (Eziç Restoran Genel Koordinatörü): “Eski kazancı yakalamak kolay olmayacak”
“Bu süreçte herkes gibi bizim de ciddi bir kaybımız oldu. Gerek ülkemize turistlerin gelmemesi, gerekse insanlardaki tedirginlik işleri oldukça düşürdü. Mayıs ayındaki açılımla birlikte tüm şubelerimizde gerekli sağlık tedbirlerini alarak, eski kazancımızı yeniden yakalamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu kolay olamayacak çünkü salgınla birlikte dövizin yükselişi de birçok işyerini etkiledi. İnsanların alım gücü düştü, dolayısıyla insanlar artık elinde olan parayı nasıl harcayacağını iki kez düşünmek zorunda.”
Mehmet Tusun (Susam Restoran): “Gidişat hiç iyi değil”
“Mart ayından yaşanan bu salgın sürecinde herkes gibi bizleri de tamamıyla olumsuz etkiledi. Kapalı kaldığımız süreçte yaptığımız zararı karşılamak için elimizde bütçe kalmadı. Bunun yanında tabii dövizin uçması da söz konusu… Bu süreçte birçok işyeri kapatmak zorunda kaldı. Bence casinolar ve marketlerde yemeğin kısıtlanması lazım. İnsanlar her ikisine de gittiği zaman orada yemeğini de alabiliyor. Tabii bu da bizleri oldukça fazla etkiliyor. Bence bu süreçte hükümetin daha etkin olması lazımdı. Tamam, böyle bir şeyle ilk kez karşılaşılıyor ve bu tüm dünyada böyle ama hükümet özellikle kapalı olduğumuz dönemde esnafa daha çok yardımcı olması lazımdı. Dövizin de bu kadar yükselmesiyle de ekonomimiz dibe vurdu. Açık söylemek gerekirse gidişat hiç iyi değil. İnsanlarda bir taraftan sağlık endişesi var, bir taraftan da ekonomik bunalımın içerisine girdi.”
Mehmet Gül (Hacı’nın Yeri): “Bu süreç bizi bayağı geriye attı”
“Mart’tan beridir yaşadığımız bu süreç bizi 2 yıl geriye attı. Geride kalmamak için kapalı olduğumuz süreç boyunca, yapmamız gereken ne varsa hepsini yaptık. Yani açıkçası birikimlerimizi harcadık. Mayıs ayında da açıldığımızda %40 gibi bir düşüşle işe devam ettik. Yani ciromuz azaldı ve dövizin yükselişiyle maliyetler yükseldi. Bence dışa biraz daha kapalı kalmamız ve yapılan girişlerde karantina olması gerekirdi. Sonuçta hastalık bir gün yine ülkemize gelecekti ama bu kadar erken olmaması gerekirdi diye düşünüyorum. Ekonomimiz gerçekten kötü durumda. Bir yıl 2 adım ileri gittiğimizde, bir bakıyoruz ikinci yıl 4 adım geriye gidiyoruz. Yani açıkçası sabit bir grafiğimiz yok. Yıla çok kötü başlamamıştık ama yaşananlar bizi bayağı bir geriye attı”
Ahmet Kanısoy (LefmaGir Kebap Salonu) “Ekonomimiz çok kötü”
“Bu süreç bizi hem maddi, hem de manevi anlamda oldukça etkiledi. Ekonomik sıkıntıların yanında psikolojik anlamda da bayağı bir etkilendik. Çünkü ileriye dönük adımlar atamıyoruz. Son dönemlerde de vakalar arttı. Açıkçası ondan da tedirginiz. Dükkânımızın satışları eskiye nazaran biraz kötü ama normal diyebilirim. Bizi sadece öğrencilerin kaçması ve dövizin yükselişi etkiledi. Bence hükümetin yönetimi oldukça yanlış. Bu ülkeyi yönetemiyorlar. Esnafa destek çıkmıyor. Kapalı kaldığımız dönemde ödediği 1500 TL bile yetersiz kaldı. Sonuçta insanlar o dönemde hiç kazanç sağlamadan insanlar kira ödedi, elektriğini ödedi, mutfak alışverişini yaptı ve geçinmeye çalıştı. Ekonomimiz gerçekten çok kötü”
Restoran işletmecilerinin insan sağlığını tehlikeye atmamak için önemli tedbirler alması dikkat çekti.
Son dönemlerde yaşanan ekonomik kriz yüzünden birçok restoran işletmecisi dükkânına kilit vurdu