Kimselere güvenmeyen toplum

Cenk Mutluyakalı

 

İnsan niye ‘güvenmez’?
Çok aldatılmıştır...
Öylesine fazladır ki kırıklıkları, özenle toplasa, yeniden yapıştırsa yan yana,  yine de bir ‘hayal’ çıkmaz ortaya...
Umudu, inancı yoktur, beklentisi hiç kalmamıştır neredeyse...
O durumda insan güvenmez...

***

Peki bir toplum?
Kimselere mi güvenmez yani!
Mesele siyasi yönetim ya da otoritenin başarısızlığından fazlasıdır...
Tek bir suçlu aramak nafiledir böylesi bir güvensizlik ortamında...
Çok daha derindir sıkıntı...
Yüzleşmeye ihtiyaç vardır, yüzlerce kere...
Öyle “küçük” değişimler yetmez “güven” ormanını yeniden yeşillendirmeye...

***

İki ayrı anket okudum bu hafta...
Biri Girne Araştırma Enstitüsü’nün...
Bir diğeri Göç Kimlik ve Halk Çalışmaları Merkezi’nin ...
Vaziyet vahim ötesi a dostlar!

***

• 100 kişinin 2’si güveniyor hükümete...
• 100 kişinin 7’si güveniyor meclise...
• 100 kişinin 5’i güveniyor sendikalara...
• 100 kişinin 3’ü güveniyor medyaya...
• 100  kişinin 8’i güveniyor mahkemelere.
• 100 kişinin 10’u Cumhurbaşkanı’na...
• 100 kişinin 6’sı güveniyor polise...
• 100 kişinin 3’ü güveniyor kamuya...
• 100 kişinin 60’ı kimseye güvenmiyor.

***

10 üzerinden puan verilince...
Hiçbir kurum 5’i görmüyor!
Sınıf geçen yok!.
• Hükümet 2, siyasi partiler 1.5 not alıyor.
• Ticari kurumlar, sivil toplum 2.5!
• Polis, yargı 3.5
• Dini kurumlar 3.
• Medya 3!..

***

Şöyle bir bakınız çevrenize, gördüğünüz her üç kişiden ikisi neredeyse ‘kimseye’ güvenmeden yaşıyor...
İnsan nasıl yaşar, nasıl ilerler, nasıl gülümser bu kadar güvensizlikte...
Kimsenin bir başkasına hesap soracak, bir ötekini suçlayacak durumu yok.
Sarılacak bir dal yok (!)

***

Her ‘güvensizlik’ yenisini filizliyor ömrümüze, üzerine yürüdüğümüz her kurumun gölgesinde kendimiz de kayboluyoruz sessizce...
Boğuluyoruz, bir başkasını suçlarken...
İlla ki ‘günah’ gömleğini bir başkasına giydirmek, avuntumuz sadece...

***

Ne ekersek biçiyoruz yani!..
Güven de güvensizlik de...
Birlikte...

Öyle anlaşılıyor ki, ‘kendimizden’ başlayarak değiştirmeliyiz, bu gidişi...
Yoksa... Yol da dikenli, yolculuk da...