Simerini gazetesinde yer alan söyleşisinde Kıbrıs sorunu çözüm sürecine değinen AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, üzerinde anlaşmaya varılan hedefin terk edilmesinin Kıbrıs’ın bölünmesi anlamına geleceğini ve bunun yolun sonu olmayacağını, tam tersine ülke adına yeni tehlikeli maceracı serüvenler için başlangıç noktası olacağını savundu.
Kiprianu, bir soru üzerine, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in açıkladığı şekliyle, işlevsel ve yaşayabilir bir çözüm ve enerji perspektiflerinin garanti altına alınmasını sağlamak için iki kesimli, iki toplumlu federal çözümü başarması gerektiğini ifade etti.
Andros Kiprianu, Yunanistan Dışişleri Bakanı NikosKocias’ın, Kıbrıs sorunundaki müzakereden önce iyi ve verimli bir hazırlığın yapılması gerektiğine belirterek, yeni bir konferansın toplanması için bazı önkoşullar ortaya koyduğunun anımsatılması üzerine, garantilerin kaldırılması konusunu ilk kez Hristofyas tarafından ortaya konulduğunu anımsattı.
Çözümün, garantilerin devamlılığını gerektirmediğini savunduklarına işaret eden Kiprianu, çözümden sonra hiç kimsenin, Kıbrıs’ın içine müdahale etme hakkına sahip olmasının mümkün olmadığını ve olmaması gerektiğini savundu.
Kiprianu, yeni bir konferans için zeminin hazırlanması amacıyla gerekli temasların yapılmasının garantör ülkelere bağlı olduğunu belirtti.
BM Genel Sekreteri Guterres’in ne talep ettiği konusunda net olduğuna işaret eden Kiprianu, müzakereleri başlatmak için öze ilişkin olarak, Guterres çerçevesi, Talat-Hristofyas, Akıncı-Anastasiadis görüş birlikleri ve Crans Montana’da ortaya koymaya çalıştığı gayri resmi belge temelinde devam edilmesinden söz eden Guterres’in iki masa olmasından bahsettiğini anımsattı.
Kiprianu, yine Guterres’e atıfta bulunarak, müdahil tarafların, bu kez başlanacağı zaman siyasi iradeye sahip olacakları ve sonuna kadar gidileceği konusunda kendisini ikna etmesi önkoşulunu ortaya koymasının önemli olduğunu söyledi.
Rum Kooperatif Bankası'nın, Yunan “Hellenic Bank”a satılması konusunda ise hükümetin icraatlarını eleştiren Kiprianu, gerek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastsaiadis’in, gerekse Maliye Bakanı Haris Yeorgiadis’in banka kurumunun çökmesinde, siyasi sorumluklarını üstlenmeleri gerektiğini de belirtti.