Yükseköğretim’de de yüz yüze eğitime geçildi, yabancı öğrenciler adaya geldi... Birçok öğrenci gelişin ‘zorlu’ olduğunu belirtti, kira ücretlerinden market fiyatlarına, toplu taşıma eksikliğinden COVID-19 testlerine birçok dertten yakındı.
Derya ULUBATLI
Yükseköğretimde de yüz yüze eğitim başladı, karma eğitimle geçen bir yılın ardından adaya gelmeye başlayan eski ve yeni öğrenciler evlerine ve yurtlarına yerleşti, yeni eğitim dönemine adım attı.
Yüz yüze eğitimin başlaması çoğu kişiyi mutlu ederken, birçok öğrenci adaya gelişin çeşitli zorlukları da beraberinde getirdiği konusunda hemfikir oldu.
Farklı ülkelerden öğrenciler YENİDÜZEN’e konuştu, adayla ilgili düşüncelerini ve yaşadığı sıkıntıları anlattı. Kira ücretlerinden market fiyatlarına, toplu taşıma eksikliğinden COVID-19 testlerine birçok dertten yakınan gençler, bu sıkıntılar dışında adadaki sosyal yaşamın ise güzel olduğunu söyledi.
Ortak dert uçuk ev kiraları ve genel pahalılık
Birçok öğrencinin Kıbrıs ile ilgili ortak derdi yüksek barınma ücretleri ve genel yaşamın pahalılığı oldu. Bazısı evde, bazısı yurtta kalan öğrenciler “Kıbrıs’ta hayat zaten pahalı, barınma ücretleri de eklenince öğrenci için hayat iyice zorlaşıyor” yorumunu yaptı. Ev sahiplerinin de çoğunlukla kendilerine yardımcı olmadığını söyleyen öğrenciler, okulun açılma tarihleri yaklaştıkça fiyatların artırıldığını savundu, bu durumdan şikayet etti.
“Antijen testleri için uzun kuyruklar bekliyoruz”
Öğrencilerin bir diğer derdi ise üniversiteler tarafından 7 günde bir istenen COVID-19 testleri. Bu testler için uzun kuyruklar beklediklerini söyleyen gençler, AdaPass uygulamasını kullanmakta da sıkıntı yaşadığını ifade etti. Aşılı kişilerden 7 günde bir test istenmesinin kendilerini zorladığını belirten bazı öğrenciler, test sıklığının ayda bire yükseltilmesi gerektiğini savundu.
“Ulaşımın sınırlı olması öğrenciler için büyük sıkıntı”
Bir diğer şikayet ise toplu taşıma eksikliği için yapıldı. Öğrenciler toplu taşıma olmamasının kendileri için önemli bir eksiklik olduğunu ve hareket alanlarını kısıtladığını söyledi. Gençler, “servis saatleri belli, birini kaçırınca taksi çağırmak zorunda kalıyoruz, taksi paraları da bizi zorluyor” şeklinde konuştu.
Mahmut Celal:
“Ev kiraları yüksek, ev sahipleri kural tanımıyor”
Irak’tan geldiğini söyleyen Mahmut Celal, üç yıldır Kıbrıs’ta Eczacılık öğrencisi olduğunu söyledi. Yüz yüze eğitimin başlamasından ve Kıbrıs’a geri dönmekten mutlu olduğunu aktaran Celal, bu yöntemin online eğitime göre daha iyi olacağına inandığını belirtti. Öte yandan Kıbrıs’ta olmanın birtakım zorlukları da olduğunu anlatan Celal şunlardan bahsetti: “Ben buraya geldiğimde bir hafta otelde karantinada kaldım. 750 TL karantina ücreti ödedim. Bunun 350’sinin devlet tarafından geri verileceği söylendi, şimdi bunu bekliyorum. Ayrıca çift aşılı olmama rağmen neden karantinada kalmak zorunda olduğumu da anlamadım, benim için gereksiz bir uygulamaydı. Karantina dışında bir diğer sıkıntılı uygulama da Antijen ve PCR testleri. Bu testler için çok kalabalık kuyruklar oluyor, bu yüzden bizden her hafta test istemeleri bizi zorluyor”.
Kıbrıs’ta yurtta kaldığını söyleyen Celal, yurt ücretlerinin öğrenci dostu olduğunu ancak ev kiralarının çok yükseltildiğini ifade etti. Buradaki evlerin bu fiyatlara kiralanmasının öğrenciyi çok zorladığını belirten Celal şöyle devam etti: “Yurt paraları daha sabit, çok fazla değişmiyor ama ev sahipler ev paralarını kendi fikirlerine göre değiştiriyor, hiç kural tanımıyor. Ayrıca evlere girdiğimizde verdiğimiz depozitoları da çoğu zaman geri vermiyorlar, bir bahane buluyorlar. Ev sahibini tanıyıp güvenmezsen evde kalmak gerçekten büyük sıkıntı olabiliyor”.
İmran Onur Oruç:
“Kıbrıs’ta hayat çok pahalı”
Tıp Fakültesi öğrencisi olarak Türkiye’de geldiğini söyleyen İmran Onur Oruç, bunun adadaki ikinci senesi olduğunu belirtti. Kıbrıs’taki kiraların çok yüksek olduğunu savunan Oruç, ev sahiplerinin de çoğu zaman öğrencilere sorun çıkardığını anlattı. Oruç şunları anlattı: “Ben kaporamı önceden yatırdım. Ev sahibi evimde her türlü tadilatı yapacağını söylemesine rağmen geldiğimde hiçbir şeyin yapılmamış olduğunu gördüm. Benim kiram nispeten uygun ama ben uygun bir ev bulabilmek için normal bir öğrenciden çok daha erken adaya gelmek durumunda kaldım çünkü öğrencilerin gelmesine yakın tüm ücretlerde inanılmaz bir artış oldu. Zaten öğrenci olduğumuz için çok lüks evler beklemiyoruz ama kiraların da bu kadar yüksek olması normal değil. Kıbrıs’ta zaten hayat çok pahalı. Adanın sosyal hayatı çok güzel ama dışarıda yemek yemek, gıda alışverişi yapmak ekonomik olarak çok zor”.
Ulaşımın da çok büyük sıkıntı olduğunu dile getiren Oruç, yetersiz taşıma olmasından dolayı servislerin tıklım tıklım olduğunu ve öğrencilerin COVID şartlarında ‘üst üste’ seyahat etmek zorunda kaldığını söyledi. Gece 12’de sokağa çıkma yasağının olmasının da anlamsız olduğunu belirten Oruç şunları söyledi: “Ben buraya geldiğimde ders sonrası kütüphanede kalıp çalışacağımı düşünmüştüm ancak gece sokağa çıkma yasağı olması beni çok kısıtlıyor. Kütüphaneler de bu yasaktan dolayı 8’de kapanıyor. Benim dersim zaten 5’te bitiyor, bir şeyler yiyip çalışmaya oturana kadar saat 6 oluyor, 8 gibi de kütüphane kapanıyor. Bu da bizi çok sınırlayan bir şey ve yaşadığımız bu sorunlarla ilgili çoğu zaman muhatap bile bulamıyoruz, bu durum çok üzücü”.
Heba Gharaibeh:
“Aşılılardan ayda 1 Antijen istenmeli”
Yüz yüze eğitimin iyi bir karar olduğunu söyleyen Heba Gharaibeh, Kıbrıs’a Dubai’den geldiğini ve İç Mimarlık öğrencisi olduğunu söyledi. Kıbrıs’ı sevdiğini söyleyen Gharaibeh, her şeyin çok pahalı olmasından ise şikayetçi olduğunu belirtti. Gharaibeh şöyle devam etti: “Ben Gönyeli’de 2+1 bir dairede arkadaşımla kalıyorum ama evler çok pahalı, öğrenciler için hiç uygun değil. Ayrıca marketlerdeki fiyatlar da çok yüksek. Kıbrıs’ın fiyatları genel olarak öğrenciler için uygun değil”.
Gharaibeh adaya gelirken karantinaya girmek zorunda kalmadığını ancak Antijen testini yaparken sıkıntılar yaşadığını da aktardı. İsmini sistemde bulamadıkları için birkaç kez art arda test yaptırması gerektiğini ve sonucun gelmesi için saatlerce beklemek zorunda kaldığını söyleyen Gharaibeh, “benim için çok uzun ve zorlu bir süreç oldu” dedi. Kendilerinden 7 günde bir Antijen istendiğini ancak test yapımında kolaylık sağlanmadığını da belirten Gharaibeh, testlerin daha nadiren yapılması gerektiğini savundu. Gharaibeh, “zaten buraya gelene kadar birçok zorlukla karşılaştık. Bu yüzden en azından çift aşılı kişilerden ayda bir antijen istemeleri gerekiyor. Hafta bir antijen yapmak işimizi daha da zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.
Baha Tekcan:
“Marketlerdeki fiyatlar çok yüksek”
Adaya Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü için Türkiye’den geldiğini belirten Baha Tekcan, gelirken bir sıkıntı yaşamadığını ancak burada birtakım zorluklarla karşılaştığını söyledi. Özellikle kiraların çok yüksek olduğunu savunan Tekcan şunları söyledi: “Ben tek başıma evde kalıyorum ama kiram oldukça yüksek. Zaten Lefkoşa içinde uygun ev bulamadığım için Dikmen’de ev tuttum ancak orada da kiralar yüksek. Bana göre yurt fiyatları da çok uygun değil, bu yüzden evde kalmak daha mantıklı geldi. En azından ev sahibi bana yardımcı oldu, eşyaları yeniledi. Bu konuda şikayetim yok ama zaten kira dışındaki fiyatlar da çok pahalı. Marketlere gittiğimizde 300 TL’de aşağıya çıkamıyoruz, bu da öğrenciler için uygun bir miktar değil”.
Damla Yülek:
“Test kuyrukları çok uzun”
Tıp Fakültesi öğrencisi olduğunu söyleyen Damla Yülek, Kıbrıs’a Türkiye’den geldiğini ve çift aşılı olduğu için adaya girişte bir sıkıntı yaşamadığını anlattı. Sadece PCR testi ile giriş yaptıklarını belirten Yülek, burada da 7 günde bir test istendiğini ancak bunun kendileri için biraz sıkıntılı bir süreç olduğunu dile getirdi. Yülek şunları söyledi: “Antijen testlerinin sıraları çok uzun oluyor bu yüzden biz ilkini ücretli yapmak zorunda kaldık. Ayrıca ücretsiz Antijen için Adapass şartı da vardı ve biz erken gitmemize rağmen Adapass için de çok uzun bir sıra vardı. Bir sonrakini ücretsiz yapacağımızı umuyoruz”.
Kıbrıs’ta yurtta kaldığını da söyleyen Yülek, kendisinin şanslı olduğu için uygun bir yurt bulduğunu ancak birçok yurdun daha yüksek fiyatlara öğrenci kabul ettiğini belirtti. Ev kiralarının sterlin ya da dolar üzerinden olmasının da kötü bir durum olduğunu ifade eden Yülek, “ev tutmaya karar verirsem TL üzerinden kiralanan evleri tercih edeceğim, dövizin artışına göre ev kiramın yükselmesini istemiyorum” şeklinde konuştu.
Adadaki diğer alışveriş giderleriyle ilgili de konuşan Yülek şunları aktardı: “Ben Türkiye’nin çok büyük bir yerinden gelmediğim için bana buranın marketleri pahalı geliyor. En azından bazı uygun fiyatlı market zincirlerinin burada olmaması bizim için sıkıntı yaratıyor. Belki askeri kantin ya da çarşı içindeki bazı yerler daha uygun ancak buradaki öğrencilerin ulaşım sorunu da olduğu için uzak bir yere giderken vereceğimiz parayla uyguna alacağımız ürün yine pahalıya gelmiş oluyor. Bunun dışında bazı yemek yerleri dışında cafe ve restoranlarda çok aşırı bir pahalılık olduğunu düşünmüyorum. Türkiye ile benzer fiyatlar var. Ayrıca Kıbrıs’ın sosyal hayat olarak da öğrenciyi tatmin eden bir yer olduğunu düşünüyorum”.
İzgi Tülek:
“Türkiye’deki bazı yerlerden çok farklı değil”
Türkiye’den Tıp Fakültesi’ne gelen İzgi Tülek, Türkiye’deki önyargılardan dolayı Kıbrıs’taki pahalılığın daha fazla olacağını düşündüklerini ancak ücretlerin beklentilerinden düşük olduğunu söyledi. Tülek şunları anlattı: “Ben Kıbrıs dışında okusaydım da Ankara ya da İstanbul’da olacaktı. Bu bölgeler de Kıbrıs kadar pahalı yerler, o yüzden burada çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Benim gördüğüm market fiyatları da Türkiye (en azından İstanbul ve Ankara) ile neredeyse aynı. Sadece yeme içme sektörü, restoranlar öğrencilerin bütçesine göre biraz daha pahalı ama onlar da çok uçuk rakamlarda değil”.
Emeka Chukwuezi:
“Hükümet öğrenciyi düşünerek hareket etmeli”
Adaya yüksek lisans yapmak için Kasım 2020 yılında Nijerya’dan geldiğini ve o dönemden sonra tekrar ülkesine dönmediğini söyleyen Emeka Chukwuezi, o dönemde karantina şartlarının şimdiki gibi olmadığını, hükümetin kendilerine daha çok destek verdiğini dile getirdi. Şimdi durumun biraz değiştiğini, artık yeni, gelenlerin yüksek karantina ücreti ödediğini söyledi. Öte yandan Kıbrıs’taki genel yaşamında oldukça pahalı olduğundan yakınan Chukwuezi şunları aktardı: “Bizler öğrenciyiz. Bu kadar yüksek fiyatlar öğrenciler için hayatı daha da zorlaştırıyor. Özellikle kiralar çok pahalı. Bizlerin burada iş bulması da çok kolay değil. Ben evde kalıyorum ve ödediğim kira çok yüksek. Bunun çok yanlış olduğuna inanıyorum. Kıbrıs öğrencilerin sıklıkla tercih ettiği bir üniversite ülkesi ve devletin de bunun farkında olarak hareket etmesi, fiyatları öğrencilere uygun bir şekilde belirlemesi gerekiyor. Buradaki öğrencilerin yurtdışından gelen insanlar olarak devletin desteğine ihtiyacı var. Bu ülkeye gelen her öğrenci aynı maddi yeterliliğe sahip olmayabilir, bu yüzden hükümetin bu farklılıkları da düşünerek, herkes için uygun olacak ücretler koyması gerekiyor”.
Arinsu Kürekçi:
“Ulaşım büyük dert”
Türkiye’den gelen Diyetisyenlik öğrencisi Arinsu Kürekçi, bu dönemde Kıbrıs’a gelmenin çok zor olduğunu savundu. Çift doz aşılı olduğunu söyleyen Kürekçi Kıbrıs’ta sadece aşının yeterli olmadığını, gelirken de adada da sürekli PCR testleri sorulduğunu ve bunun kendilerini zorladığını söyledi. Kendilerinden Adapass uygulaması istendiğini ve bunu aktive etmenin de çok zor olduğunu ifade eden Kürekçi şunları söyledi: “Adapass uygulamasını kullanmamızı istiyorlar ama buna giriş yapmak bizim için çok zor. Gerekli olan birçok doküman var ve bunları tamamlamadan uygulamaya giriş yapamıyoruz. Buradaki birçok yerde de bu uygulama isteniyor ancak belgelerimizi tamamlamamız ve uygulamayı aktive etmemiz de zaman alıyor”.
Burada evde kaldığını söyleyen Kürekçi, kira fiyatlarının yüksekliğinden ve toplu taşımanın eksikliğinden de yakındı. Kürekçi şöyle devam etti: “Ben evde kalıyorum ama kiralar oldukça yüksek. Ayrıca tutacağınız evin de okula yakın olması gerekiyor çünkü ulaşım da bir sıkıntı. Sadece otobüsle ve belirli saatlerde okula ulaşabiliyorsunuz, o saati kaçırdığınız anda taksiye muhtaç oluyorsunuz. Taksiler de sabit bir fiyattan açıldığı için öğrenciyi çok zorluyor. Kısacası ulaşım, ev kiraları, okul giderleri ve ek masrafları toplayınca her ay ciddi bir bütçeye denk geliyor”.
Sosyal hayat konusunda memnun olduğunu söyleyen Kürekçi, adada öğrencinin kafa yapısına uyabilecek mekanların bulunduğunu söyledi.
Sude Kor:
“Maddi olarak öğrenci dostu değil”
Adaya gelirken birçok aksaklık yaşadığını aktaran Sude Kor, normalde ‘HealthPass’ diye bir uygulama indirdiğini ancak adaya gelişte bu uygulamanın kabul edilmediğini, kendisine zorluk çıkarıldığını belirtti. Şu an için okul içinde bir yurtta kaldığını anlatan Kor, yaşadığı yurttan ve ücretlerinden memnun olduğunu, okuldaki servislerle de ulaşımını yeterli ölçüde sağlayabildiğini dile getirdi. Market fiyatlarını ise pahalı bulduğunu aktaran Kor şunları söyledi: “Kıbrıs’ın alışveriş fiyatları anlamında kesinlikle öğrenci dostu olduğunu düşünmüyorum. Benim gözlemlediğim kadarıyla yiyecek fiyatları ve özellikle de meyve fiyatları Türkiye’ye göre çok daha yüksek”.
Ömer Akın:
“Kıbrıs çok pahalı”
Kıbrıs’ın özellikle öğrenciler için çok pahalı bir yer olduğuna inandığını söyleyen Ömer Akın, özellikle öğrencilerin geldiği bu dönemde birçok kişinin fiyatları bilinçli olarak artırdığını savundu. Şehir içindeki otobüslerin eskiden 4 buçuk TL iken öğrencinin gelişiyle birlikte 6 buçuk TL’ye yükseldiğini belirten Akın, bu adımın çok yanlış olduğunu ifade etti. Akın şöyle devam etti: “Marketler, cafeler, restoranlar gibi öğrencinin gidebileceği birçok yerde fiyatlar çok yüksek. Bunlar öğrencilerin cebini çok zorluyor ve onlar için adada yaşamayı zorlaştırıyor”.