Dün KKTC’nin kuruluşunun 41. yıldönümü idi; anlı-şanlı törenler ve bol atmalı nutuklarla kutlanıldı. Bugünkü KKTC’nin siyasi egemenlerinin keyfi yerinde, siyasi ‘işleri’ tıkırında… Kutlamalarına değer…
Mesela siyasi yolsuzluklar, usulsüzlükler ve dahi rüşvetler gırla; hiçbirinin de yakalanmış suçlusu yok… İhalelerden çirkef kokuları gelir… Bazı ihalelerin çirkef kokusunu saklamak için de ihalesiz alımlar yapılır; bunların kokuları çirkeften de öte…
Nüfusu öyle bir artırmışlar ki, memleketin altyapısı yetmez, hastanesi – okulu yetmez… Gelen yabancıların kayda değer oranı da yolsuz, hırsız, katil ve kiralık katil, uyuşturucu taciri, kaçakçı… İnsan ticaretini yapanlar basit kişiler değil, enim-benim kişiler bulaşmış bu işlere… Fuhuş dam altından çıkmış, sokakta kol gezer… Kumar turizm olmuş, mafyası da etrafta… Artan nüfus var olan nüfusu çok aşmış sayısal olarak ve var olan nüfusun başına iç güvenlik derdi olmuş… Polis yetmez, polis sayısını da artırmazlar; herhalde bugünkü KKTC siyasi egemenlerinin işine gelmez. Başka izahı olan söylesin…
Üniversitelere kayıtlı kayda değer oranda öğrenci üniversiteye uğramaz; ‘eğlence sektörü’ dahil tüm iş sektörlerine kaçak işçi; bazıları da Güney Kıbrıs’a ilticacı… Bazı üniversiteler diploma da ihraç ediyor; parasını öde, diploma kapınızda… 23 aktif üniversite; belli ki ekmek parası için ‘diploma ihracatı’ da yapıyor bazıları; Türkiye’ye, İran’a kadar ihracat yapılmış… Patronlar dışarda, yamaklar yargıda… Ve KKTC siyasi egemenlerinden kimler kimler almış bu diplomalardan… Polis tutuk, tutuklayamıyor; savcılık baştan savmış, uğraşamıyor… KKTC 41 yaşında…
Reçete yolsuzluğu ile Sosyal Sigortalar Kurumu söğüşlenmiş… 20 günlük bebek, mamasına karıştırılan alkol nedeniyle hayata veda etmiş… 41 yaşındaki KKTC’nin siyasi egemenlerinden sorumluluk alan yok… Berdevam… Berdevam da, kendileri hasta olunca kamu hastanelerini değil özel hastaneleri tercih ederler… Faturasını da kamu öder… KKTC 41 yaşında…
Emlak sektörü Kıbrıslı Rumların hışmına uğramış; inşaat sektörü çöküşte… “İmar planını boş verin, yapın da arkanızdayız” dedikleri sektörün yatırımcılarının en büyüğü Güney Kıbrıs’ta hapiste, yargılanmayı bekliyor. Bir gazeteciye “Söyleyin Tatar’a beni unuttu” demiş; demek ki önceleri Tatar kendisini unutmaz, sık sık arardı, hâl hatır sorardı… Sektörün bu sorundan çıkışı için Taşınmaz Mal Komisyonu’nun aktif çalışması, verdiği kararlarda Kıbrıslı Rum mal sahiplerine mal bedelinin ödenmesi gerek… Yıllardan beridir Komisyon’un kararlarını ödeyecek para yok… KKTC’nin siyasi egemenleri şimdilerde taştan su çıkartmaya çalışıyorlar. Okulların depreme mukavim olması için yapılması gereken inşaat işleri için taştan su çıkardılar da ne oldu?! İhale ettikleri işlerin parasını ödemeyip yapılan işleri donuğa soktular… Para var diyorlar ama galiba kayıtta var, kasada yok ki bu rezalet çıktı ortaya… KKTC 41 yaşında…
Güzelyurt ve Girne Hastaneleri… Yılan hikayesi… İhale edilmiş maliyetin kat be katı ödeniyor ama bitmiyor… Kokular da burun kırıyor… 41 yaşındaki KKTC’nin siyasi egemenlerine bu kokular gül suyu kokusu gibi geliyor galiba… Yolların gece aydınlatmaları çalışmıyor; karanlık işlerin yoğun olduğu KKTC’de yollar karanlık… Siyasi egemenler karanlığı seviyorlar herhalde, “Gece yıldızlar altında, ay ışığında romantizm” diyecek kadar saf değil bu halk… Ama siyasi egemenler ‘romantizm’ tercihinde ki karanlıklar bitmiyor… Karanlıklar derken atlamayalım; kara para aklanıyor KKTC’de; emlak sektörü üzerinden aklanıyordu, şimdilerde araba satışları üzerinden de yapıldığı gibi bir hava var… KKTC 41 yaşında…
Ekonomi çökmüş, yurttaşın satın alma gücü eriyor; siyasi egemenler görüyor, biliyor ama gaile gibi bir hissiyatları yok… Laf bol, fiyatları denetleyecek diye atıp tutma bol; icraat yok… Eğitim çökmüş, öğretmen eksik, okul binaları eksik ve yetersiz; ders kitapları da Türkiye’de “Türkiyece” basılıyor… Narenciye dalında kalır, harnup toplandı ambarda kalır, bir zamanlar ihraç edilen patatesin Suriye’den kaçağı gelir… Et kaçakçılığı olağan olmuş… KKTC 41 yaşında…
41 yaşındaki KKTC’nin siyasi egemenleri başka dertte… Koltuğa kim oturacak, oturanın ayağı nasıl kaydırılacak?! Bir meclis başkanını kendi aralarında anlaşıp seçemediler, yasa dışılıkla bir görevlendirme yapıldı… Demokrasi katledildi, demokrasiyi korumak için eylemli mücadele edenleri “Su attı, olur mu hiç?!” diye eleştirip ayıp örtmeye, prim yapmaya çalışıyorlar. Geçersiz oyları geçerli saymayı yutturmaya çalışırlar, direnç görünce de “Ama o da bana su attı” çocukluğuna yaratlar… Kimler?! 41 yaşındaki KKTC’nin siyasi egemenleri… “Sonsuz kadar KKTC” diyenler… KKTC 41 yaşına basınca çok açıkça belli oldu bunu niye söyledikleri…
KKTC… 41 yaşında… Halsiz, takatsiz… Cılız, hasta… Yapısı kırık dökük… Suni teneffüsle yaşıyor; suni teneffüsü de anası yapıyor… Yaparken de anası “Dediklerimi yapmazsan suni teneffüsü keserim” diyor. Ne imiş dedikleri?! “Değişeceksin, değiştireceksin” diyor… Eğitim sistemini dinci niteliğe değişeceksin, yargı sistemini siyasete açık olarak değiştireceksin, nüfusunun demografik yapısını değiştireceksin, adını değiştireceksin, alfabeni değiştireceksin, beğenmediğim parti başkanını ve bakanını değiştireceksin, benim yurttaşım olan doktorların, mimar ve mühendislerin ve dahi tüm iş insanlarının senin yurttaşın gibi meslek icra etmesine engel olan düzenlemeleri değiştireceksin diyor… 41 yaşındaki KKTC’nin siyasi egemenleri de emir eri gibi değiştirme gayretinde…
KKTC 41 yaşında… Bu KKTC’ye 41 kere maşallah diyebilecek olan varsa beri gelsin…