Kırmızı bisikletiyle “kaybedilen” genç…1

Sevgül Uludağ

 

Her şey sevgili arkadaşımız Katerina Antona’nın 1963-1974 “kaybı” Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’a yönelik FACEBOOK’ta bir “Kayıplar” sayfası açmasıyla oldu… Katerina’nın genç kardeşi Hristakis Antona 1974’ten “kayıp”tı ve ondan geride kalanlar, başka “kayıplar”la birlikte Ayakebir’de (Dilekkaya) bir kuyuda bulunmuştu Kayıplar Komitesi’nin kazılarında…

Ancak Katerina, kardeşinden geride kalanların bulunup onu defnettiği halde, başka “kayıplar” için çaba göstermekten geri durmadı. O bu toprakların “tanınmayan” kahramanlarından birisidir – başkaları için yaşamı daha çekilir kılabilmek için o ekstra adımı atabilen, bu adımı atmayı seçen bir insandır… Başkalarından farklı olarak tüm çocuklarımızın daha iyi bir geleceğe sahip olması için ileri adımlar atmakta tereddüt etmez… İşte bu nedenle “kayıplar”la ilgili bir Facebook grubu kurdu ve bunu yürekten, bu toprakların sade bir yurttaşı olarak, insancıl bir görev olarak yaptı… Bunu yapmak için ne “fon” aldı, ne de “proje parası” – tümüyle gönüllü olarak yaptı bunu, insancıl bir hareket olarak… Çevrenizde böylesi şeyler yapan kaç kişi tanıyorsunuz?

Böylece Katerina’nın “kayıplar”la ilgili Facebook sayfasında elimizdeki bilgileri, haberleri ve makaleleri paylaşıyoruz ve işte 1964 yılında kırmızı bisikletiyle birlikte “kaybedilen” genç bir Kıbrıslırum’un, Kipros Kiprianu’nun öyküsüyle de Katerina’nın bu sayfasında karşılaşıyorum…

Katerina, özellikle bu “kayıp” gencin öyküsüne dikkatimi çekiyor ve bu “kayıp” şahsın abisi Andreas Kiprianu’yla temasa geçmemi öneriyor…

Böylece Andreas Kiprianu’yla buluşmayı kararlaştırıyoruz…

Andreas Kiprianu 1938 yılında Musullita köyünde (şimdiki adı Kurudere) dünyaya gelmiş – küçücük bir Mesarya köyüdür bu… Andreas önce ticaret lisesi’ne devam etmiş, daha sonra bu ticaret lisesi, normal bir liseye dönüşecekmiş. Bu lise Lefkoşa’da olduğundan, Pallaryotissa’daki ninesinin evinde kalıyormuş ve her haftasonu köyüne, ailesine gidiyormuş.

1954-55 yılında mezun olmuş ticaret lisesinden ve o günlerde CYTA’nın işçi alacağını duyunca hemen başvuru yapmış…

Bir sınava tabi tutulmuş ve telefon santralarını kurma konusunda kurs verilmiş kendisine… Böylece adamızın her tarafında telefon santraları kurma, bunların hatlarını çekme, bunları kontrol etme ve tamir etme işine girişmiş.

1956’da CYTA’da çalışmaya başlamış – o zamanlar CYTA, İngiliz idaresindeymiş ve telsiz işleri de yapmaktaymışlar.

Andreas beş erkek çocuktan birisiymiş ailede… Babası Kostas Kiprianu aslen Pirga köyündenmiş ve Musullitalı Agathi ile evlenerek Musullita’ya yerleşmişler. Beş çocukları olmuş, tümü erkekmiş: Andreas, Panayiotis, Sotiris, Kipros ve Kiriakos…

Kıbrıslıtürkler için kurdukları son telefon santralını Girne’ye kurduklarını, bunun 1962-63 yıllarında olduğunu hatırlıyor Andreas…

“Lapta’da, Ayios Epihtitos’ta (Çatalköy), Kitrea’da (Değirmenlik), Lefkonuk’ta, Yialusa’da (yeni Erenköy), Dipkarpaz’da ve Baf’ta telefon santraları kurduk” diye anlatıyor… “CYTA’nın Toyota marka bir arabacığı vardı, ekibimle birlikte telefon hatları kurmaya, telleri çekmeye, bunları kontrol etmeye, tamir etmeye giderdik… Sonra da santralı oradaki etkililere devredip oradan ayrılırdık… Poli’de de çalışmıştık” diye anlatıyor.

Kardeşi Kipros Kiprianu, 3 Şubat 1964 tarihinde “kayıp” olmuş.

Kipros o günlerde henüz 18 yaşında bir gençmiş, Mağusa’daki liseden mezun olup Lefkoşa’ya iş bulmaya gelmiş… Pallaryotissa’daki nineleri vefat etmiş olduğu için Lefkoşa varoşlarındaki Latsia bölgesine evlenip orada evi olan Andreas’la kalmaya geliyormuş… Birkaç gün kardeşi Andreas’la kalıp, sonra otobüsle köyü Musullita’ya dönüyormuş…

Ve Kipros bir gün “kayıp” olmuş…

Kipros, “kayıp” olduğu gün, abisi Panayotis’in Ermu Sokağı sonundaki tuhafiye dükkanına gitmiş – bu dükkan eski Olimpiakos binası yakınındaymış… Kipros bir arkadaşıyla buluşmuş ve abisinin dükkanına, bisikletini ödünç almak için gitmişmiş…

Kipros’un arkadaşı Theodoros, o gün polis olmak için sınava girecekmiş ve Kipros’tan kendisiyle birlikte gelmesini istemiş. Sınav, Lefkoşa’da Baf Kapısı’nda yapılacakmış… Baf Kapısı polis istasyonunda imtihana girmiş Theodoros, Kipros’a da “Çok sürmez, beni burada bekle” demiş…

Andreas’a göre Kipros belki de Baf Kapısı’ndan bisikletiyle Türk tarafına geçmiş… Kipros’un bilmediği o gün dört Kıbrıslırum polisin, bazı Kıbrıslıtürk polisler tarafından Chappa Binası’nda (şimdiki adı Çapa binası) yakalanmış olmasıymış… Chappa Binası, Baf Kapısı yakınında bulunuyor, buradan alınan bazı Kıbrıslırum polislere Lefkoşa polis merkezinde işkence yapıldığı ve bir süre orada tutuldukları hakkında yıllar sonra ben de okurlarımın anlattıklarından bilgi edinmiştim… Yani bu bölgede meydana gelen bu olaylardan bihaber olan Kipros da bu bölge çevresinde “kayıp” edilmişti…

DEVAM EDECEK