O dönemler adayı kasıp kavuran bir takımdı Liverpool. 1987-88 sezonunu hem Lig hem de Federasyon Kupası şampiyonu olarak bitiren ekip, 88-89 sezonuna da aynı hedefler ile başlamış, Kenny Dalglish’in oyuncu-menajer olarak görev yaptığı senede rakiplerin korkulu rüyası olmayı hedefliyordu. Her şey güzel başlamıştı aslında. Ligde şampiyonluğu kovalayan Liverpool, 15 Nisan 1989’da tarih kitaplarına kulübün en kara günü olarak yazılacak bir maça çıkıyor, Hillsborough’da oynanan Nottingham Forest – FA Kupası yarı final maçındaki olaylar nedeni ile 96 Liverpool taraftarı feci şekilde can veriyordu. Yazıya dökeceğimiz maç bu maç değil, aslında bu maçın hemen bir hafta sonrasında oynanmak üzere planlannmış Liverpool-Arsenal maçı.
Bu olay nedeniyle maç ertelenmiş, günü açıklanacak ileri bir tarihe alınmıştı. Maça geçmeden biraz daha o sezondan bahsedelim. Arsenal sezonun uzun bir bölümünde ligi lider götürmeyi başarıyor, hatta 1989 yılının başında Liverpool’a karşı farkı bir ara 15 puana kadar çıkarıyordu. Fakat daha sonra form grafiği düşen ekibe 1 Ocak tarihinden sonra hiç mağlup olmayan Liverpool yetişmeyi başarıyor, son 2 maçta 1 puan alabilen Arsenal’a karşı 2 maçını da kazanan Liverpool, fikstür sonunda öne geçmeyi başarıyordu.
Bu dönemde FA Kupası finalinde Everton’u 3-2 mağlup eden Liverpool, kupayı 2. kez üst üste müzesine taşırken, lig şamiyonunu ise belirlemek üzere geriye sadece bir tek maç kalıyordu, Anfield Road’da oynanacak Liverpool-Arsenal karşılaşması. Liverpool bu maçı da alması halinde 2 sezon üst üste duble yapmış olacak ve tarih kitaplarındaki yerini alacaktı. Son maç öncesi Liverpool, Arsenal’ın 3 puan önünde yer alırken, aradaki averaj farkı ise +2 olarak Liverpool lehineydi. Yani şampiyon olabilmek adına Arsenal’ın 2 farkla maçı kazanması gerekiyordu. Liverpool ekibinin formu göz önüne alındığında, kendi sahalarında böyle bir sonucu kimse ihtimal dahiline bile almıyordu. Kadrosunda bulundurduğu Grobelaar, Alan Hansen, Ray Houghton, Ronnie Whelan, John Barnes, Aldridge ve Rush gibi isimlerle sahaya çıkan Liverpool’a karşı, David O’Leary, Michael Thomas, Tony Adams, Alan Smith gibi nispeten daha mütevazi bir kadroya sahip Arsenal sürpriz peşinde olacaktı.
Maça iki takım da çok temkinli başlamıştı. Sahaya 5-4-1 gibi bir diziliş ile çıkan Arsenal’ın bu mentalitesi aslında mantıklı değildi, gol isteyen taraf onlar olmalıydı. İlk yarıda fazla bir pozisyon yaşanmazken, 32. dakikada sakatlanan Ian Rush’ın yerine oyuna Peter Beardsley dahil oluyordu. İkinci yarıya hızlı başlayan Arsenal, 52. dakikada bulduğu frikik sonrası gelen ortada Alan Smith ile golü buluyor ve tüm Liverpool tribünlerinde soğuk duş etkisi yaratıyordu. Endirekt serbest vuruş olduğundan, Liverpool oyuncularının hakeme Alan Smith’in topa müdahalesi olmadığı yönünde itirazları sürerken, hakem çoktan orta noktaya koşmuştu bile. Bu dakikadan sonra ataklarını sıklaştıran Arsenal, bir anda 4-4-2 dizilişine dönerken, oyuncu değişiklikleri ile daha atak bir görüntü sergilemeye başlıyordu. 74. dakikada kaleci ile karşı karşıya golü kaçıran Arsenal tarafı, rakibine kontratak şansı veriyor, bu şansı ise Liverpool gole çevirmede etkisiz kalıyordu.
Maçın 90. dakikasında TV kameraları Liverpool’un orta saha oyuncusu Steve McMahon’u yakın plan alırken oyuncu arkadaşlarına 1 dakika kaldığını işaret ediyordu. Maç böyle bittiği takdirde Liverpool şampiyon olacaktı. Verilen 3 uzatma dakikasının 2.’sinde, Arsenal son atağını gerçekleştirme şansı buldu. Arsenal kalecisi Lukic’in uzun vuruşunda topla buluşan Lee Dixon, aynı şekilde topu ileriye gönderiyor, topu kontrol eden Alan Smith ise gerilerden gelen Michael Thomas’ın önüne yuvarlıyordu. Karşı karşıya kaldığı pozisyonu gole çeviren Thomas, adını tarih kitaplarına yazdırmayı başarıyordu. Son saniyede 2-0 öne geçen Arsenal, kalan 25 saniyeyi de tamamlıyor ve şampiyon oluyordu. İki ekip de ligi aynı puan ve aynı gol averajı ile bitirdiğinden, rakibinden sezon boyunca 8 gol daha fazla atan Arsenal kupayı alıyordu.
Enteresan bir şekilde Cuma gecesi oynanan bu karşılaşmayı yaklaşık 8 milyon insan televizyondan takip etmişti. 1999 yılında ise Channel 4’ün yaptığı Top 100 Greatest TV Moments listesine 60. sıradan giriş yapan maç, ünlü yazar Nick Hornby’nin Fever Pitch isimli kitabında da kendine yer bulmuş, bu kitap aynı zamanda 1997 yılında beyaz perdeye aktarılmıştır.
Maç sonrası Liverpool taraftarlarının sahada kalıp Arsenal’ı alkışlaması da, Hillsborough faciası sonrası bazı şeylerin değişmeye başladığının göstergesi olmuştur adeta. Bu karşılaşmayı da “futbolun reputasyonu geri döndü” şeklinde yorumlayanlar ile beraber, “futbolun İngiltere’de yeniden doğduğu gece” olarak görenler de vardır. Bu maç, geçtiğimiz sezon son saniye Manchester City’nin kazandığı şampiyonluktan bile daha dramatik bir şekilde sonlanmıştır aslında. Belki de Liverpool’un laneti o zamanlar başlamıştır filizlenmeye.