Şaşırdılar!
Dün yine Ersin Tatar’ın ahbapları bana ve Ali Kişmir’e “hain” dedi...
Amaç, Tatar’ın Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı tarafından çamaşır gibi yıkanıp ipe serilmesi meselesinde hedefi şaşırtmak aslında...
Ama çok komik oldular...
-*-*-
Diyorlar ki, YÖDAK konusunda Tatar’ı eleştiriyormuşuz!
E tabii ki!
Annemi mi eleştirelim?
YÖDAK paramparçadır, Turgay Avcı ile ilgili çeşitli iddialar vardır ve bu konuda Tatar sessizdir...
Ya Avcı’ya sahip çıkmalıdır ya da iddialara bakıp, görevden ayılmasını talep etmelidir...
Sorumluluk Tatar’a aittir...
-*-*-
Kaldı ki, Tatar’ın gazetecileri, “Serhat”ları büyük ölçüde karıştırmış durumdadır...
Mesela ben Avcı’nın diploması ya da şusu busu ile ilgili hiç bir şey yazmadım... Bu konuda açıklama da istemedim. Sadece Tatar’ın bu konuyu temizlemesi sorumluluğunu hatırlattım çünkü YÖDAK çok önemlidir...
Ama bu konuda en sert açıklamaları yapan, DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar’dır...
-*-*-
Ve yine Tatar’ın gazetecileri diyor ki, “İncirli ve Kişmir susmazsanız, birilerinin başına gelenler sizin de başınıza gelecek...”
Açık tehdit!
Polis mi?
Polis “genel müdürsüz”, umurları değil!
Bizi korumaktan sorumlu GKK mı?
“Hainiz, ondan eminler...”
-*-*-
“Birilerinin başına gelenler...” derken, ne bileyim acaba Kutlu abi veya Halil Falyalı’dan mı bahsettiler?
Sedat Peker, demişti ya “Kutlu Adalı’yı öldürecektik...”
-*-*.
Aynı Peker başka ne dedi biliyor musunuz?
Daha geçen gün, “... ölsem de elimdeki videoları yayınlayacağım...”
-*-*-
Ben de diyorum ki, “teknede sevişirken videosu olanlar korksun!”...
Kişmir’e sordum, “videon var mı?”, “yok” dedi...
Benim de yok!
-*-*-
Haaaa bu arada belirtelim, ahbapları da Tatar gibi kıçlarına benzin damlatılmış kedi misali “miyaaaav miyaaaav” diye bağırıp, sağa sola saldırmaya devam ediyor...
Bizi ölümle tehdit ettikleri gazetenin sür manşetinde de Tufan Erhürman’a saldırıyorlar...
Ve özetle diyorlar ki Erhürman’a, “... Sen katilerle (Rumlarla) masaya mı oturmak istiyorsun?”...
Oysa bu kardeşler, unutuyorlar ki, Rum katiller dedikleriyle daha önce masaya oturanlar arasında Rauf Raif Denktaş ve Dr. Derviş Eroğlu da var...
Talat ve Akıncı’yı geçtim, onlar da haindi de acaba Tatar kardeşe soruyorum; Derviş beyle Rauf bey de mi haindi?
-*-*-
Ve ekliyorum; “İstifa et, dön Londra’ya... Bol bol don satın al... Neymiş, şehit mezarlarıymış... Sana ne mezarlardan, mis gibi Londra... Hade bye bye...”
-*-*-
Son bir not da GKK’ya...
Bizi ölümle tehdit etmişler, eminim sizler için gayet normal çünkü hainiz de Sayın Komutanım, Tatar askerlik yapmadı, bir kaç günlüğüne de olsa, çağırın, bir çavuş üniforması giydirin, 81’lik havanın yanında iki kare de fotoğraf çektirsin...
En azından ileride sanal alemde fotoğraf paylaşırken, üniformalı fotoğrafları da olur...
Neden Süleyman Uluçay?
Ersin Tatar, Anayasa’ya aykırı bir şekilde, Mağusa’da resmen UBP amigoluğu yapıyor, ev ev dolaşıp, kendi adayına oy istiyor...
Ne diyor oy isterken?
“Milli davamız, milli davamız...”
-*-*-
Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, bu “milli dava, bayrak, vatan, şehit” söylemlerinin ne anlama geldiğini geçtiğimiz gün Tatar’ın yüzüne vurdu...
-*-*-
Tatar’ın dizi filmi, sezonu tamamlamadan kesinlikle bitecek...
Ya kendi “istifa edecek”, ya da birileri “haydi canım, naş naş” diyecek!
-*-*-
Ama Mağusa’da Tatar’ın ve UBP’nin adayının söylemleri de komiktir...
Bırakın “milli dava” dangalaklığını; bu kişi sürekli olarak çok iyi maddi kaynak bulabileceği yalanına başvurmaktadır.
Aynı kişi, DAÜ’yü sadece bu yıl 300 milyon TL ve toplamda 2 milyar TL batağa sürükleyenlerin başındadır... Para bulabilseydi, maddi kaynak bulabilseydi, DAÜ batmazdı...
-*-*-
Mağusalı’nın Pazar günü bir tek seçeneği vardır, Süleyman Uluçay...
Mesela bu kadar basittir...
Tutamayacağı sözleri vermeyen, yapamayacağı işlerle öğünmeyen, bizden, içimizden biridir Süleyman Uluçay... Ve “doğruluğuyla, dürüstlüğüyle, dostluğuyla” kesinlikle tek doğru adrestir...