Demokrasiye müdahalenin
daha açığı nasıl olur?
“Türkiye’den sayın Bakanlar Beşir Atalay ve Binali Yıldırım geliyor. Pazartesi günü 4-5 gazeteci ile Palm Beach Otel’de bir kahvaltıda bir araya gelmek istiyorlar, sizi de bekliyoruz.”
Böyle bir davet gelmişti, Cuma akşamı, Ekonomi Bakanlığı’ndan. Gündemi sorduğumuz zaman “ekonomik program” denmiş, “Başbakan İrsen Küçük ve bazı bakanlarımız da katılacak” diye eklenmişti… Meğerse “büyük bir gösteri” hazırlanmış, bize de, rol verilmişti, anlamamıştık…
Palm Beach Otel’e gidince gördük ki, K.T Ticaret Odası, K.T Sanayi Odası gibi örgüt temsilcilerine de, bize söylenenin bir başka şekliyle davet yapılmış: “Sayın Bakan Beşir Atalay, birkaç ekonomi örgütünün yöneticisi ile kahvaltıda bir araya gelecek…” Oysa… Bir baktık ki, 50’den fazla siyasetçi-gazeteci-örgüt temsilcisi-teknik heyet temsilcisi-uzman-büyükelçi-bakan buluştuk.
“Gösteri”nin adına, “UBP Kurultayı’na Yönelik Basın Toplantısı” denmesi şık olmayacağı için “Ekonomik Program” demişler. Yoksa “Ekonomik Program” için imzalar atıldıktan 70 gün sonra böylesi bir toplantı da neyin nesi?
İlginçtir, sanırım ilk kez (tarihte ilk kez mi, bilemiyorum) Türkiye’den yapılan “resmi” bir ziyarette, Cumhurbaşkanı ‘es’ geçiliyor!..
Ekonomi Bakanı Sunat Atun toplantının “sunuculuğunu” yaptı… İlk detaylı açıklama Türkiye Teknik Heyeti’nden sunuldu, ikinci açıklama KKTC… Bu sırada Sunat Atun uyardı, “Sayın müsteşarım acele edelim, program aksamasın!” Tabii tekrar tekrar vurgulandı, “Bu Ekonomik Program KKTC’de hazırlandı” diye…
Doğrusu, bir ülkenin “demokratik iradesi”ne daha açık bir müdahale nasıl olur, nasıl olabilir diye merak ediyorum. Herhalde, biri gelir, doğrudan ‘sandıkları’ açar ve ‘oyları’ değiştirir… Öncesi, budur… Türkiye’den bir bakan, yanına, 6 gün sonra partisinde ‘KURULTAY’da yarışacak başkanı da alıyor ve diyor ki: “Bir genel başkanın başbakanken değiştirilmeye kalkışılması durumunda ekonominin etkilenmesi beklenir. İktidar partilerinde genel başkan değişimi daima bunu etkiler. Ben hatta yine de hafif geçti diyorum.”
Beşir Atalay, Türkiye Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı olarak “daha ağırı da olabilir” diyor!.. Ne demek, “hükümetteki” bir partinin genel başkanını değiştirmek istemek (!) Oldu mu ya şimdi…
Tabii, toplantıda başka çelişkiler de var. Örneğin, Beşir Atalay diyor ki, “Program başarıyla uygulandı. Özel sektörde ciddi gelişim var…” Bakan Atalay bunları söylerken, son 3 ayda kamuya yaklaşık 400 istihdam yapılıyor, bu istihdamların % 70’i özel sektörden ayrılarak, farklı bakanlıklarda işe başlıyor (!)
“2010-2012 yılları arasında uygulanan birinci 3 yıllık ekonomik programa bakıldığında oldukça iyi gelişmelerin bulunduğunu” anlatıyor Bakan Atalay… Acaba nereden bakıyor, nasıl görüyor ve hangi ülkeden söz ediyor?
“Hükümet programı başarıyla gerçekleşti” diyor Atalay, İrsen Küçük ve tüm bakanları göğsünü kabartıyor…
Bu ilginç “gösteri”de tek söz alan ve konuşan K.T Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, “ekonomik program”ı desteklediklerini, ancak, önümüzdeki iki senenin “seçim dönemi” olduğunu belirterek, “Ekonomik Program kadar Siyasi Program da önemli. Acaba bu seçim dönemlerinde ekonomik program uygulanacak mı, endişelerimiz var” diyor… Atalay, “Biz Türkiye’de seçim ekonomisi uygulamadık, başarılabilir” diye yanıtlıyor endişeyi… İrsen Küçük de programı “kararlılıkla” uygulayacağını söylüyor… Bir yandan da “seçim” istihdamları, kredileri, yurttaşlıkları sürerken…
“Özelleştirme”nin başarılarına ayrıca dikkat çekiliyor… “Siyasi istikrar”ın altı çiziliyor… Tarımda, turizmde, ekonomide, yüksek öğrenimde… Genel olarak hizmet sektörlerinde ne kadar “önemli mesafeler alındığını” dinliyoruz… Herkesin “ekonomideki gelişmeden” daha çok pay almaya başladığı anlatılıyor… Şaşırıyorum… “Ben mi bir başka ülkede yaşıyorum yoksa birileri bu kadar mı yanıltıyor bu insanları” diyorum kendi kendime… Yoksa, “bu kadar mı safız”, acaba…. Dinliyoruz… Sabah sabah ‘masal’ gibi geliyor (!)
(Mağusa’nın Maraş bölgesinde bir kahveye gidilmiş daha sonra… Türkiye’den adaya gelen kesimlerin sorunları dinlenmiş… İzlemedim, sadece gelen bilgiler bu yönde. Yine organize bir toplantı, düzenlenmiş, özellikle Türkiye kökenli kesimlere yönelik. Yeni yurttaşlıklar, destek kredileri falan konuşulmuş… Burada, ‘kurultaya müdahele’ye karşı kimi eleştiriler de olmuş.)
Mağusa’daki Palm Beach Otel yenilenmiş, güzel de olmuş… Bir otel binası var, bir de ‘casino’… Toplantı salonu “Casino” bölümünde ayarlanmış… Yani bir duvar ötede rulet masaları var… İlginç bir ‘ironi’ oldu doğrusu, Kıbrıs’ın kuzeyine “İlahiyat” fakülteleri ve “külliye”yi kazandıran kadro, casinonun önünden yürüdü toplantı salonuna…