KKTC’de, 2024 yılı Ekim ayı enflasyonu, yüzde 3.22 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, (Geçen Ekim’ den bu Ekim’e) yüzde 65.6’ ya ulaştı. Böylece, yılın ilk 10 aylık toplam enflasyonu da yüzde 50.45 olarak gerçekleşti.
Yıllık gıda enflasyonu ise, yüzde 54.62 oranında gerçekleşti. Pahalılık, dar gelirlilerin , mutfak masraflarını bile karşılamasını mümkün kılmıyor.
Ekim ayında, bir önceki aya göre en yüksek artış, kışlık yeni ürünlerden dolayı, yüzde 22.73 ile Giyim ve Ayakkabı ana grubunda gerçekleşti. Ayrıca, sağlık ana grubundaki bazı mal ve hizmetlerde yaşanan zamlar ve elektrik ücretlerinde yaşanan zam, ekim ayında enflasyonun yüksek çıkmasında etkili olmuştur.
Bunun yanında, açıklanan Ekim ayı verilerinde, En yüksek fiyat artışı gösteren mal ve hizmetler içinde yüzde 240 ile Hastane Yatak Ücreti (Devlet) ve yüzde 101.30 ile Şeker Hastalığı İlaçları oldu.
Türkiye’de ise, Ekim ayı enflasyon oranı yüzde 2.88, yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 48.58 olarak gerçekleşti. Bu ay, bizdeki enflasyon oranı daha yüksek çıktı.Ayni para birimini kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yaklaşık yüzde 17 farktan da görebiliyoruz.
TL kullanmamıza rağmen, yaşanan bu enflasyon farkı, KKTC-TC ekonomik protokol içinde yer almalı ve bütçeye verdiği hasarın telafisi mutlaka sağlanmalıdır.
Asgari ücret artışları ve elektrik zamları, maalesef piyasadaki mal ve hizmetlere aşırı zam olarak yansımaktadır. Oysa, işletmelerin maliyetini, sadece personel ve elektrik giderleri oluşturmamaktadır.
Diğer sabit giderler ve kurlar dengede iken, sadece asgari ücret ve elektrik zammından dolayı, mal ve hizmetlere aşırı zam yapılması herkesi şaşırtmaktadır.Bu konuda mutlaka denetimler yapılmalıdır.
Ülkemizdeki mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede asgari ücreti ve diğer maaşları da eritmekte ve satın alma gücü, maaşlar artsa bile yeniden düşmektedir. Hükümet‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması da pahalılığı yükseltmektedir.
1 Ekimden itibaren, elektrik birim fiyatlarına yüzde 15 oranında zam yapılması da , hem halkın, hemde iş dünyasının ödediği faturaları artırmıştır.Elektrik, önemli bir girdi maddesi olduğu için, piyasadaki tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarında yükselişler görülmüştür.
Üstelik,elektriğe, yıl sonuna doğru bir zam daha yapılması beklenmektedir. Bütün bu zincirleme zamlar, enflasyonu daha da tetiklemektedir.
Özellikle, dar gelirliler ve asgari ücretliler, maaş artışına sevinemeden, ceplerindeki paranın önemli bir bölümünü zamlarla kaybetmişlerdir.
Elektrik zamları, halka daha az yansıtılmalı, yapılacak zammın bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Böylece, KIBTEK’in daha fazla zarar etmesi de önlenmiş olacaktır.
Yaşanan yüksek enflasyon artışları, hayat pahalılığı ödeneğini de yükseltmektedir. Bu da, devletin ve belediyelerin bütçe açıklarını artırmaktadır.Nitekim, Eylül ayı sonu itibarıyla, yaklaşık 5 Milyar TL tutarında bütçe açığı oluşmuştur. Yılın bitmesine daha zaman vardır ve 13.maaşlar da ödenecektir. Açığın daha da artması beklenmektedir.
Bütçe açığı artınca, açığı kapatmak için, Hükümet, kontrolündeki vergi, resim ve harçlara zam yapmaktadır. Bu da, enflasyonu yeniden yükseltmektedir.Tam bir kısır döngü hali.
Hükümet, Ülkenin en büyük sorunu olan enflasyon ve pahalılık karşısında çaresizlik içindedir. Enflasyonla mücadelede sınıfta kalmıştır Ekonomideki temel sorunları çözmede başarısızdır.
Meclis Başkanını bile seçememekte, meclisi çalıştıramamakta, yeni doğan ünitesindeki bebeklerle ilgili vahim olayı krize çevirmekte ve yarattığı suni gündemlerle ülkeye zaman kaybettirmektedir.
Hal böyle iken, 2025’te hayat pahalılığı hesaplama yöntemi konusunda bir değişikliğe gidileceğinin Maliye Bakanı tarafından açıklanması, çalışanlara, emeklilere ve asgari ücretlilere daha düşük maaş artışı verilmesinin planlandığını göstermektedir.
Bunun elbette siyasi bir faturası da olacaktır. Bu konuda ısrar edilmemesini öneriyorum.Israr edilmesi halinde, ülke, eylemler ve grevlerle sarsılacaktır.
Bu dönemde en büyük şansımız, akaryakıt ve döviz kurlarında yükseliş olmamasıdır.Bu dengeli seyir nedeniyle, pahalılık ve enflasyon çok daha fazla artmamaktadır. Aksi halde, bir zam ve pahalılık furyası daha yaşayacağız ve enflasyon iyice kontrolden çıkacaktır.