Ülkemizde, 2024 Mayıs ayı enflasyonu, yüzde 3.50 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, (Geçen Mayıs’tan bu Mayıs’a) yüzde 95.37’e ulaştı. 5 aylık enflasyon da yüzde 27.28 olarak gerçekleşti.
Geçen yıl ilk 5 aylık enflasyon, yüzde 19.64, geçen yıl bu dönemdeki yıllık enflasyon ise yüzde 62.61 olmuştu. Görüldüğü üzere, bu yıl enflasyon rakamları, geçen yıla göre çok daha yüksek seyrediyor.
5 aylık gıda enflasyonu da, yüzde 24.30 oranında gerçekleşti. Ülkedeki pahalılık, Mutfaktaki pahalılığa da yansımış durumdadır.
Türkiye’de ise, Mayıs ayı enflasyon oranı yüzde 3.37, yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 75.45 olarak gerçekleşti. Ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’den çok daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki yaklaşık yüzde 20 fark, net olarak göstermektedir.
Kamudaki maaş, emekli maaşları, sosyal sigorta emekli maaşlarına ve asgari ücrete, Mayıs ayı sonunda yüzde 22.98 oranında zam yapılmıştır.
Hatırlanacağı üzere, asgari ücret tespit komisyonundaki görüşmeler sırasında işveren tarafı yüzde 18, Devlet tarafı yüzde 23 ve işçi tarafı da yüzde 27 zam önermiş, daha sonra İşçi tarafı ile devlet tarafı yüzde 23.5 artış oranında uzlaşıya varmıştı. Böylece, yeni asgari ücret brüt 34,070 TL, Net asgari ücrette 29.640 TL olarak açıklanmıştı.
Ancak, işveren tarafının itirazı ile artış oranı yüzde 22.98’ e düşürülmüştür.Asgari ücrette, itiraz sonrası 124 TL indirime gidilmesi, asgari ücretlilerde ve halk da, büyük tepkilere yol açmıştır.
O zaman bizde sorarız.Peki ne değişti de devlet tarafı, işçi tarafı ile uzlaştığı, önce kabul ettiği rakamı, itiraz aşamasında niye kabul etmemiş ve işveren tarafı ile bu indirimi yapmak için anlaşmıştır?
Bu olayda, işveren tarafı ve devlet tarafı kendi içlerinde tutarsızlığı düşmüş, toplum gözünde itibarları sarsılmış ve güven kaybetmişlerdir.
Mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede artan asgari ücreti ve diğer maaşları da eritmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir.
Asgari ücret artışları, piyasadaki mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır. Oysa işletmelerin maliyetini sadece personel giderleri artırmamaktadır.
Sattıkları malların maliyetleri, kira giderleri, elektrik ,akaryakıt, vergi vb giderler de satılan malın maliyetini artırmaktadır.Bahse konu bu giderler sabitken ve kurlar dengede iken, sadece asgari ücret ve personel maaş artışlarından dolayı, mal ve hizmetlere zam yapılması halkta şaşkınlık yaratmaktadır.
Hükümet‘in piyasa denetimlerini de düzenli olarak gerçekleştirmemesi sonucu da, pahalılık ve enflasyon günden güne artmaktadır.
Özellikle, elektrik, akaryakıt, gaz fiyatlarına yapılan zamlar, üretim maliyetlerini de artırmakta, işletmeler de ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapmaktadır.
Öte yandan, açlık sınırı rakamının arttığını ve net asgari ücrete yaklaştığını hep birlikte görmekteyiz. Asgari ücret, gıda harcamalarına bile yetmemektedir.
Bu ay elektriğe yüzde 13 zam yapılacağı açıklanmıştır. Hükümet, özellikle akaryakıt, gaz, elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Bu da, pahalılığı bir nebze olsun azaltacaktır.
Hükümet, enflasyon ve pahalılığı önlemek için, özellikle gıda, ilaç, temizlik malzemelerinde ithalat vergilerini, KDV ve fonları düşürmelidir.
Yüksek enflasyondan dolayı, maaş, emekli maaşları, ve asgari ücrete yapılan artışlar kısa sürede erimekte, çalışanlar, geçinemedikleri için, kredi kartlarına yüklenmekte ve böylece borçları da artmaktadır.
Döviz kurlarında ve petrol fiyatlarında görülebilecek düşüşlere istinaden, başta akaryakıt, gaz ve elektrik gibi temel maddelerde indirim yapılması gerekmektedir.Mademki, bu ürünlerde gerektiğinde zam yapılıyorsa, fiyatlar düşünce de, indirimler gecikmeden yapılmalıdır.Türkiye’ de geçtiğimiz hafta akaryakıt indirimi gerçekleşmişti.
Enflasyon artışları, pahalılığını da artırmakta, bu da, devletin yılda 3 keze çıkan hayat pahalılığı ödeneğini yükseltmektedir.Bu bağlamda, enflasyon düşürülmediği zaman, devletin bütçesi de olumsuz etkilenmekte ve bütçe açıkları artmaktadır.
Bütçe açıklarını azaltmak için de, yine devletin kontrolündeki vergi, resim ve harçlara zam yapılmakta, ayrıca asgari ücrete bağlı olan cezalar da artmaktadır. Bu kısır döngüyü kırmak şarttır.Maalesef, Hükümet’in bunu başaramadığını görüyoruz.