Köfünye (Kofinou) dışında kim oldukları henüz belirlenemeyen üç kişiye ait bazı kemiklerin bulunduğu öğrenildi.
Köfünye’nin hemen dışında yapılmakta olan bir tadilat çalışması esnasında ortaya çıkan kemiklerin aslında üç kişiye ait olduğu, bunlardan birisinin 16-18 yaşlarında bir genç olduğu, diğer ikisinin de yetişkin erkekler olduğu öğrenildi. Kemiklerin “antik” olmadığı da belirlendi.
Konuyla ilgili olarak edindiğimiz bilgilere göre, Köfünye’de tesadüfen ortaya çıkan bu üç kişilik mezar, bunun ilk gömü yeri olmadığına işaret ediyor.
Yapılan incelemelerde bu üç kişinin ilk gömüldükleri yerden alınarak köyün hemen dışına taşındıkları zaman, cesetlerinin henüz bozulmamış olduğu anlaşılmış... Kemiklerin “kayıp” Kıbrıslıtürk veya “kayıp” Kıbrıslırumlar’a ait olup olmadığı ancak DNA analizleri sonrasında anlaşılacak.
KÖFÜNYE “KAYIPLARI”...
1963 çatışmaları ardından Lefkoşa’dan Leymosun’a gitmekte olan bazı Kıbrıslırumlar’ın Köfünye yöresinde yakalanarak “kayıp” edildikleri yönünde çeşitli “kayıp” yakınlarının anlattıklarına bu sayfalarda yer vermiştik... 18 Nisan 1964’te Lefkoşa’dan Leymosun’a giderken Köfünye civarında “kayıp” edilen Karolos Antonakis Griny ile Andreas Antoniu Lefku’dan geride kalanlar bugüne kadar bulunamadı.
Antonakis Karolos Griny, bir Alman yurttaşı imiş. Babasının adı Welly Otto Griny, annesinin adı Anna... 18 Nisan 1964’te “kayıp” olmuş... Bu Kıbrıslı Alman “kayıp” şahsın, Köfünye’de öldürülmüş olabileceği yönünde çeşitli bilgiler var... “Kayıp” olduğunda henüz 18 yaşında bir gençmiş...
Antonakis Karolos Griny, Leymosun’da yaşıyormuş ve Valter Griny adlı bir de erkek kardeşi varmış. Griny, su tesisatçısı imiş, bir de ortağı varmış. Ortağının adı Andreas Antoniu Lefku.
18 Nisan 1964’te ortağının gri renkli Hillman marka arabasıyla yola çıkmışlar. Araç plakası A699 imiş. Her ikisinn ortak arkadaşı olan Pantelis Hristoforu da onlarla birlikte Lefkoşa’ya gitmiş.
18 Nisan 1964’te saat 15.30’da Leymosun’dan Hillman marka arabayla ayrılıp saat 17.00 sularında Lefkoşa’ya varmışlar. Pantelis Hristoforu Griny ve Lefku’dan ayrılmış ve ertesi sabah saat 09.00 sularında buluşarak Leymosun’a yine birlikte dönmeyi kararlaştırmışlar. Ancak arkadaşları ertesi sabah anlaştıkları yere gittiği halde Griny ile Lefku gelmemişler ve o günden beridir de Hillman arabalarıyla birlikte “kayıp”tırlar.
Griny’nin babası oğlu “kayıp” olunca Kıbrıs’taki Alman Elçiliği’ne de başvurmuş ancak herhangi bir sonuç alamamış.
Aradan zaman geçmiş ve Griny’nin bir arkadaşına bir Kıbrıslıtürk, bu iki gencin o günlerde Köfünye’de tutuklanarak öldürülmüş olduklarını, büyük olasılık Köfünye’de gömülü olabileceklerini söylemiş. O günlerde zaten Köfünye’de Kıbrıslıtürkler’le Lefkoşa-Leymosun yoluna ilişkin Kıbrıslırumlar’ın kavgaları varmış ve Köfünye civarında durum gerginmiş. Ancak bu iki gencin Lefkoşa’da yolları fazla bilmedikleri için yanlışlıkla Lefkoşa’nın Türk kesimine geçip tutuklanmış olabilecekleri ve “kayıp” edilmiş olabilecekleri de söyleniyor.
Köfünye’den “kayıp” Kıbrıslıtürkler Salih Sefer ile Cemali Hasan da köyden alınarak Larnaka’ya götürülmüş ve burada işkence gördükten sonra öldürülmüşler. Türkiyeli komutan Günay Bey’i öldürdükleri iddiasıyla Köfünye’den alınarak Larnaka’ya götürülmüşler ve orada Kıbrıslıtürkler’e ait yeraltı atış poligonunda işkence gördükten sonra öldürüldükleri yönünde tanıklıklar var. Bu konuda bu sayfalarda çok geniş yayın yapmıştık ve okurlarımızın paylaştıklarına yer vermiştik. Gerek o günlerde Larnaka’dan çıkışların zor olması, gerekse Salih Sefer’le Cemali Hasan’ın Larnaka’da bilinmeyen bir noktaya gömülmüş oldukları yönündeki tanıklıklar, bulunan bu kemiklerin onlara ait olamayacağı hissini veriyor. Cemali Hasan ve Salih Sefer, 15 Kasım 1965’te köyden alınıp götürüldükten sonra Larnaka’da çeşitli işkencelere tabi tutulmuşlar, bir süre sonra da öldürülmüşler ve naaşları “kayıp” edilmiş...
Bir okurumuz ise 1950’li yıllarda Köfünye yöresinde bazı madenlerin olduğunu, bu madenlerde İngilizler’in dinamit muhafaza ettiğini ve bazı silahlı korumaların bu dinamiti koruduğunu anlattı. Onun yaşlı bir Köfünyeli’den işittiğine göre, o yıllarda köyün bir ileri geleni, yanına adamlarını da alarak bu madene baskın düzenlemiş ve korumaları öldürerek silahlarını almış. Hatta daha ileri tarihlerde TMT bu silahları, köyün ileri geleninin elinden almaya çalışmışmış... Okurumuz, “Madende öldürülmüş olan silahlı korumalara ait olabilir mi acaba bu bulunan kemikler?” diye soruyor.
Biz de buradan özellikle Köfünyeli okurlarımıza çağrıda bulunmak istiyoruz...
Köfünye’de köyün dışına gömülmüş olan bu üç isimsiz şahısla ilgili herhangi bir şey biliyorsanız, isimli veya isimsiz olarak lütfen beni 0542 853 8436 numaralı cep telefonumdan arayınız. Paylaşacağınız en ufak bir bilgi dahi, bu insanların başlarına neler gelmiş olabileceğine ışık tutabilir...
Bildiklerinizi paylaşmanızı rica ediyorum... Bana isminizi söylemeniz gerekmez, yeter ki bu olayı birlikte aydınlatabilelim...
Kayıp Şahıslar Komitesi’nden Kıbrıslırum yönetimine teşekkür...
Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi, 240 bin Euro’luk bağışından dolayı Kıbrıslırum Yönetimi’ne teşekkür etti.
Kayıp Şahıslar Komitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, bağışın, Komitenin Antropoloji Laboratuarı’ndaki çalışma alanının genişletilmesine ve daha geniş bir bilim insanı takımının kayıp kazıları, kimlik belirlenmesi ve kalıntıların ailelerine teslim edilmesini içeren proje kapsamında çalışmasına olanak tanıdığı kaydedildi.
Açıklamada, bugüne kadar 830 kişiye ait kalıntının çıkarıldığı, bunların 310’unun kimlik tespitinin yapılarak ailelerine teslim edildiği de belirtildi.
(TAK Haber Ajansı – 28.12.2011)