Köhneliği dayatıyorlar

Cenk Mutluyakalı

Türk Lirası’nın sterlin ya da euro karşısındaki sefaletini ve bunun altında ezildiğimizi görmezden geliyorlar. Mağusa’da belediye işçilerinin açlığını da… Çöp kente dönüşüyor Mağusa ama bize Maraş üzerinden milliyetçilik pompalıyorlar. Lefkoşa da böyle olmuştu, ateşler yanıyordu sokaklarda, partizanlığın ve pespayeliğin tavan yaptığı günlerdi.

Yapanın yanına kaldı.
Hep de öyle oldu.

“Ulusal” siyasetin iflasını yaşıyoruz.
Görmüyorlar.
“Seçmeyelim” diyoruz, seçeni değiştiriyorlar.

Ada yarısını “vilayet” olarak tutmak ve ipe asmak için elde avuçta duran “maşalar” bunlar!
Maşaların ucunda sallanan bizleriz.
Yarınlarımız!
Ah o tutaçlarımızdan kurtulabilsek…


Şimdi bakıyoruz yeni dönemde ekonomik kalkınma için en önemli proje olarak sanal bahis, casino lisansları, kripto para, kıyı bankacılığı sayılıyor ya da sayıklanıyor.
Bunların çoğu yasa dışılığı büyüten, ada yarısını kara para aklama cennetine dönüştüren, üretimi değil karanlığı çoğaltan, ülkeyi kirleten, hayatlarımızı çürüten işler…

Hepimize ısrarla ve inatla köhneliği dayatıyorlar.
Böylece sahip oldukları şatafatlı statülerini koruyorlar

Memlekete aylardır ilaç gelmiyor, Başbakan’ın haberi yok.
Memlekete katil geliyor, gidiyor, polisin ilgisi yok.
Gençlik kaçıyor koşa koşa, göç ediyor, bu toplumu temsil ettiklerini söyleyenlerin gailesi yok.
Hukuk yok, eşitlik yok, hak yok!
Korku yayıyorlar ısrarla…


Üstlerine giderseniz eğer milli masallar anlatıyor, kahramanlık nutukları atıyor, düşmanlık siyaseti ve nefret diliyle meseleyi hemen vatana, millete, ete, tırnağa bağlıyorlar.
 

Bir yanda vekil seçilenlerin kavgası var, kim bakan olacak, kim makam alacak diye…
Öte yanda seçilemeyenler adeta gırtlak gırtlağa, müdürlük, müsteşarlık paylaşamıyorlar.

İnsan çıldırıyor!
Yıllardır hiçbir iş yapmadan onca para alan insanları görüyorsunuz.
Göz göze geldiğim zaman tahammül edemiyorum artık!

"Maaşım karşılığı bugün ne iş yaptım" sorusunu kendine yöneltse yanıt veremeyecek dünya kadar insan var. "Ne işe yaradım bugün" diyemiyor kendine! İşini terk ediyor ama maaşını terk etmiyor.

Bir de yürüyüşte, sahilde, dağda, bağda, bahçede fotoğraf paylaşıyorlar sosyal medyadan…
Utanmadan…
Dünya kadar insan tek kuruşun hesabını yaparken bu zamanda, kimileri için “saadet zinciri” kurulmuş tepeden tırnağa…

Yalan sıradanlaştı.
Ne kadar çok ve ne kadar rahat yalan söylüyor insanlar birbirlerine…
Hele yönetenler.
Hemen herkes dinlerken biliyor çoğu sözün, vaadin, demecin, konuşmanın “yalan” olduğunu...

Hepimize ısrarla ve inatla köhneliği dayatıyorlar.
Geleceği yok bu düzenin…
Yok...