Koka Yaprağı ve Kokonat Saçaklı Evdeydi!

Ergenç Korkmazel’in ‘Koka Yaprağı ve Kokonat’ adını verdiği fotoğraf sergisi geçtiğimiz Cumartesi, 22 Ekim’de Saçaklı Ev’de açıldı.

 

Ergenç Korkmazel’in ‘Koka Yaprağı ve Kokonat’ adını verdiği fotoğraf sergisi geçtiğimiz Cumartesi, 22 Ekim’de Saçaklı Ev’de açıldı.

 

Ergenç Korkmazel, 1972 yılında Baf’da doğdu. 1974’de ada ikiye bölündükten sonra, ailesiyle birlikte Kuzey Kıbrıs’ta yaşamak zorunda kaldı. Eğitimini burada tamamladı. Fethiye, Marmaris, Londra ve Manchester’da yaşadı. 2003’de sınır kapılarının açılmasıyla Baf’a geri döndü ve halen orada yaşamakta. 2009’da, ‘Stavrokonno 1900-1975’ adlı yayınlanmış bir de fotoğraf kitabı var. 2011 yılında, ‘Koka Yaprağı ve Kokonat’ adlı sergisini, Baf ve Lefkoşa’da açtı. Ayrıca, fotoğrafları Kıbrıs, Türkiye ve Almanya’daki karma sergilerde yer aldı.

 

Bu yazıyı okuduğunuz sıralarda sergi sona ermiş olacaktır. Gidenler gezmiş görmüş, gitmeyenlerse sergiyi kaçırmışlardır.

Bu sergi Haziran ayında, Ergenç’in yaşadığı Baf’ta açılmıştı. Fotoğrafların 5-6 tanesi yeni, geriye kalanlarsa Baf’taki sergidekiler...    

 

Sırf satış yapsın, masrafları çıksın (hatta mümkünse biraz da kar kalsın) diye sergi açan ya da Eroğlu’na açtıran memur veya memur zihniyetli sözde sanatçılarımızın aksine Ergenç’in fotoğraf sergisini herhangi biri açmadı. Rum, Türk, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Rus, ABD’li, Kolombiyalı, Kürt, Türkiyeli ve Yunanlı gibi geniş bir yelpazeden misafirin katıldığı kozmopolit ‘açılış’ akşamı başında kısacık da olsa bir konuşma yapılsın diye ısrar etmişsek de hem ortamın çokdilliliğinden hem de fotoğraflarla izleyicilerin arasında girilmek istenmemesi üzerine bundan kısa süre içinde vazgeçildi.

Not da düşülmeli ki açılışta sunulan şaraplar ve hamur işi türü yiyeceklerin hepsi ev yapımıydı. 

 

Ergenç uç coğrafyalarda dolaştı, belki de bizim, en azından çoğumuzun hiçbir zaman gidemeyeceği, hatta rüyasını bile göremeyeceği yerlere girip çıktı. Oralarda saldırıya uğradı, bıçaklandı ve kamerası elinden alındı...

 

“Bu mistik yolculuk 4 ayda tamamlandı. Tayland’da başlayıp, Laos, Vietnam, Kamboçya ve bir yıl sonra Kolombiya, Peru ve Şili’de sona erdi.

Her insan bir dünyadır ve dünyadaki çeşitlilik de hepimizin mirasıdır. Yol boyunca büyük kültürlerin, daha küçüklerini yuttuğunu gördüm.

Bu çalışma varolmak için ürküp saklanan utangaç imge ve renklerin hasadından oluşuyor.

Bu sergiyi, çağımızda hızla yokolan ve farklı kültürlerin tohumlarını oluşturan bu zengin dil, tat ve renklerin korunmasına adıyorum.”

 

Davetiyede de söylediği gibi Ergenç, bu sergiyle dünyadaki etnik ve kültürel çeşitliliğin altını çizmeye çalıştı, çalışıyor. Ve bu çeşitliliğin başdüşmanı olan sistem, yavaşlığı ve farklılığı yutarken, algıları köreltirken, Ergenç’in burada sergilediği perspektif tam da ihtiyacımız olan şey!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri