Her işimiz birbirine benziyor:
Köhnemiş, kokuşmuş, yalan!
Kurallar açıklıyor, uygulamıyor, denetlemiyoruz.
Denetlersek göz yumuyoruz.
En başta başbakanı bakanı başkanı uymuyor zaten kurallara!
***
İş konforlu alanda üretmekse, sorun yok.
Yasa yaz, tüzük yaz, bildiri yaz!
Bir odada otur, yaz.
Hepsi o kadar!
O yazılanı, söyleneni, isteneni uygulamak için sokağa inmek, denetlemek, risk ve sorumluluk almak, birilerini üzmek, suya ve sabuna dokunmak gerekiyor.
İşte orada film kopuyor.
“Kimseleri kırmadan” kırılıyor bu ülke!
Söyler misiniz “uygulanmayan” kararlar ne işe yarıyor?
***
Sizin iş yerinize en son ne zaman denetime geldiler?
Buyurunuz!
Yanıt veriniz!
Kaç kişi var maskesini takmadığı için cezalandırılan?
Toplu ulaşımla işine gidenler var, denetim hiç görmemişler.
Masa başında alınan kararlar, yine masanın üzerine kalıyor.
Bir de “yapanın yanına kalıyor” her daim!
***
Biri gelse, sizi maskesiz görse, işlem yapacak olsa, ya müdür girecek devreye, ya bakan!
“Dikkat et, bir daha olmasın” falan geçiştirilecek.
Dünya kadar insanın yüzünde maske var ancak ağzı da burnu da açıkta!
***
Her gün vaka sayısı açıklanıyor da denetim rakamları niye açıklanmıyor?
Kaç iş yeri denetlendi, kaç mekân, kaç kamu kurumu, kaç kişiye ceza verildi, niçin?
***
Aşı meselesinde de gördük.
İşimiz gücümüz kayırmacılık, ayrımcılık, açıkgözlük!
Göz yumma...
Görmezden gelme...
Oluruna bırakma...
***
Peki, karantina merkezlerine dair onca iddia sonrası ne değişti?
İnsanlar süreçten korktuğu sürece, temaslılar da gizlenecek.
Sebepleri ortadan kaldırmadan sonuçların değişmesini bekliyoruz.
Özelde çalışan “temaslı” olursa “maaşsız” ya da “işsiz” kalacak demektir.
Çünkü “güvence” vermiyorsunuz!
Sonra “niye gizleniyor” diyorsunuz.
***
Doktor var doktor, günlerce kendini gizlemiş!
Denetlemediğimiz sürece kapatsak ne olacak?
Berberler yine saç kesecek, bu kez evlerde!
Şimdi evlerde özel ders verildiği gibi!
Boşuna mı anlatılıyor, ekonomik olarak destekle ve öyle kapat!
Çünkü ekonomik destek vermeden kapattığınız herkes, yaşamak için yasak delecek.
***
Nedense “kapanalım ve maliyenin imkanlarını paylaşalım” denince, bu öneri “kapanma istenmiyor” gibi okunuyor.
Aslında “paylaşmak” istenmiyor!
“Maaş güvenceli” kesimler özde dayanışmacı olsa sorun çözülecek.
Hem sağlığımız korunacak, hem de ekonomik eşitsizlik dengelenecek.
***
Yalan bir düzende yaşıyoruz.
Mış gibi (!)
“Yürüyerek girdiği karantinadan bu gün ilaçlanmış kutuda aldık biz canımızı” diyor, 40 yaşında, salgına değil bu yalan düzene yenilen talihsiz gencin kardeşi…
“Toprağa nasıl verdik biz bilir misiniz? 20 Metre uzaktan seyrederek!”
“Bu saatten sonra yere batsın memleketiniz” diyor…
Az bile diyor…
Az bile…