“Böyle kalsın” istemiyorum.
Yeni bir Kıbrıs düşlüyorum.
Çözüm istiyorum, delice...
Adanın kuzeyinde yaşadıklarımdan, gördüklerimden, hissettiklerimden, çırılçıplak hakikatten “gay” edesim var.
Buraların şavkı kalmadı.
“Yok olmaktan kurtulduk” diyen bir toplumun süslü püslü yok oluşuna tanıklık beni kahrediyor.
* * *
Anastasiadis'i dinledim.
Kimi sözlerine hak verdim...
Kimine dudak büktüm.
Ama en temelde bence süreci uzatarak, "böyle iyidir, aynen kalsın"a oynuyor.
Federasyon falan istemiyor.
Hep de böyle kalacak sanıyor.
Kuzeyde de “akrabaları” var.
"Çözüm isteriz” ama "aynen kalsın"a getiriyorlar.
* * *
Bir önerisine imzamı atarım.
“Askersiz ve garantörsüz bir ülke...”
Evlatlar askere gitmeyecek.
Tüfek yok, mevzi yok, nöbet yok.
Garantöre ne ihtiyaç var?
“Ama korkuyoruz” diyenlerinki “Bu düzen bozulacak” korkusu!
Sanki cebinde Kıbrıs pasaportu Larnaka’dan İngiltere’ye uçarken yan koltukta “garantör” var.
Bayıla bayıla gidiyor!
* * *
Mesela "kanatları güçlü federasyon” fikrini sevmedim.
Tam da derdim “kanat”la çünkü (!)
Senin “kanat” dediğin, bizde “vilayet”e dönüşmüş, “iradesi” emilmiş.
* * *
Şu "etkin katılım” meselesine gelince!
Kıbrıslı Türklerin tüm karar alma süreçlerinde varlığı elbette önemlidir.
Ama "her defasında da en az bir Kıbrıslı Türkün onayı" ne demek?
Çünkü bu, her meselede “en bir Kıbrıslı Rum'un onayını” da gerektirecek.
Veto gibi!
Sahi biz "birleşmek" ve ortak bir Kıbrıs ülkesini yönetmek mi istiyoruz yoksa "ayrışmak" mı her yerde, anlamıyorum.
Anastasiadis diyor ki, "Kıbrıslı Türklerin hayati çıkarlarını etkileyecek her meselede, Kıbrıslı Türklerin oyu olması gözetilecek.."
Bu tamam!
Burada sorun “nerelerde?”
Çok açık belirlenmeli, gevelemeden...
* * *
Ülkenin geleceği için olumlu bir proje varsa, "evet" demek için ne fark eder Türk, Rum, Ermeni olmak.
Ülke eğer hepimizinse...
Birleşmiş Milletler'in 1990'daki kararı meseleyi iyi anlatıyor:
“Tüm federal hükümet organlarında ve yönetimde tam sayısal eşitlik anlamına gelmemekle birlikte, federal hükümetin tüm organlarında ve karar alma mekanizmalarında iki toplumun etkin katılımı; federal hükümetin bir topluma karşı kararlar almasını önleyecek koruyucu önlemlerin alınması ve iki kurucu yapının güç ve yetkilerinin aynı olması ve eşit olmaları...”
* * *
Yeni bir "Kıbrıs ülkesi" değil de kendi ayrı ülkesini istiyorsa herkes, ortada büyük bir yalan var demektir.
Oysa hayalim tek bir ülkedir.
“Yarım”ı gördük yeterince!
Biri devleti çalmış, biri toprağı ve kimse bu gerçeği kabullenmiyorsa!
Tam da "aldatıldık"dır şarkının adı...
Sözleri de tam kıvamında...
“Kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz
Ayrı diyarlarda...”