Türkiye’de geçtiğimiz günlerde toplanan 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye niteliğindeki kararların bazılarının, çağdaş eğitim programlarına ters düşen nitelikleri, Türkiye’de olduğu gibi bizde de endişeyle karşılanıyor.
Çünkü iki ülkenin eğitim programlarının uyumlaştırılmasını öngören bir Milli Eğitim Yasası var Kuzey Kıbrıs’ta.
Yasa’nın 22’nci maddesi, ‘Kıbrıs Türk Milli Eğitim Kurumları’nda uygulanan öğretim programları ile Türkiye’deki özdeş eğitim kurumlarında uygulanmakta olan öğretim programları arasında, Kıbrıs Türk toplumunun gereksinimleri de gözetilmek koşuluyla uyum sağlanır’ diyor.
İlgili yasanın bu maddesinin, Türkiye’den de gelecek ‘dayatmalarla’, bizim eğitim ve öğretim programlarımızın geriye yürütülmesi adına dayanak yapılması şeklinde bir tehlike, maalesef ki var.
Hele de, yasal dayanağı dahi olmaksızın açılan İlahiyat Koleji örneği, oracıkta dururken.
Başsavcılığın, ‘KKTC yasalarındaki okul açma konusundaki düzenlemelere bakıldığında hali hazırdaki yasa ve tüzükler ülkemizde bir İlahiyat Koleji kurulmasına cevaz vermemektedir’ şeklindeki görüşüne rağmen, gerek Anayasa, gerek Milli Eğitim Yasası gerekse Öğretmenler Yasası’nda çok sayıdaki maddenin açık hilafına rağmen açılan bir İlahiyat Koleji’miz var bizim.
Yani ‘birilerinin’ istemesi durumunda, pekâlâ Türkiye’de mevzuat haline geleceği çok net olan ilgili şura kararlarını, biz de kendi mevzuatımızda bulabiliriz her an.
İşte şurada alınan kararlardan bazıları:
• Okul öncesinde din odaklı değerler eğitimi verilecek, 36-72 aylık çocuklara okulda Allah kavramı ve Allah sevgisi anlatılacak, cennet ve cehennem kavramları öğretilecek, okul öncesinde ve ilkokullarda okutulan kitaplarda bulunan masallar ve şiirler artık islami ve milli içerikli olacak.
• Halihazırda İlkokul 4’üncü sınıftan itibaren zorunlu olarak başlayan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, 1,2 ve 3’üncü sınıfların müfredatına da girecek.
• Kutlu Doğum Haftası, okul müfredatlarının zorunlu kutlama programına dahil edilecek.
• Liselerdeki zorunlu din dersi saatleri iki katına çıkarılacak.
• İlkokul 4’üncü sınıf müfredatında yer alan İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi kaldırılacak.
• Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri’nin müfredatında bulunan Alkollü İçki ve Kokteyl Servisi dersi kaldırılacak.
Şura kararlarında, yukarıda birkaçını aktardığım pek çok ‘sıkıntılı’ öneri var.
Ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara baktığımızda, bu tavsiye kararlarının çok yakında uygulamaya girmesi, çok yüksek ihtimal.
Eğitimcilerimizin, ‘mevcut eğitim sistemimizi nasıl daha çağdaş, daha demokratik, insan haklarına daha saygılı hale getirebiliriz’ diye kafa yorduğu bir dönemde, bizler de böylesi ‘geri adımlarla’ burun buruna gelmek istemiyorsak, İlahiyat Koleji benzeri bir dayatmayla karşı karşıya kalmak istemiyorsak, çok dikkatli olmak zorundayız.
Türkiye’den ‘kopyala-yapıştır’ yöntemiyle model devşirtme dönemi artık kapanmalı, çağdaş eğitim modellerinin kendi ülke koşullarımız ve değerlerimizle yoğrulduğu, bağımsız eğitim programlarını bir an önce hayata geçirme yoluna gitmeliyiz.
Aksi halde komşuda pişen, ilk fırsatta bize de düşecektir.