Beton milyonerleri çıldırdı.
Duyan da ülkede “inşaat yasaklandı” sanacak.
Oysa hepsi kimi sınırlar geldi, kimi standartlar…
“On iki kat istiyoruz” demek yerine, nesine inanacaksak “doğayı katleden emirname istemiyoruz” sloganı atıldı.
Hani içteki mahcubiyetin dışa vurumu gibi...
* * *
Emeğin gölgesine sığınıyorlar.
İşçiyi kışkırtıyorlar.
“İşsiz kalacaksınız” diye...
* * *
Sokağa ineceklermiş de kendilerini “sarı yelekliler” gibi görüyorlar.
Bu benzetme fazla “zorlama” oldu.
Sarı yelek, havuzlu villa, park yerinde bir de Bi Em!
Etmeyiniz, eylemeyiniz, bu sarı yelekliler “orta sınıf” insanlar, ceplerindeki maaşla ayın sonunu zor buluyorlar.
* * *
Bu ülke betona doydu.
Nüfusa doydu.
Metale doydu.
Memleketin konut ihtiyacı var mı, bunu konuşan yok.
Konut sayısını öğrenmek de ayrı bir dert.
Devlet Planlama Örgütü en son 2011’de yapmış, “konut sayımı”nı…
Belediyeler rakamı güncellemiyor.
Ne resmi “vize” sayısını bilen var, ne inşaat!
Adanın kuzey çadırında işler “öylesine” yürüyor.
* * *
Bir hafta uğraştım, didindim, en güncel rakamlara o “burun kıvırdıkları” KIB-TEK’te ulaştım.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu pek çoğundan daha kurumsal çalışıyor.
Bir özet yapalım:
> 2018 için NÜFUS rakamı 372 bin 486. (Devlet Planlama Örgütü’nden aldım.)
> Bu rakama öğrenciler ve yabancı işçilerle aileleri de dahil. (De Jure diyorlar.)
> ‘2011 KONUT SAYIMI’nda konut rakamı 130 bin (Hane halkı ortalaması 2.95)
> 2018 için KONUT SAYISI: (en az) 140.437 (Bu rakam Kıb-Tek’in güncel konut tarifesinden alındı. / Yurtlar, oteller, pansiyonlar rakama dahil değil.)
> Konut rakamı ortalama hane halkı ile hesaplanırsa, 414 bin nüfusa denk geliyor.
- ki Müteahhitler Birliği’ne göre 4 bin de atıl inşaat var -
* * *
“Satılık” ve “Kiralık” levhalı apartman, dükkan, işyeri bolluğunu siz de görüyorsunuz.
Ve rakamlar gösteriyor ki, yurttaş için konut fazlası var, eksiği yok.
O zaman “Yabancılara satış için ihtiyaç var” diyebilirsiniz.
Anımsayınız, Bakanlar Kurulu yakın geçmişte bir kararla yabancılara “üç daire ve iki villa alma hakkı” tanımıştı.
Peki kaç müracaat oldu?
Söyleyeyim: 5
Yazı ile anlatayım: “Beş.”
* * *
Tablo buysa “inşaat azgınlığı”nın sebebi nedir peki?
“Rant” diyorum, kimileri “yatırım” diyor..
“Yatırım” dedikleri ganimeti ucuza kapatarak, bir an önce betonlaştırma projesi!
Kimi “vergi ödeyeceğime mal alırım” diyor, kimi “alınmış, kalınmıştır, gün gele kiralarım.”
Böylece “paralı azınlık” bolca “beton”un sahibi olurken, şehirler olabildiğince çirkinleşiyor, altyapı bunca yapıyı hazmetmiyor, doğa bu “kir”i yüzümüze kusuyor.
* * *
Bir çelişki daha var.
Dere yataklarına dünya kadar inşaat yapıldı ve siyasi aymazlık buna göz yumdu ya!
Müteahhitler de bağırıyor şimdi...
İyi de bunu yapanlar kimdi? Siyasi iktidarlarla el ele, yine onlar değil mi?
Kimin eli kimin cebinde iyice karışıyor.